Bitkiler, karbondioksit artışını yavaşlattı

Yapılan güncel araştırmalara göre, değişikliğe ayak uyduran bitkiler, atmosferdeki karbondioksit artış hızını düşürüyor.

Abone ol

DUVAR - Okyanuslar ve bitkilerin Karbondioksit (CO2) gazını ürettiklerinden çok tükettikleri herkesin malumu. İkinci Dünya Savaşı ve sonrası yaşanan küresel endüstrileşme ve insan kaynaklı CO2 salınımındaki akıl durduran artış ( akıl durmasa bu kadar umarsızca artmayabilirdi) bitkilerin de kendi potansiyellerini fark etmelerini sağladı. Son 50 yılda okyanus ve bitki kaynaklı CO2 emilimi iki kart arttı. Şu an saldığımız CO2'nin %45'ini okyanus ve bitkiler bertaraf ediyor.

Yeni bir araştırma, yeni bin yılın ilk yıllarında bitkilerin vitesi artırdığını ortaya koyuyor. 2002 ile 2014 yılları arasını kapsayan araştırma, bu dönemde artan CO2 salınımına adapte olan yeşil bitkilerin CO2 emilim oranlarını %20 artırdıklarını iddia ediyor.

BİTKİ NÜFUSU ARTTI

Belki şaşıracaksınız ama dünya genelinde bitki nüfusunda ve yeşil alanlarda da bir artış söz konusu. Araştırma öncesi, bu artışın atmosferdeki CO2 artışını yavaşlattığı düşünülüyordu. Araştırma sonuçları bu artışın ikincil bir neden olduğunu, asıl nedenin var olan bitkilerde artan CO2'ye bağlı verim artışı olduğunu ortaya koyuyor. CO2 arttıkça bitkiler de onu daha hızlı tüketmeye ve gelişmeye başlıyor.

İkinci bir faktör: 1998'den sonra sıcaklık artışlarında görülen yavaşlama (araya girmekte fayda var; sıcaklıklar her yıl rekor seviyeler görerek artmaya devam ediyor, lakin 98'den önceki döneme göre biraz daha yavaş) bitkilerin solunumunu etkiliyor ve bitkiler daha az CO2 salarak solunum yapıyor.

DÜNYA CO2 SINIRINI AŞTI

Bitki artışı, bitkilerin kapasitelerini ve potansiyellerini insan kusurunu kapamak için kullanmaları ve hatta hızla adapte olmaları dahi gidişatı değiştirmiyor. Hem ekolojik hem de psikolojik bir sınır olarak değerlendirilen atmosferdeki CO2 seviyesinde, 400 ppm (milyonda birlik oran ifade eder) sınırını Eylül ayı sonlarında kalıcı olarak geçmeyi başarmıştık. Güvenli sınırın 350 ppm olduğunu, dünya 4,5 milyon yıl önce 400 ppm seviyesinin üzerindeydi, fosil yakıt tüketimi ve endüstri devriminin başladığı 19. yüzyıl başlarında 280 ppm seviyelerindeydi.