Bir şiir emekçisi, Veysel Çolak

Veysel Çolak otuz yılı aşkın süredir şiirle ilgili yazılarıyla da katkıda bulunuyor şiirin büyük birikimine… Çolak’ın biçim, biçem sorunlarını da ele alan son kitabı “Bir Şiire Nereden Girilir” oldu.

Abone ol

Şiir hakkındaki kitapların çoğu, şairler tarafından yazılmıştır. Şairlerin şiir üzerine yazıları için üreticinin ya da yaratıcının emek sürecini, üretim ya da yaratım deneyimini, heyecanını aktaran çalışmalardır diyebiliriz. Kuşkusuz ki şiirin bilgisine ulaşılacak en iyi kaynak şiirin kendisidir. Şairler şiir üzerine yazarlar… Ama şiir üzerine ürettikleri düşünsel metinlerde şiire ilişkin yeni görüşler getiren şairlerin sayısı çok değildir. Üstelik her şairin şiirle ilgili yazdıkları ya da yazılarını topladığı yapıtları ön açıcı olmaktan, şiir ufkumuzu genişletecek, derinleştirecek bilgiler sunmaktan uzaktır. Şairliği kadar şiir konusunda yazdıkları dikkate alınacak şairler deyince hatırlanan isimlerin başında Cemal Süreya gelir. Onun şiir yazıları her kuşak şairin başucunda bulundurması gereken kılavuz metinlerdir. Bir başka önemli isim Turgut Uyar’dır. “Bir Şiirden” adıyla kitaplaşan şiir incelemeleri bir kılavuz yapıttır... Hepsi bu kadar değil elbette… Şiir üzerine düşünceler geliştiren, şiirin sorunlarını tartışan yazdıkları ön açan şairler sayısı çok olmasa da var. Görüşleri dikkate değer, şiir üzerine düşünsel metinler üreten günümüz şairlerinin başında, gerçek anlamda bir şiir emekçisi olan Veysel Çolak geliyor. Veysel Çolak otuz yılı aşkın süredir şiirle ilgili yazılarıyla da katkıda bulunuyor şiirin büyük birikimine… Şiir üzerine düşüncelerini, şiirin doğrudan kendisiyle ilgili bilgileri içeren. Veysel Çolak’ın biçim, biçem sorunlarını da ele alan son kitabı “Bir Şiire Nereden Girilir” oldu. Kitabı, Etki Yayınları okurla buluşturdu. Veysel Çolak, şiirleriyle olduğu kadar çeşitli vesilelerle paylaştığı şiir üzerine düşünceleri, tartışmaları, yazılarıyla şiirin gündemine hep yakın bir isim olarak da dikkat çeker... Düşünüyor, tartışıyor, öneriyor…

Veysel Çolak son kitabında da okuru 'şiir ve insan' üzerine düşünmeye davet ediyor; hayattan, insandan yana olmanın önemi ve gerekliliği üzerinde duruyor.

Kitap şiirin sosyolojik, estetik, politik, dilsel, poetik sorunlarını, dilin ağrıyan dişi kurcalaması gibi kurcalamayı alıyor odağına. Modern Türkçe şiirin tarihinin neden aynı zamanda Türkiye’nin siyasi tarihi olarak da okunabileceğini irdeliyor. Çolak, şiirin yapısal sorunlarıyla ilgili de yüksek sesle düşünmeyi sürdürüyor kitabında. Her güzel şiirin yazıldıktan sonra bilginin nesnesi olduğunun altını çiziyor. Şiirde içkin olan biçim, biçem, ses, ritim, esinleyen öğe, imge, dizelerin kurgusu, söz ve anlam sanatları, okunabilirlik, tema oluşturma yöntemleri gibi şiir bilgileri üzerinde duruyor.

Kibirli bir öğreticiden çok, bilginin paylaşılmasını değer sayan alçakgönüllü bir usta yaklaşımıyla sunuyor düşüncelerini… Bir şairin neyi, nasıl söylediği, söylemesi gerektiği konuları üzerinde ince eleyip sık dokuyan bir titizlikle çalışılmış bir kitap diyebiliriz. Şiirin kapısı için ihtiyacı olana sunulan gerekli kodlar olarak da tanımlayabiliriz. Veysel Çolak’ın vurguladığı, “şiirin dışında kalanın üşüyeceği, şiirsiz insanın yalnız kalacağı, şiirsiz toplumun eksik olacağı” görüşüne katılmamak mümkün mü? “Bir Şiire Nereden Girilir” gerçek bir şiir emekçisi tarafından kotarılmış, şiir yazmak ve bir şiiri derinliğine okumak isteyenler için önemli bir kaynak çalışma… Eğer “bir şiire nereden girilir” diye soruyorsanız bir yanıt arıyorsunuz demektir. İşte tam da bu soruyu karşılamak ve ona yanıt oluşturmak için yazılmış yazıların toplamından oluşuyor “Bir Şiire Nereden Girilir”.

