CHP kadroları da programı da yeniliyor

CHP’nin nisan ayı sonunda yapacağı 37. Olağan Kurultay sürecini yöneten Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı, “Bu iktidara yürüyüşün kongresi olacak, programı da iktidara yürüyüşün bir parçası olarak gözden geçireceğiz” dedi. Türkiye’nin yönetilemediğini, savrulduğunu belirten Salıcı, “1 yıldır erken seçim tartışması yapılıyor. Güçlü bir iktidarın olduğu, işlerin iyi gittiği, sorunların çözüldüğü bir yerde erken seçim tartışması olmaz. Demek ki işler iyi gitmiyor. İktidar çuvallamış durumda” dedi.

Abone ol

ANKARA - CHP’de 37. Olağan Kurultay takvimi işlemeye başladı. Kasım ayı içinde mahalle delegelerinin seçildiği partide 14 Aralık itibariyle de ilçe kongreleri yapılıyor. 6 Ocak itibariyle 694 ilçe kongresini tamamlayan CHP, şubat başında da il kongrelerine başlayacak. Genel başkanlık seçiminin de olacağı büyük kurultayın en geç nisan ayı sonunda yapılması bekleniyor.

37. Olağan Kurultayı “CHP’nin iktidara yürüyüş kurultayı” olarak nitelendiren CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı tamamlanan 694 ilçe kongresinin, yaratılmak istenen “Kendi içinde kavga eden CHP” imajını yerle bir ettiğini söyledi. Yeni partilerle ittifak olasılığı için “Anlayış yakınlaşması doğarsa siyaset bunu değerlendirir” yorumu yapan Salıcı, erken seçim tartışmalarıyla ilgili “Seçimlerin üzerinden henüz 1.5 sene geçmiş olmasına rağmen 1 yıldır erken seçim tartışması yapılıyor. Güçlü bir iktidarın olduğu, işlerin iyi gittiği, sorunların çözüldüğü bir yerde erken seçim tartışması olmaz. Demek ki işler iyi gitmiyor. İktidar çuvallamış durumda” dedi.

Salıcı’nın devam eden ilçe kongreleri, yenilenecek parti programı, yeni kurulan partiler, Millet İttifakı’nın genişleme olasılığı ve erken seçim iddialarıyla ilgili sorularımıza yanıtları şöyle oldu:

'CHP’NİN İKTİDARA YÜRÜYÜŞÜNÜN KADROLARI ORTAYA ÇIKACAK'

CHP, 37. Olağan Kurultay’a hazırlanıyor. Her kurultay bir değişim ve yenilenmedir. Siz bu kongre ile nasıl bir CHP hedefliyorsunuz?

Bu iktidara yürüyüşün kongresi olacak. Şu anda ilçelerde devam eden kongrelerimizin ana teması da bu. 31 Mart yerel seçimleri, iptal edilip yeniden yaptırdıkları 23 Haziran İstanbul seçimi bir demokrasi tercihine dönüştü. CHP’nin 37. Kurultayını da sadece bir kurultay değil, bir iktidar kurultayı olarak kurguluyoruz. Dolayısıyla CHP’nin iktidara yürüyüşünün kadroları ortaya çıkacak.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kongre sürecinde “tek aday” sözleri “dayatma, baskı” yorumlarına da yol açtı. Çok sayıda ilçe kongreniz oldu. Çağrı karşılık buldu mu?

Kimseye baskı yok. CHP tüzüğü ortada. CHP’nin içinde yarış esastır. Partiye daha iyi hizmet vereceğini düşünen arkadaşlar yarışır, sonuçta biri kazanır. Genel başkanın tek adaylıktan kastı, bu süreci yarıştan çok arkadaşların mutabakatla bir araya geldiği bir sürece dönüştürmek. Kimin üzerinde mutabık olacaklarına onlar karar versinler. Sonuçta bir ilçedeki siyasi aktörler, delege arkadaşlarımız bir araya gelsinler ve burada en güçlü örgüt yapısı hangi arkadaşımızın başkanlığında, yönetiminde daha iyi olur, buna karar versinler. Bunu da hem genel başkan hem de bölge toplantılarında biz bir fikir olarak ortaya koyduk. Görünen o ki karşılık buluyor.

‘İKTİDAR PARTİSİNİN YARATMAYA ÇALIŞTIĞI CHP İMAJINI REDDEDEN BİR TABLO’

Çok sayıda ilçe kongresi yaptınız, şu an durum nedir?

6 Ocak itibariyle 694 ilçenin kongresi yapıldı. 432 ilçe tek adayla sonuçlanmış. 262 ilçede nezaket çerçevesinde yarış olmuş. İktidar partisinin yaratmaya çalıştığı CHP imajını yerle bir eden bir tablo bu.

Kendi içinde kavga eden CHP imajı mı?

