Çayda ikinci sezon: Tüketiciler pahalı içiyor!

Çayı tüketenler de kendi ülkesinde üretilen bir ürünü pahalı içiyor. Üreticinin emeği açısından herhangi bir değişim olmazken kuru çay fiyatlarına yüzde 15 zam geldi. Tüm bunları ÇAYKUR Genel Müdür Vekili Yusuf Ziya Alim’in yaptığı açıklama ile birlikte okuduğumuzda insanın aklına yepyeni sorular geliyor.

Abone ol

Fatma Genç *

Mayıs ayında başlayan yaş çay sezonunun ardından geçtiğimiz günlerde ikinci yaş çay sezonu açıldı. Çiftçilerin hızla üretimi terk ettiği bu ortamda çay üreticisi için de her yaş çay sezonu hayal kırıklığı ile başlıyor. Birinci sezonda gübre, işçilik, çay bezi, çay makası, yağmurluk, çuval, torba gibi ekipmanlarını karşılamakta zorlandığını belirten üreticiler, ikinci sezon başlar başlamaz kotanın dönüm başına 500’den 400 kilograma düşürülmesinin haklı endişesi içerisinde… Çünkü ‘bizi bu duruma düşürenler utansın’ diyerek isyan ettikleri her şeyi yaşıyorlar. Üreticinin güvencesi olarak kurulan ÇAYKUR, üreticinin çayını almamak için adeta direniyor. Birinci sezonda ‘her yaprağı, her çayı değil uygun olan çayı alacağız’ açıklamasının ve üreticinin ertesi güne nasıl üreteceğini konusunda belirsizlikleri arttıran, enflasyon rakamlarının çok altında kalan yaş çay taban fiyatının yarattığı karamsar tablo, bunu fırsat bilen özel sektöre ÇAYKUR’un belirlediği fiyatın çok altına ve vadeli olarak üreticiyi çayını satmaya mecbur bırakıyor. Belli ki birinci sezonda üreticinin bu ‘mağdur edilme hali’ ikinci sezonda da devam edecek…

ÇAYKUR'A GENEL MÜDÜR ATAMASI NEDEN YAPILMIYOR?

Bu durumun baş aktörlerinden birisi de kuşkusuz ÇAYKUR. Üreticilerin emeği olan çayını nereye ve nasıl satacağının belirsizliğini yaratan ÇAYKUR’un geleceği de tam bir muamma. Doğrudan özelleştirilmemiş olmasa da Varlık Fonu’nda her an her türlü ‘sürprize’ açık olma hali, çay piyasasında dengeleyici olmaktan uzaklaşarak tamamıyla özel sektörün çıkarlarını önceleyen bir kurum haline dönüşmesi, tüm bunların yanında uzunca bir süredir ‘yapılamayan’ genel müdür atamasının da bu giz perdesinde payı oldukça büyük. Her yıl tarihinin en büyük zarar miktarını açıklayarak istikrarlı bir şekilde zarar eden bir kurum haline dönüşmesi de tüm bunların bir sonucu.

Bir bölgeye has üretilen bir ürüne ve üreticisine sahip çıkmaksa niyet, bu anlamda yapılması gerekenler oldukça basit. Öncelikle hâlâ geçerli olan ve çay tarımı, üretimi, işlemesi ve satışına gerçek ve tüzel kişilerin de girişini düzenleyen 3092 Sayılı Çay Kanunu’nun üretici ve üretici örgütlerinin de görüşleri ve beklentileri göz önüne alınarak yeniden düzenlenmesi şart. Bu kanunun ihtiyaçları karşılamadığı bu kadar belli iken çay piyasasındaki düzensizliklerin de giderilmesi gerekliliği çok açık bir şekilde ortadadır. Bununla birlikte ÇAYKUR’un statüsü ve amacı yeniden gözden geçirilerek üreticinin ihtiyaçlarını ve beklentilerini karşılayacak bir kurum haline dönüştürülmesi, üreticinin endişelerini gidermek açısından oldukça önemli. Bunun için de atılacak ilk ve en önemli adım genel müdürlüğün vekaleten yürütülmesi değil bölgenin ihtiyaçları doğrultusunda genel müdür atamasının bir an önce gerçekleştirilmesidir.

ÇAY TÜKETİCİLERİ DE ÇAYI PAHALI İÇİYOR

Tüm bu politikaların sonucu olarak çayı tüketenler de kendi ülkesinde üretilen bir ürünü pahalı içiyor. Üreticinin emeği açısından herhangi bir değişim olmazken kuru çay fiyatlarına yüzde 15 zam geldi. Tüm bunları ÇAYKUR Genel Müdür Vekili Yusuf Ziya Alim’in yaptığı açıklama ile birlikte okuduğumuzda insanın aklına yepyeni sorular geliyor. Alim, kuru çayda istenilen üretimin son 10-15 yılın en yüksek rakamına çıktığını ifade ederken, kuru çay stoklarının da eritilmesi gerektiğini vurguluyor. ÇAYKUR’un 2018 yılında açıkladığı zararın en önemli kalemlerinden birisini oluşturan kuru çay satışının yeterince yapılamaması bu açıklamayla birlikte okunduğunda ciddi bir yönetimsizlik ve adeta ÇAYKUR’un kendi kaderine terk edildiğini açıkça ortaya koyuyor. ÇAYKUR elindeki çayları bile satamıyorsa ÇAYKUR ne yapıyor sorusunu sormak yerinde olacaktır. Bu zamana kadar satılamayan çaylar ne oldu? Üretim artıyorsa ve ÇAYKUR’un bu kadar kuru çay stoku varsa tüketiciler çayı neden zamlı içmek zorunda kalıyor? Bu soruların yanıtını hepimiz merak ediyoruz.

ÇAY ÜRETİCİSİ NE İSTİYOR?

Tüm bu sorunlara karşı çay üreticileri çözüm önerilerini paylaşıyor. En temel talepleri kota ve kontenjanın kaldırılarak üreticisine devletin sahip çıkması. Yaş çay taban fiyatının üreticilerin gerçek maliyeti hesaplanarak, insanca bir yaşam çerçevesinde üreticilerle birlikte belirlenmesi ve bu fiyatın altına düşen firmalara cezai yaptırımlar uygulanması da üreticinin sahipsiz olmadığını hissedebilmesi açısından son derece önemli.

Umuyoruz ki bir sezon daha bittiğinde üreticiler yeni bir sezona umutla başlar.

* Marmara Üniversitesi Kalkınma İktisadi ve İktisadi Büyüme Anabilim Dalı Yüksek Lisans