CHP'den Erdoğan'a Bozkurt'ta propaganda tepkisi: Ucubelik

CHP'li Engin Altay, “Cumhurbaşkanı’nın muhalefete, yandaş olmayan gazetecilere felaketin yaşandığı bölgeden seslenmesi ve propaganda yapması, doğalgaz müjdesi vermesi ucubeliktir, izansızlıktır" dedi.

Abone ol

DUVAR - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sel felaketi yaşayan Kastamonu'nun Bozkurt ilçesinde cuma namazı sonrası propaganda yaptığını belirten CHP, tepki gösterdi.

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç ile birlikte Kastamonu Bozkurt’a gelerek incelemelerde bulundu.

'330'UN ÜZERİNDE KAYIP BİLDİRİMİ VAR'

Aynı saatlerde ilçeye gelerek camiden halka seslenen Erdoğan’ı eleştiren Altay, şunları söyledi:

"Maalesef Cumhurbaşkanı, bizim de bulunduğumuz Bozkurt’a geldi az önce. Güya bir geçmiş olsun ziyaretiydi. Güya yaraların sarılmasıyla ilgili müjde verme ziyaretiydi. Ama propaganda yaptı, gitti. Ayıpladım, yadırgadım. Böyle bir felaket esnasında, Bozkurt’taki felaketi bugün de söyledik. Sıradan bir felaket değil. Felaket üstü bir felaketle Bozkurt karşı karşıyayken, Cumhurbaşkanı’nın muhalefete, yandaş olmayan gazetecilere felaketin yaşandığı bölgeden seslenmesi ve propaganda yapması, doğalgaz müjdesi vermesi ucubeliktir. İzansızlıktır, mantıksızlıktır. Bozkurt’a gelmiş, ‘Bir olalım, iri olalım, diri olalım, zaman bu zaman’ diyor. Sonra, ‘Biz ve onlar’ diye başlıyor. ‘Böyle zamanda propaganda yapılmaz’ diyor. Ondan sonra, kurtardıkları insanlar için, ‘Bunlar diyor her kişinin değil, er kişinin harcı’ diyor. Ben de soruyorum: ‘Erdoğan, kurtaramadıkların ne olacak, onlar kimin sorumluluğunda?’ Bozkurt’ta şu an 330’un üzerinde kayıp bildirimi var. 27 civarında ceset bulunduğu beyan ediliyor. Bizdeki bilgiler daha farklı. Bunu söylemek istemiyorum ama 300 kişinin hayatını kaybetme riskinin çok yüksek olduğu bir yerde propaganda yapmak, siyasi edeple, siyasi ahlakla, devlet ciddiyetiyle bağdaşmaz. Yazıklar olsun.

'BÖYLE BİR DÖNEMDE PARTİZANLIK YAPANIN ALLAH BELASINI VERSİN'

Ayrıca, Erdoğan’ın şunu bilmesi lazım. Selden etkilenen sadece Bartın, Bozkurt ve Ayancık değildir. İnebolu, Cide, Abana, Çatalzeytin, Türkeli ve Erfelek ilçeleri de selden büyük çapta, kısmi oranda etkilenmişlerdir. Bu ilçelerle ilgili de gerekli tedbirlerin alınması lazım. Bir diğer yanlış da şudur: ‘Bir olalım diyen Erdoğan, kendisine ait belediyenin bulunduğu ilçede, İstanbul Büyükşehir’in, Ankara Büyükşehir’in yangın kurtarma ve itfaiye araçlarının ilçeye neden alınmadığını, umarım belediye başkanına ve kıymetli bakanlarına soracaktır. Ayancık’ta da ha keza aynı kargaşa var. Ayancık Belediyesi’yle kaymakamlık arasında bırakın koordinasyonu selamlaşma yok. Bunu da kabul etmek mümkün değil. Bölgede Türkiye’nin her yerinden yardımlar yağıyor. Ama yardımların dağıtılmasıyla ilgili bir itiş kakış Ayancık’ta da Bozkurt’ta da yaşanıyor. AK Parti’nin Gençlik Kolları’ndaki kardeşlerimizin yardım dağıtması için polis, onlarla iş birliği yaparken, CHP Gençlik Kolları üyelerinin çalışma, çaba talepleri reddediliyor. Geri çevriliyor. Böyle bir dönemde partizanlık yapanın Allah belasını versin.

ÖZTUNÇ: CAMİ AVLUSUNDA MİTİNG YAPTI

CHP Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç da şunları söyledi:

“Cami avlusunda miting yaptı. Sanki sel felaketine gelmemiş de mitinge gelmiş, seçim çalışmasına gelmiş gibi konuştu. Yine ‘onlar’ dedi, ‘biz’ dedi. Siyaset yaptı. Yahu böyle bir günde bile siyaset yapılmaz. Niye siyaset yapıyorsunuz? Gelmişsiniz, burada sel felaketi yaşanmış. İnsanlar selden etkilenmişler. Sayın Erdoğan ne kadar başarılı olduğunu söyledi. Allah aşkına… Hala kayıp insanlar var. Kayıp insanlar varken, onların cenazeleri daha yerlerdeyken, bulunamazken, nerede olduğu bulunamazken… Bu nasıl bir anlayıştır ki burada siyaset yapıyorsunuz? Hiç mi saygınız yok insanlara? Bu kadar mı vicdanınız köreldi, kalbiniz köreldi? Hiç mi saygınız yok insanlara? Allah aşkına… Bura siyaset yeri değil. Geldiniz yine Bozkurt’ta yaptınız. Ayrımcılık yaptınız. ‘Onlar’ dediniz, ‘biz’ dediniz. Oy devşirmeye çalışıyorsunuz. Oy zamanı mı ya? Allah aşkına… İsyan ediyorum. Yazık gerçekten yazık. Üzülüyoruz. Türkiye Cumhuriyeti, böyle bir Cumhurbaşkanlığı’nı hak etmiyor. Gerçekten hak etmiyor." (ANKA)