Bir gün İstanbul'a 2 Gambiyalı gelir... Sonrasını İbrahim Betil anlattı

Sende Gel Derneği Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Betil, Afrika ülkesi Gambiya ve Senegal’de, kadınların, çocukların, gençlerin hayatlarına dokunuş öyküsünü anlattı. Gambiya’da 110 köyde 110 bin insanı, temiz içilebilir suya kavuşturduklarını söyleyen "İnsanların her zamankinden daha fazla dayanışmaya ihtiyacı var" diyor.

Abone ol

DUVAR - Sende Gel Derneği Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Betil, yoksul, en alttakilerin enerjilerini harekete geçirerek onların yaşamlarını değiştirmeye çalışan bir aktivist. Betil, aynı zamanda Türkiye’de Toplum Gönüllüleri Vakfı kurucu üyesi. Betil, 80 ilde, 129 üniversitede, 60 binden fazla proje gönüllüsü gençle 2016 yılında 2 bin 500 proje yapıp, 700 bini aşkın insanın yaşamına dokunduklarını anlattı.

'SEN DE GEL' PROJESİ PROJE NASIL BAŞLADI

Toplum Gönüllüleri Vakfı 2011 yılının Eylül ayında toplantı halindeler. Toplantı arasında, iki siyah insan kapıdan içeri girer, İbrahim Betil, "Bunlar kim?" diye sorar. Aldığı cevap İbrahim Betil’i heyecanlandırır. Gambiya’dan geldiklerini ve Gambiya Kadının Gelişimi Ve Çocuk Bakımı Derneği yöneticileri oldukları belirtilir.

Betil, bu iki Gambiyalının anlattıklarını dinler ve notlar alır. 2011 yılın kasım ayında Gambiya’ya uçar. İstanbul’a gelen iki Gambiyalı Betil’i karşılar. Betil, köylerde bir hafta boyunca incelemeler yapar. Kadınlarla, gençlerle, yerel yöneticilerle toplantılar yapan Betil, gördüklerini şöyle anlatıyor:

"Günde bir öğün pirinç yemek zorundalar. Susuzluktan beş yaşına gelmeden ölen çocuklar var. Temiz suya erişemiyorlar. Kadınlar temiz suya erişmek için ellerinde kova, sırtlarında bebeklerle 4- 5 kilometre yürümek zorundalar. Yol yok, toz toprak içinde yürümek zorundalar. İki şey yapabilirdim; birincisi 'Allah size kolaylık versin, halinize şükredin' deyip arkamı dönüp giderdim. İkincisi ise, her şeyi devletten beklemek yerine küçük projelerle bu insanların yaşamlarına nasıl dokunup, değişim sağlayabiliriz diye düşünebilirdim. Aklım ve vicdanım beni ikinci yola yöneltti. Bu işi bir dernek üzerinden yapmayı düşündük. Ancak bu dernek, para, yiyecek veren dernek olmamalıydı. Onların enerjilerini sürdürülebilir hale getiren dernek kurduk. Sende Gel Derneği."

8 BÖLGENİN YÖNETİCİLERİYLE İŞBİRLİĞİ SÖZLEŞMESİ

Köylerde su kuyuları açmaya başladıklarını belirten Betil şu bilgileri veriyor: "Gambiya’da sekiz bölge var. Sekiz bölgenin yöneticileriyle işbirliği sözleşmesi imzaladık. Onlar bize 'şurada su kuyusu açabiliriz' diyorlar bizde açıyoruz. Gambiya’da 88 köyde yedi su kuyusu açtık. 22 tane eskimiş kullanılmayan su kuyusunu aktif hale getirdik. Toplam 110 köyde yaşayan 110 bin insanın temiz içme suyuna erişimini sağladık. Su evlere kadar girmiyor fakat eskisi gibi kilometrelerce yol yürümüyorlar suya erişmek için. Ev ile kuyu arasındaki mesafe 20- 30 metreye indi. Su kuyularını açtıktan sonra güneş enerjisiyle çevreye su dağıtım şebekesi yaptık."

Gambiya’nın fakir bir ülke olduğunu belirten Betil, şunları anlatıyor: "Hiçbir doğal kaynak yok. Tek gelir kaynağı yer fıstığı. Ve çakıl taşı. Göç yok orada insanlar doğal yaşama uyum sağlamışlar. Gambiya’nın ortasında Gambiya Nehri geçiyor. Bu iki yakada yeşil alanlar var. Yeşil alanlarda tarım yapma imkânı var. Fakat yabanı hayvanlar, tarım alanlarına zarar veriyor .Tarım alanlarının etrafını çitlerle çevirdik. 25 tane kadın bahçesi yaptık. Bu bahçelerde de su kuyuları açtık. Güneş enerjisi paneli vasıtasıyla kuyulardan bahçelere su çekiliyor ve sulama yapılıyor. Daha çok pirinç, patates, soğan domates yetiştiriyorlar."

