Cumartesi Anneleri: 12 Eylül'de kaybedilenleri unutmayacağız

Cumartesi Anneleri 12 Eylül askeri darbesinde gözaltına alınıp işkenceye öldürülen ve kaybedilen yakınlarını sordu: "Onları kaybedenleri ve bugüne kadar cezasızlıkla koruyanları affetmeyeceğiz."

Abone ol

DUVAR - Cumartesi Anneleri, 807. hafta açıklamalarında 12 Eylül askeri darbesinde işlenen insanlık suçlarını hatırlattı. 12 Eylül darbesinin binlerce insanın yaşamına mal olduğunu söyleyen Cumartesi Anneleri, "12 Eylül askeri darbesi döneminde işlenen insanlığa karşı suçlardan biri olan gözaltında kaybetmeleri gündeme getiriyoruz. Toplumsal unutmaya karşı bir kez daha 12 Eylül’ü ve 12 Eylül işkencehanelerinde kaybedilenleri hatırlatıyoruz" dedi.

'CEMİL KIRBAYIR, MAHMUT KAYA, HAYRETTİN EREN...'

Açıklamada şöyle dendi: "Kars’ta Cemil Kırbayır ve Mahmut Kaya, Bingöl’de Hüseyin Morsümbül, Ankara’da Nurettin Öztürk, Yalova’da Zeki Altunbaş, İstanbul’da Hayrettin Eren, Nurettin Yedigöl, Süleyman Cihan, Mustafa Hayrullahoğlu ve Maksut Tepeli 12 Eylül cezaevlerinde kaybedildiler.

Süleyman Cihan’ın işkence ile öldürülen bedenine 3 ay sonra, Mustafa Hayrullahoğlu’nun işkence ile öldürülen bedenine 5 ay sonra “kimliği meçhul kişi” olarak gömüldükleri kimsesizler mezarlığında ulaşıldı. Diğerlerinin mezarları ise hala gizleniyor.

12 Eylül rejiminde Antep’te Veysel Güney, İzmir’de İlyas Has idam edildi. Onların bedenleri ailelerine teslim edilmedi, mezar yerleri açıklanmadı. İlyas Has’ın mezarına 28 yıl sonra ulaşılabildi. Veysel Güney’in mezarı ise hala gizleniyor. Tanıklara rağmen, belgelere rağmen, Adli Tıp raporlarına rağmen, TBMM raporuna rağmen tüm hukuki yolları kullanmamıza rağmen 12 Eylül işkencehanelerinde kaybedilen sevdiklerimiz için adalet sağlanmıyor. 12 Eylül’ün gözaltında kayıpları inkar eden ve kaybedenleri cezasız bırakan zihniyeti bugün de sürüyor. 12 Eylül, anayasası, yasal mevzuatı ve kurumları ile yaşamaya devam ediyor.

'HAKİKATİN BİLGİSİNİ YENİ NESİLLERE AKTARMAYA İHTİYACIMIZ VAR'

807 haftadır söylüyoruz, söylemeye devam edeceğiz: Bugün yaşanan sistematik insan hakları ihlallerinin son bulması, geçmişte devlet yada devlet destekli güçler tarafından işlenen insanlığa karşı suçlarla yüzleşilmesi, suçluların cezalandırılması ve onarıcı adaletin sağlanması ile mümkündür. Bunun için de geçmişin hakikati ile toplumun arasına örülen inkar duvarını yıkmaya, hakikatin bilgisini yeni nesillere aktarmaya ihtiyacımız var. Biz 807 haftadır toplumsal hafızamızı gözaltında kaybetmeler üzerinden tazeleyerek, bu ağır inkar duvarında gedikler açmaya çalışıyoruz. 12 Eylül Askeri Darbesi’nin 40. Yılında bir kez daha hatırlatıyoruz: 12 Eylül’ü aşmak ancak bütün bir 12 Eylül anlayışıyla, 12 Eylül anayasası, yasaları ve kurumlarıyla yüzleşmek, hesaplaşmakla mümkündür. Bunun gerçekleşebilmesi için güçlü bir toplumsal duyarlılık ve ısrarlı bir takip şarttır. Biz bu ısrarın bir parçası olma kararlılığımızı sürdüreceğiz. 12 Eylül işkencehanelerinde kaybedilenleri unutmayacağız. Onları kaybedenleri, kaybedenleri bugüne kadar cezasızlıkla koruyanları affetmeyeceğiz. Kaç yıl geçerse geçsin 12 Eylül işkencehanelerinde kaybedilenler için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz! 108 haftadır hukuksuz bir biçimde bize kapatılan kayıplarımızla buluşma mekânımız olan Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz." (HABER MERKEZİ)