Bu böcek betonları durduruyor!

Fiep Wenstendorp ve Annie M.G.Schmidt'inm kaleme aldığı Pluk ve Kırmızı Çekicisi Can Çocuk Yayınları etiketiyle yayımlandı. Gelişmeyi, düzeni, betonu engellemek adına kitaba masal adacıkları kurmaktan bile çekinmeyen yazara ve onunla her noktada işbirliği yapıp çok güçlü çizgileriyle doğayı cazipleştiren, insan duygularındaki detayları başarıyla yansıtan, hayvanlara güçlü kişilikler nakşedip anlatının ortakları kılan bu kitaba dikkat ediniz!

Abone ol

Adnan Saraçoğlu

DUVAR - İşbirliği kendi başına güzel bir şeyken, maharet kotası oldukça geniş yazar ve çizerin işbirliğini güzelin hangi tonunda, nasıl yeteri kadar ifade edebiliriz? Çocukların dert edinildiğini ve ortaya çıkacak eserin çocuk gönüllerine gireceğini hiç hesaba katmıyorum bile.

İsmi kısalmayasıca Anna (Annie) Maria Geertruida Schmidt ve cennetini kendi çizesice Fiep Westendorp iyi ki Het Parool (Söz) gazetesinde tanışmış ve Jip ile Janneke adlı efsanevi dizinin gongunu çalmışlar! İyi ki arazi meselesinden; kardeşken düşman olmayıp, uzun yıllar yazıp çizmişler. Dünya çocuklarına at gözlüğü ve yetişkin olma hapları imal eden tezgahları bozmuş ve üzerinde “trallalla trallalla” diye dans etmişler.

Pembe tablolarla oyalanmayıp alandaki birikimimi ve kamu önündeki sorumluluğumu düşünerek hareket edeceğim ve muhtemelen, hakkı verilmiş bir dans sonrasında planladıkları, sırasına göre “Floddertje” ve “Otje”nin ortasında kalan Pluk kitabının, yetişkinler (çocuklarından çok şey öğrenen endemik yetişkin türünden söz etmiyorum) üzerindeki zararlı etkilerini tartışacağım.

Daha ilk sayfada yazar niyetini açık etmiş ve haşarat savunuculuğuna soyunmuştur, neymiş böcekten arkadaş olurmuş da, yatağımın yanında kutucuğun içinde uyusunmuş da... Neyse ki Bayan Berrak gibi bir karakteri kitabına sokma gafletinde bulunmuştur yazar, alimallah kitabı ve tüm dünyayı böcekler istila ederdi sonra. Ne yazık ki hazin hikâye burada bitmiyor, yatakları dağınık, yanı yöresi örümcek ağlarıyla kaplı Tepinenler ailesi çıkıyor bir de karşımıza. Altı çocuğun yerde çizgi romanlarla dolu şiltenin üzerinde döke saça patates kızartması yediğini düşünün! Bayan Berrak'ın bin bir emek verip üzerine titrediği kızı Aagje neyse ki uzak duruyor onlardan; ya dışarıda oynasa ve üstü kirlense! Siz de görüyorsunuz ki kitap baştan sona böyle sorumsuzluklarla dolu, yetişkin vicdanının sesi Bayan Berrak sayesinde hijyen ve düzen-tertip mücadelesi diri kalıyor ama her güzel şeyin sonunun olduğu gibi bir gerçeği sizden saklayacak değilim.

Fiep Wenstendorp , Annie M.G.Schmidt, Pluk ve Kırmızı Çekicisi, 208 syf., Can Çocuk Yayınları, 2018.

BİRKAÇ ÇENTİK!

Trajik sonu fazlaca dillendirip yetişkin gönlünüzü bulandırmadan kitabın çarpıcı yanlarına birkaç çentik atayım.

Tombul Dollie'nin uyarısıyla yükseklik korkusu olan Duizeltje'nin ağaçtan indirilmesi görece iyi bir davranış ama ne pahasına? Aagje'nin kirlenen, yırtılan elbisesi, dağılan saçı başı pahasına. Yetişkinler dikkatli olmaz ve bir anlık dalgınlığa kapılırsa, böylesi zararlı kitaplar sanki iyi şeylerden bahsediyor gibi görünebilir. İçinizdeki doğa sevgisini yem yapıp çocuğunuzu üstü başı perişan gönderip bir de teşekkür bekleyebilir. İşte bunlar hep nitelikli sinsilik.

Laf aramızda Pluk adındaki küçücük çocuk, yirmi katlı Kuleli Bina'nın çatı katında yaşıyor; kimseye sormadan, izin almadan, büyüklerinin tüm gözlerini yanına yöresine yapıştırmadan. Arsız martılarla arkadaşlık ediyor; o martılar ki Pluk'u çatı katındaki suç yuvasından kovup, (tabii ki yönetmelikler çerçevesinde) uslu uslu elbiseler diken Bayan Berrak'ı, Hitchcockvari kuş saldırılarıyla öldürmekten beter ediyor, dermansız, mecalsiz bırakıyorlar. Posta güvercinleriyle pulsuz mektuplar gönderiyor; kayıtsız kuyutsuz işlerin tehlikesine dikkatinizi çekerim. Hem sonra petrol birikintisine saplanan martıya karşı merhametinizi kışkırtmasına ne demeli? Gelişimin sigortası olan fosil yakıta kara çalmak için başka numaralarınız da var mı? Yavru foklar, kutup ayıları... hadi onları da koyun bari kitaba!

Kitabın en önemli meselesi olan üveyik bahçesinin düzenlenmesiyle sonlandıracağım yazımı. Siz de iyi bilirsiniz ki börtünün böceğin, çayırın çimenin olduğu yerde hep bir düzensizlik vardır. Yağmur yağar zemin kurumaz, otlar çürür öyle kalır, yabani bitkiler azgınca her yanı kuşatır, hayvan dışkılarından ayağınızı basacak yer bulamazsınız... İşte bu gibi olumsuzlukları gidermek adına her akıllı yetişkin yöneticinin yaptığı gibi belediye başkanı da kollarını sıvar ve park yöneticisine betonlu metonlu, fevkalade düzenli bir plan yaptırır. Maalesef Pluk ve arkadaşları hinliğin kitabını yazanların bile kitapta yer vermeyi unutacağı nitelikte planlar yaparak betona ve düzene engel olurlar. Yok fidanlıkta böğürtlen varmış da, o böğürtleni ekip ondan reçel yapıyorlarmış da, reçeli yiyen işçiler, mişçiler çocuk olup dans ediyor, neşeyle koşturup duruyorlarmış da! Gelişmeyi, düzeni, betonu engellemek adına kitaba masal adacıkları kurmaktan bile çekinmeyen yazara ve onunla her noktada işbirliği yapıp çok güçlü çizgileriyle doğayı cazipleştiren, insan duygularındaki detayları başarıyla yansıtan, hayvanlara güçlü kişilikler nakşedip anlatının ortakları kılan çizere lütfen dikkat ediniz.

Çocuklarınızın elinizden kayıp gitmemesi adına; çerçevesi belli, mesajı net, kafa karıştırmayan birçok yazar varken ve onların yardımcısı hayli çizer size güven verirken bilinmedik mecralara sürüklenmeyiniz.