DOLUDİZGİN ŞİİR YAYINCILIĞI

Şiir kitaplarını Yasak Meyve etiketiyle yayımlayan Komşu Yayınları piyasanın hem şiir kitabı yayımlayan hem de şiir kitabı yayımlama aralığı en kısa olan yayınevi… Komşu Yayınları şiirin ustalarına da, gençlerine de yayın listesinde yer veriyor… Denebilir ki şiir yayıncılığında şiirin nabzını tutmayı misyon edinmiş… Yasak Meyve’nin sürdürdüğü yayıncılık için doludizgin bir yayıncılık denebilir. Hem de şiir odaklı sürdürülen bir yayıncılık…

Yasak Meyve’nin son kitabı 1984 İstanbul doğumlu Umut Yalım’a ait.

Siz bu satırları okurken yayınevi yetkilileri de “kendini bir ürün yerleştirmesi gibi hisseden” şair Umut Yalım’ın “Rockabilly Köpekleri” adlı kitabını matbaada arabanın bagajına yerleştirmiş yola çıkmak üzere olabilirler… Umut Yalım için yayınevi, “kalbindeki prizi cebinde fişiyle birlikte taşıyor” bilgisini veriyor… Şiir okurları için önemli bir ipucu olabilir…

Yayınevlerinin de bir biçemi var

Yayınevlerinin yeni yayınlarını takip etmek ancak yayınevlerinden sağlanan bilgi akışıyla mümkün. Şimdilik özel çabalarımızla ulaşabildiğimiz şiir kitaplarını tanıtma olanağına sahibiz. Günümüzde şiir kitaplarının yayımlanması kadar okura ulaşmasının önünde türlü engeller var. Yayımlanan şiir kitaplarının yeteri kadar duyurulamaması, tanıtılamaması da bunlardan biri… Amacımız yayımlandığı bilgisini edindiğimiz ve okurunu arayan her şiir kitabını bu sütunlara taşıyarak duyurmak, okura tanıtmak.

Nod Yayınları yeni kurulan ve şiir yayımlayan butik yayınevlerinden biri. Yapıtları okura sunulan şairler, kitapların özel tasarımı ve yayın tarzıyla dikkat çekiyor. Yayınevlerinin de bir biçemi var. Yayınevi kimliğini de galiba bu biçem kuruyor. Şiir yayımlayan yayınevleri için daha bir dikkat çekici olduğunu söyleyebiliriz. Nod Yayınları da şiir yayımlayan bir yayınevi olarak deyim yerindeyse şiirselliği şairin sözünü ulaştırma kanalı olarak yayıncılığa kadar genişletmeyi amaçlamış gibi bir görünüm veriyor denebilir.

“küçükken terastan düşmüş numarası yapmıştım bir defasında

ikincisi tutmuyor denedim

annemi böylece ölüme alıştırmış

kendimle de tanışmış olmuştum

Ich ruf zu dir”

Bu dizeler Nod Yayınları'nın son kitabı “Her Şeyi Benden Bekleyin’den… Nod Yayınları'nın okura sunulan bu sıcağı üzerinde kitap Melek Avcı’ya ait…

DAM'DA HER SALI ŞİİR AKŞAMI

Şiirin kulağa seslenir olması, onun yüksek sesle okunma imkânını arttıran bir nitelik elbette. Türkçedeki okuma alışkanlığı, tarihsel birikimin de etkisiyle genellikle şiirin yüksek sesle okunur olmasını talep ediyor hâlâ… Oysa modern şiirin belirgin özelliklerinden biri göze sesleniyor olmasıdır. Zaman içinde şiirdeki bu eğilimin, kulağa seslenme özelliğinin önüne geçtiği söylenebilir. Türkçe şiirde İkinci Yeni’nin bir hayli uğraştığı bir sorun olmuştur, ama aşamadığı poetik bir sorun olarak kalmıştır. Ne Ece Ayhan’ın “atonallik” savunusu, ne Edip Cansever’in çokseslilik ısrarı, ne de İlhan Berk’in metinsel şiir kurgusu kulağa odaklanan şiir anlayışını eskitebilmiştir. Şiirin sesinin kulaktan göze doğru kaydırılması, ağırlığın gözle okunurlukta odaklanması çabası yine de sürmüştür… Bu yönde en çok çaba sarf eden şair herhalde İlhan Berk olmuştur. Türkçe şiir, sesli okunmak kulağa seslenmek konusunda ısrarından vazgeçmemiş, talebini her kuşakla birlikte yenilemiştir de diyebiliriz. Bu tutumun arkasında çok eskilere giden bir gelenek ve birikim oluğunu da belirtelim.