Evet. Biz diğer siyasi partilerle nasıl bir araya gelebildiysek, ittifak kurabildiysek, CHP’liler kendi içinde bir araya gelmeyi, ortak bir çerçevede buluşmayı, ilçe kongrelerini iktidar kongresine dönüştürmeyi hedefliyor ve bunu başarıyor.

‘MECLİS’TE İKTİDAR KULİSİ KAYNIYOR, CHP’DE SORUN YOK’

“Beştepe’ye giden CHP’li” tartışmasında, genel merkezden “Hedef kurultay sürecindeki CHP’yi karıştırmak” yorumları yapıldı. Bu durumda bu çabayı boşa çıkardığınızı mı söylüyorsunuz?

İktidar uzun zamandan bu yana CHP’ye yönelik hamleler yapıyor. Saray’ın böyle bir çabası var. Genel Başkan da bunu birkaç kez ifade etti. Dünyaları şu: Kendi içlerinde bir problem yaşıyorlar. Bugün Meclis’te iktidar kulisi kaynıyor. Eskiden söylerken çekiniyorlardı, şimdi açık açık eleştirilerini söyleyen milletvekilleri, iktidar temsilcileri var. Hatta basına konuşanlar, birbiriyle basın üzerinden polemiğe giren, tweetler üzerinden atışanlar var. Bu tabloda içinde bulunduğu zorluğu bir yansıtma ile ortadan kaldırabileceğini düşünüyor. Problem ana muhalefette, CHP’de ya da CHP ile ittifak kurmuş siyasi partilerde, bunların birbiriyle ilişkilerinde gibi bir yansıtma operasyonu yapıyorlar. Bizde aslında problem yok. Günün sonunda gerçekler de ortaya çıkıyor. CHP kendi çizmiş olduğu yolda emin adımlarla ilerliyor. Millet İttifakı içinde bir sıkıntı görülmüyor dolayısıyla AKP’yi kendi sıkıntılarıyla baş başa bırakıyoruz.

‘KENDİSİ KONGRE YAPAMAYAN BİR PARTİ CHP’Yİ ELEŞTİREMEZ’

İl kongrelerinde yarışlar nedeniyle gerilimler yaşanabilir. “Partinin karıştırılmak istendiği” yorumuna dayanarak bu konuda endişeleriniz var mı, önlemleriniz ne olacak?

CHP dışında mahalleden itibaren sandık koyan, sonra ilçede, ilde yarışlı kongre yapan, insanların istediklerinde özgürce aday olabildiği parti var mı? İktidar partisinde var mı böyle bir şey? CHP, demokrasiyi kendi içinde işleten, kurulları çalıştıran bir parti. İktidar partisi bu anlayışta değil. Kendisi kongre yapmayan bir partinin CHP kongrelerini eleştiriyor olması hadleri değil. Onlar kendi işine baksın. Yarış bir tehlike değil, demokratik usuldür. Eğer nezaket çerçevesi dışına çıkan olursa parti disiplini çalışır. Partililerimiz en olgun şekilde görüşlerini açıklayıp tutum alabilecek arkadaşlar. Bu konuda çekincemiz yok.

‘KILIÇDAROĞLU SİYASİ OYUN KURUCU’

Büyük kongrede genel başkanlık yarışı bekliyor musunuz?

Henüz erken ama şu an itibariyle “ben aday olmayı düşünüyorum” diyen bir arkadaşımız yok. Doğal olarak sayın genel başkanımız aday. Genel başkanın 31 Mart’ta 23 Haziran’da, Millet İttifakı sürecinde ortaya koymuş olduğu siyasi oyun kuruculuğu tüm Türkiye tarafından görülüyor, hakkı da teslim ediliyor. Sayın genel başkanın genel başkanlığında yürüyen sürece dair bir sıkıntı olacağı kanaatinde değiliz.

‘CHP PROGRAMI DA GÖZDEN GEÇİRİLECEK’

CHP kurultay sürecinde eş zamanlı olarak program değişikliğini tartışıyor. Neden böyle bir ihtiyaç doğdu. Nasıl bir program hedefliyorsunuz?

Program çalışmalarını (CHP Genel Başkan Yardımcısı) Fethi Açıkel koordine ediyor. İlçe kongrelerinde programla ilgili arkadaşlarımızın görüşlerini ifade etmelerini istedik. İl kongrelerinde de olacak. Aynı zamanda parti üyeleri kendi görüşlerini doğrudan da iletebilecekler. Programımızı, CHP’nin iktidara yürüyüşünün bir parçası olarak gözden geçireceğiz. Her konuda görüşler alınacak. Bu taslağa dönüşecek. Kurultay’da da detaylı olarak konuşulacak. Tartışılarak oluşturulmuş bir program olacak.

