Die Welt'ten Cumhurbaşkanı Erdoğan'a mektup

Die Welt gazetesi, muhabiri Deniz Yücel'in tutuklanması nedeniyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a mektup yazdı. Mektupta, Yücel'in serbest bırakılması istendi.

Abone ol

DUVAR - Türkiye muhabiri tutuklanan Die Welt gazetesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a açık mektup yazdı.

Genel Yayın Yönetmeni Ulf Poschardt imzasıyla, Almanca ve Türkçe olarak yayınlanan mektupta, gazetenin tutuklanan Türkiye muhabiri Deniz Yücel'in hakkında endişe duyulduğu belirtildi.

Deniz Yücel'in eleştiren bir gazeteci olduğunu kaydeden Ulf Poschardt, "Deniz Yücel gazetecidir, eleştiren ve rahat durmayan bir gazeteci. Ne daha fazla, ne de daha az. Lütfen, serbest bırakın Deniz’i. Deniz kendiliğinden gidip teslim oldu ve ülkenizde bir hukuk devleti olarak adil bir yargılama yapılacağına güvenerek" ifadelerini kullandı.

Rahman Suresi'nden alıntı yapan Poschardt, Yücel'e adaletli davranılması çağrısı yaptı. Poschardt'ın mektubu şu şekilde:

"Sayın Cumhurbaşkanı,

Bu yolla size başvurduğum için lütfen hoş karşılayın beni. Size ulaşmak benim için çok önemli. Adım Ulf Poschardt. 'Welt' gazetesinin genel yayın yönetmeniyim. Türkiye muhabirimiz Deniz Yücel bir haftadan fazla bir zamandır tutuklu olduğu için, kendisi ile ilgili endişe duyuyorum. İki sene önce kendisini gazetemize almak için Deniz ile buluştuğumuzda ikimizin de isteği Deniz’in iç politika konularında yazmasıydı. Ta ki Türkiye ve orada yaşayan insanlar hakkında konuşmaya başlayana dek. Deniz’in annesinin, babasının memleketini ne kadar çok sevdiğini hemen anladım. Deniz gazetemiz için bu nedenle gitti Türkiye’ye. Gazetelerimizde ve internet sayfalarımızda yayımlanan röportajları ve analizleriyle Türkiye’nin kültürünü, örf ve adetlerini fazla tanımayan binlerce insanın memleketiniz ile ilgilenmelerini sağladı. Deniz Türkiye ile ilgili yazmaya başladığından beri, haberlerimize olan ilgi iki mislinden fazla arttı.

Maliye Bakanlığında Türk vergi sisteminin modernizasyonunda yardımcı olabilmek için Bavyeralı bir memur olarak babam 80’li senelerin sonlarında Ankara’da bulunmuştur.

Ankara’daki iş arkadaşlarının inanılmaz bir çalışkanlık ve angajman ile Cumartesi günleri öğleden sonraları bile bakanlıkta nasıl çalıştıklarını kendisi bugün bile anlatır. Daha 1989 senesinde bir çok kadının bakanlıkta önemli mevkilerde görev aldıklarını görmekten ne kadar çok etkilenmişti. Dört Türk futbol takımının Avrupa Kupası birinci turunda oynaması nedeniyle bir toplantıyı ertelemiş olan Türk iş arkadaşlarının futbol maçlarındaki heyecanından da efsane gibi bahseder babam. Ve kendisini düzenli bir şekilde yemeğe davet eden iş arkadaşlarında yediği leziz turşular gibisini bir daha bulamamış babam.

Türkiye’nin bugün içinde bulunduğu bölgenin kültürümüzün, dilimizin ve mimarimizin beşiği olduğunu gösteririm ben hep oğullarımla müzeye gittiğimizde. Türkiye’yi ve Almanya’yı birbirine bağlayan çok şey olduğuna inanıyorum. Deniz gibi çoğu çifte vatandaşlığa sahip olan Türk kökenli milyonlarca Federal Alman vatandaşı değil sadece, değişken bir tarih ki bunun içinde müşterek menfaatlere değer verildiği ve özen gösterildiği zaman iki tarafın da yararına olduğuna inanıyorum. Şu andaki ilişki iki ülkemizi birleştiren durumu yansıtmıyor.

Bunu siz değiştirebilirsiniz.

Herkesten önce Siz.

Deniz Yücel’in serbest bırakılması bir sinyal olabilir.

1999 senesi Mart ayında politik karşıtlarınız Sizi orada görmek istedikleri için hapse girdiniz. Böyle bir cezanın ne anlama geldiğini biliyorsunuz.

Deniz Yücel gazetecidir, eleştiren ve rahat durmayan bir gazeteci. Ne daha fazla, ne de daha az. Lütfen, serbest bırakın Deniz’i. Deniz kendiliğinden gidip teslim oldu ve ülkenizde bir hukuk devleti olarak adil bir yargılama yapılacağına güvenerek.

Deniz sorgu makamlarıyla beraber çalışır.

Dininizin temel direği Kuran’dır. En güzel surelerden biri olan 55. surede çok merhametli olan Allah’ın dünyayı yaratışı anlatılır: Önce insanı yarattı, sonra güneş ve yıldızlar ile gökyüzünü ve sonunda artık insanlar arasında adaleti sağlayacak olan tartıyı.

'İnsanlar ile ilgili bir yargıda bulunacaksanız eğer', Allah inananlardan bunu talep eder, 'o zaman adil karar veriniz'.

Cevabınızın beni sevindirmesi umuduyla.

Saygılarımla

Ulf Poschardt" (HABER MERKEZİ)