PİRİNÇ UNU KARŞILIĞINDA MAZOT

Pirinci un haline getirmek için el değirmeni kullandıklarını söyleyen Betil, "15 köye mazotla çalışan değirmen verdik. Köylü ortaklaşa kullanıyor. Un haline getirilen pirinç pazarda satılıyor o parayla da mazot alınıyor. Değirmende önemli katkı oldu" diyor.

.

Gambiya’nın geniş yeşil alanlarıyla küçükbaş hayvan beslemeye elverişli olduğunu ancak köylülerin hayvan alacak parası olmadığını söyleyen Betil, şöyle devam ediyor: "Her aileye bir dişi bir erkek keçi verdik. Hayvan verdiğimiz aileye dedik ki 'doğum yapan hayvanın iki yavrusundan biri hayvanı olmayan aileye verilecek.' Kabul gördü. Hayvanların bakım ve sağlığını da köylüler üstlendi. Yaklaşık 900 aileye 3 bin keçi verdik."

Gambiya’daki güçlü kadın hareketinin kendisini şaşırttığını söyleyen Sende Gel Derneği Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Betil Şöyle devam ediyor: "Gambiya nüfusunun yüzde 85’i Müslüman. Fakat Gambiya’daki Müslümanlıkla Türkiye’deki Müslümanlık arasında önemli kültür farkı var. İmamlar seçimle gelir. Anadolu kadının güçlü olduğunu düşünürüz. Gambiya’nın uç köylerinden birine gittim. O, köyde 500-600 kişi vardı. Beni dinlemeye gelmişlerdi. Yarıdan fazlası kadın gelenlerin. Kadınlar, çocuklar, gençler toprağın üzerine oturmuş beni dinliyorlar. Bir erkek çıktı konuşmaya başladı lafı uzatınca, bir kadın adamın omuzundan tuttu’ Yeter çok konuştun, ben konuşacağım’ dedi. Şaşırmıştım, bir erkeğe bunu yapıyor!"

'KADIN VALİDEN MEGAFONU ALDI 'SONRA KONUŞ ŞİMDİ DANS EDECEĞİZ' DEDİ'

Betil, Senegal'de yaşadığı bir olayı ise şöyle anlatıyor: "Senegal'de bir köyde su kuyusunun açılışına gittim. Onlar için su kuyusunun açılışı önemli ki, açılışa vali, tugay komutanını davet etmişler. Meydanda toprağın üstünde oturup şarkı söylüyor, dans ediyorlar. Vali megafonla konuşmaya başladı, bir kadın valinin elinden megafonu aldı ve ‘sonra konuşursun şimdi dans edip şarkı söyleyeceğiz’ dedi. Ortalık karışır diye düşündüm ama ne vali tepki verdi, ne de kolluk kuvvetleri olaya müdahale etti. Vali bekledi, kadınlar dans edip şarkı söylediler sonra megafonu valiye verdiler. Kadın bu ülkelerde güçlü. Ekonomisi zayıf ama demokrasileri güçlü. Burası (Türkiye ) gelişmiş ülke diyoruz ama karşılaştıramıyorum."

Gambiya’da köylerde elektriğin olmadığını aydınlanma için mum ışığının kullanıldığını belirten Betil, "Mum ışığı ile aydınlanma hem pahalı, hem de çoğu kez yangınlara neden oluyor. Aydınlanma sorununu güneş panelleri ile çözdük. Her aileye iki güneş paneli verdik" diyor.

'İMKANSIZLIKLARA RAĞMEN AİLELER EĞİTİM ÖNEMİNİN FARKINDA'

Gambiya’da okul öğretmen sayısının yetersiz, olduğunu da kaydeden Betil, şunları aktarıyor: "Var olan okullar tuğlalardan yapılmış binalar. Kapısı, penceresi, camı yok. Çocuklar yerde oturuyor. Tahtaya çakıl taşı ile yazı yazan çocukları görünce insanlığın dayanışma içerisinde olması gerektiğini bir kez daha anladım. Bazı okullarda tablet var ama bizim bildiğimiz tabletlerden değil. Bir tahta, tahtanın üzerine kömürle yazı yazmaya çalışıyorlar. Tahtayı silmek için de kum ve toprak kullanıyorlar. İmkansızlıklara rağmen aileler eğitimin önemine vurgu yapıyorlar."

Sende Gel Derneği Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Betil, acil şekilde kaynağa ihtiyaçları olduğunu kaydetti. Bugüne kadar, BM, Coca Cola Vakfı, Sanko'dan gelen ve diğer bazı küçük desteklerle yola devam ettiklerini söyleyen Betil, kaynak bulmaları halinde Gine Bissau'ya gideceklerini belirtti.