KÜRT SORUNU RAPORU YENİLENİYOR

Genel Başkan Kılıçdaroğlu Kürt Sorunu raporunu yenileyeceklerini söyledi. Bu çalışmada gelinen aşama nedir?

Bizim Kürt sorunu ile ilgili “22 soru 22 cevap” diye bir çalışmamız vardı. O çalışma daha çok Çözüm Süreci sırasında yaşanan güncel sorunlara cevap veren, CHP’nin duruşunu özetleyen bir çalışmaydı. Çözüm süreci bitti, Türkiye siyasi iklimi değişti. Bambaşka bir noktaya geldik ama Kürt Sorunu’nun çözülmesi gerektiği ortada duruyor. CHP bugünkü konumu itibariyle, bugünkü siyasetin gelmiş olduğu nokta itibariyle Kürt Sorunu’nun çözümü ihtiyacı çerçevesinde neler ifade edecek, neleri daha güncel şekilde ortaya koyacak bunun çalışmasını arkadaşlar ortaya koyacak.

‘CHP YENİ PARTİLERDEN MEMNUNİYET DUYAR’

Daha önce AK Parti’de etkin görevler üstlenmiş bazı siyasetçiler yeni partiler kuruyor. Eski başbakan Davutoğlu Gelecek Partisini kurdu. Eski Bakan Ali Babacan’ın kuracağı parti yolda. Bu gelişmelerin siyaset sahnesini nasıl şekillendireceğini düşünüyorsunuz?

Demokrasinin ana unsuru siyasi partiler. Mevcut partilerin dışında yeni partiler kurulmasından memnuniyet duyarız. Demek ki bir ihtiyaç oluşmuş, insanlar bir program, fikir etrafında bir araya gelerek parti kuruyor. Yeni partiler siyasette rekabeti arttırır. Bu da iyi bir şeydir. Vatandaşımızın önüne daha farklı seçenekler koyabilmek anlamına gelir. Yeni kurulan partilerden anlaşılan o ki rahatsızlık duyan CHP değil, iktidar. Demokrasiden de rahatsızlık duyduklarını zaten görüyoruz.

'ANLAYIŞ YAKINLAŞMASI DOĞARSA SİYASET YENİ PARTİLERİ DEĞERLENDİRİR'

Davutoğlu “parlamenter sistem” önerdi, Babacan’ın yaklaşımı da böyle görünüyor. Bu açıdan bakılırsa Millet İttifakı’na kardeş geliyor diyebilir miyiz?

Şu an itibariyle diyemeyiz. Görünen o ki bizim “tek adam” rejimi dediğimiz bu rejimden onlar da rahatsızlar. Sayın Davutoğlu programını açıkladı. Güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçişle ilgili görüşlerini ifade ettiler. Bu bizim için memnuniyet duyulacak bir durum. Sayın Babacan’ın kurmayı düşündüğü partinin henüz programını, kadrolarını görmüş değiliz. Başka siyasi partilerin kurulacağına dair de bilgiler var. Bir anlayış konusunda bir yakınlaşma ortaya çıkıyorsa tabii ki siyaset bunu değerlendirir. Ama tabii onlar nasıl düşünüyor, Millet İttifakı’ndaki diğer siyasi partilerin tavrı ne olacak, bunlara da bakmak lazım.

'GÜÇLÜ BİR İKTİDARIN OLDUĞU YERDE ERKEN SEÇİM KONUŞULMAZ'

Her yeni gündem maddesi beraberinde bir erken seçim tartışması getiriyor. 2020 yılına da bunun olasılığı tartışmalarıyla girdik. Erken seçim bekliyor musunuz?

24 Haziran 2018’de genel seçim, 9 ay sonrasında 31 Mart yerel seçimleri. Yetmedi, tüm Türkiye’nin seçimine dönen 23 Haziran’da bir seçim daha yaşadık. 1 yıl içinde 3 seçim. İstanbul seçiminden bu yana da erken seçim konuşuluyor. Hani Başkanlık sistemine geçilince istikrar olacak, koalisyon devirleri geçecek, hızlı ekonomik büyüme sağlanacak, bürokrasi hızlanacak, Türkiye bölgesinde daha güçlü bir ülke olacaktı. 24 Haziran 2018 seçimlerinden sonra ekonomide, dış politikada, eğitimde sağlıkta iyi giden bir şey söyleyin! İnsanlarımız bugün ekonomik zorluklar nedeniyle not bırakıp intihar ediyor! Getirdikleri Türkiye bu. Türkiye yönetilemiyor, Türkiye savruluyor, dolayısıyla üzerinden henüz 1.5 sene geçmiş olmasına rağmen 1 yıldır erken seçim tartışması yapılıyor. Güçlü bir iktidarın olduğu, işlerin iyi gittiği, sorunların çözüldüğü bir yerde erken seçim tartışması olmaz. Demek ki işler iyi gitmiyor. İktidar çuvallamış durumda.