Şairlerin, şiirlerini topluluk önünde okudukları , saz eşliğinde söyledikleri zamanların en önemli mekanları şair tekkeleri, âşık kahvehaneleri olmuştur. Fakat değişen yaşam koşulları birçok kültürel alışkanlığı, pratiği sürdürülemez hale getirmiş, hatta bazılarını yok etmişse de zamana karşı direnen ritüeller de vardır. Değişime ayak uydurarak güncellenen kültürel pratiklerden biri de şairlerin şiirlerini topluluk önünde okumalarıdır diyebiliriz. Yalnızca bayram günlerinde okul çocuklarınca ya da aile içi toplantılarda süren bir alışkanlık olarak değil üstelik. Cumhuriyet sonrasının günümüze kadar süren önemli şiir etkinlikleriyse dost meclislerinde şiir okumak ve şiir matineleridir. Bu toplantılara hem şairler, hem şiir severler büyük ilgi göstermişlerdir. Yahya Kemal’in yaşarken hiç kitap yayımlamamasına karşın nerdeyse bütün şiirlerini dost meclislerinde okuduğu anlatılır… Ellili yılların sonları, altmışlı yılların başında İstanbul’da yapılan şiir matineleriyse neredeyse efsaneleşmiştir… Özet olarak Beyoğlu’nda doksanlı yıllarda başlayıp, zaman zaman kesintiye uğrasa da günümüze kadar süren şiir akşamlarının arka planında uzun bir geçmiş vardır aslında. Beyoğlu’nun hâlâ günümüzde süren şiir akşamlarıyla şiirin de mekânı olarak anılmayı hak edecek kadar şiirle iç içe olmasını önemsemek gerekir. İstanbul’da şiir akşamlarında şairlerin, şiir severlerin bir araya geldiği bilinen önemli merkezlerden biri de Kadıköy’dür. Kadıköy’de de değişik mekânlarda şiir akşamları adıyla şiir etkinlikleri haftalık, aylık olarak düzenlenmiş ve bildiğimiz kadarıyla hala sürmektedir.

Beyoğlu’nda şiir akşamı etkinliklerine yer veren yeni bir mekân var: Dam. Asmalı Mescit Mah. Emir Nevruz Sok. No: 2 Panaiya Apt. Kat: 4 Beyoğlu adresindeki Dam, salı akşamları kapısını şairlere, şiir tutkunlarına ve şiir okurlarına açıyor… Gökçenur Ç, Efe Duyan, Melike İnci, Selahattin Yolgiden, Kadir Aydemir, Tunca Çaylant, Yıldırım Talay, Yaprak Öz, Burak Tezgören, en son salı günü düzenlenen şiir akşamında etkinliğe katılan ve şiirlerini okuyan isimlerdi. Dam’daki şiir akşamları, herkesin katılımına açık. Yolunuz düşer de bir salı akşamı kapıdan girerseniz ve eğer saat 19.30’dan sonraysa mikrofonda şiirini okuyan şairin sesiyle oluşan o büyülü ortamda; dizelere, imgelere, kelimelere tutunan dinleyicilerin arasında size de mutlaka bir yer verilecektir… İsterseniz kalkar siz de bir şiir okursunuz. Bu tür şiir etkinlikleri günümüz koşullarında da önemli bir işlev üstleniyor. Genç şairler birbirlerini buluyor, tanışıyor, söyleşiyor. Bilinen, tanınan şairlerse şiir okurlarıyla bir araya geliyor. Şiirinden örnekler okuyarak paylaşıyor. Şiir günleri, şiir akşamları şiir dergileri kadar önemli bir pratik… Tanık olmak için bu yıl 4 Ekim’de başlayan Dam’ın şiir akşamlarına katılmak yeterli…

KISA...KISA…

Şair imza ve söyleşi

Kadıköy Akademi Kitabevi her cumartesi günü düzenlediği  söyleşi imza etkinliğinde şair ve yazarları okurlarıyla buluşturmayı sürdürüyor. 29 Ekim Cumartesi (bugün) günü 14.00 - 16.00 saatleri arasında düzenlenen imza ve söyleşinin şairi Adil İzci oluyor.