Bir kent topyekün travmaya girdi

Öfke, inkar, çaresizlik... Karaman'da cinsel istismara maruz kalan çocukların aileleri, intiharı bile düşündüklerini anlattı. Çocukların yakınları 'Evlatlarımız teşhir olmasın' diye başlarına gelenlere tepki gösterememiş.

Abone ol

Hülya Karabağlı

DUVAR - Karaman'da Ensar Vakfı ile KAİMDER'e (Karaman İmam Haptipliler Derneği) ait yurtlarda kalan çocuklara yönelik cinsel tacizin kentte yarattığı derin travma, Meclis komisyonunun tutanaklarına yansıdı.

Çocuklara yönelik cinsel istismarın araştırılması için Meclis'te kurulan komisyon geçen Haziran'da Karaman'a giderek temaslarda bulunmuştu. Komisyon üyeleri, 13 Haziran'da basına kapalı gerçekleştirdikleri toplantıda kentteki yetkililerden cinsel taciz vakaları ve sonrasında yaşananlara ilişkin bilgi aldı. Komisyonu'nun toplantı tutanakları mağdur çocuklar açısından sakınca oluşturacak anlatımların ayıklanmasından sonra yayınlandı.

'HASTANEYE BİLE GİDEMEDİLER'

Tutanaklara göre Karaman Aile Ve Sosyal Politikalar İl Müdür Vekili Servet Türegün, toplantıda, komisyon üyelerine mağdur çocukların ailelerini yaşadıkları travmaları anlattı. Türegün'ün anlatımları tutanaklara şöyle yansıdı:

"Aileler toplumsal tepkilerden korktukları için psikiyatrik yardım için bile hastaneye gidememişlerdir. Yani bu ilk aşamada birbirleriyle konuşmaları esnasında iki ailenin bir araya gelip 'Biz bunun içerisinden nasıl çıkacağız? İntihar mı etsek acaba?' gibi bir düşüncelerinin olduğunu söylediler. Tabii, bunları biz görüşmelerimiz esnasında öğreniyoruz, daha sonra aileler rahatladılar. Ailelerin bir şekilde deşarj olup sorunlarını anlatmaları gerekiyordu. Herkesle paylaşmaları mümkün değil, bazı erkekler mesela eşleriyle bile ilk etapta paylaşmamışlar konuları.

SUÇ DUYURUSU

Aileler tabii basında çıkan haberleri sürekli duyuyorlar, komşuları konuşuyorlar ve süreç içerisinde aileler bir hayli sıkıntıya giriyorlar. 'Acaba bu nasıl durdurulabilir?' şeklinde kendileri de bu yönde savcılığa suç duyurusunda bulundular. Yani “Suçlu olan biz mağduruz. Niye suçlu olan kişi konuşulmuyor?” şeklinde düşünceleri vardı ve savcılığa da müracaatları sağlandı bu konuda."

'DEŞİFRE Mİ OLUYORUZ?'

Ailelerle ilk görüşmelerde sıkıntılar yaşadıklarını belirten Türegün şöyle devam etti:

"Adli işlemler sırasında gerek çocukların gerekse ailelerin gizlilik ve güvenliğin sağlanamayacağı hissine kapılmaları yani 'Acaba deşifre olur muyuz?', kendilerinden önce 'Çocuklarımız deşifre olur da gelecekleri heba olur mu?' endişesini sürekli yaşadı aileler.  Bu travmatik olayın çevre, komşu, akraba tarafından duyulması kaygısı nedeniyle ailelerin görüşme yapmak istememesi, yani, ilk etapta bazı aileler görüşme yapmak istemediler bizimle 'Komşularımız duyar' diye. Çocuklarının isimlerinin duyulacağından ve yayımlanacağından korktukları için tepki göstermeleri konularında zorluk yaşanmıştır, Yani olaya tepki gösteremiyorlar, 'Deşifre mi oluruz acaba?' diye düşünüyorlar ve hep içlerinde kalıyor her şey. Bu büyük, sıkıntılı bir süreç."

ÖFKE,  İNKAR, ÇARESİZLİK

Karaman Aile Ve Sosyal Politikalar İl Müdür Vekili Servet Türegün, ailerle görüşen psikologların tespitlerini ise şöyle aktardı:

Öfke; ilk başta olan şeyler bunlar. İnkâr; böyle bir olayın olup olmayacağı konusunda inanamamışlar yani ilk şeyde kabullenememe durumu vardı. Çaresizlik; yani 'Biz ne yapabiliriz? Bu nasıl olabilir?' Mesela, dediğim intihar vakası düşüncesinin oluşması. 'Biz çocuklarımızı nasıl gönderdik böyle bir yere?' Kendi kendilerine suçluluk hissi hâlen devam edebiliyor. Yalnızlık; kimseyle paylaşamadıkları için -bazısı eşiyle bile paylaşamıyor, hatta çocuğa bir şey bile söyleyemiyor- aşırı derecede yalnız hissediyorlar kendilerini. kapanma ve dışlanmışlık hissi; kimseyle bir şey paylaşamadığı için dışlandığını da düşünüyor hâliyle arkadaş."

UYKU SORUNU, İŞTAHSIZLIK...

Türegün, ailelerin yaşadığı fiziksel ve ruhsal sorunları ise şöyle aktardı:

"Uyku problemi yaşadıklarını söylediler, somatik rahatsızlıklar, sürekli ağlama zaman zaman çocuklarda görüldü ve annelerde daha yoğun görüldü bu. Evden çıkamama, iştahta azalma, diğer depresif özellikler gözlemlendi. Bazılarına ilaç tedavisi önerdi doktorumuz, buna ek olarak da psikolog görüşmeleri başlatıldı. Hastanedeki psikoloğumuz, artı, bizim psikoloğumuz görüşüyorlar."

Türegün, yapılması gerekenleri ise şöyle sıraladı:

"Çocuklarımızın danışmanlık tedbirleri ve bakım tedbirleri 18 yaşına kadar devam edecek ve süreç içerisinde, gerekirse 18 yaşından sonra da devam etmesi gerekiyor. O gözle bakarak devam ediyoruz işlemlerimize çünkü bu çocukları gerçek manada düşünecek olursak, cinsel kimliklerinde bir kırılma mutlaka olmuştur, onu bulmamız gerekiyor, ona göre çalışmamız gerekiyor. İkinci bir konu da dinî duygularında da çocukların kırılma olmuş olabilir, ona da bakmamız gerekiyor."

DAVA TEK CELSEDE BİTTİ

Karaman’da Ensar ve KAİMDER evlerinde kalan cinsel istismarda bulunduğu ortaya çıkan M.B. tutuklandıktan sonra çıktığı ilk mahkemede jet hızıyla yargılanıp 508 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.