AYM'nin önündeki en büyük tehlike

Anayasa Mahkemesi (AYM) tutuklu gazeteciler ve milletvekilleriyle ilgili yakın zamanda bir karar vermezse AİHM devreye girecek. Eski AİHM Yargıcı Rıza Türmen'e göre bu durum AYM'nin etkili bir iç yargı yolu olduğu kabulunün de ortadan kalkmasına yol açacak.

Abone ol

DUVAR - Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland’in, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) gazeteci ve siyasetçilerin tutukluluklarıyla ilgili başvuruları Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) kararını beklemeden ele alabileceğini açıklamasının ardından gözler Yüksek Mahkeme'ye çevrildi.

AYM'DE İKİ BAŞVURU VAR

HDP'nin tutuklu milletvekilleriyle ilgili Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı iki başvuru var. Başvurulardan biri dokunulmazlığın kaldırılması, diğeri ise 4 Kasım 2016'da 10 milletvekilinin tutuklanmasıyla ilgili. Yüksek Mahkeme'nin daha önce verdiği Balbay kararına dayanarak bu başvuruları kısa sürede sonuçlandırması mümkündü, ancak böyle olmadı. Tutuklu milletvekillerinin avukatları AYM'deki bekleyişin 95. gününde AİHM'e gitti.

AYM ANAYASAYI İHLAL ETTİ

CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, AYM başvurularının sonuçlanmama nedeniyle ilgili şu yorumu yaptı: “Şu ana kadar Anayasa Mahkemesi tutuklamalarla ilgili bir şey söylemedi, söyleyemiyor. Çünkü kendisinden çekiniyor. Anayasa Mahkemesi darbe girişimi soruşturması kapsamında tutuklanan iki üyesini ihraç etti. Bu ihraca sessiz kalındı. Kendisi anayasayı ihlal etti.”

SADECE TUTUKLU VEKİL BAŞVURUSU YOK

Tanrıkulu'na göre, Jagland'ın açıklaması bir uyarı. Eğer bu kişilerin başvurularıyla ilgili yakın zamanda karar alınmazsa AİHM kendisine yapılan başvuruları işleme koyacak.

AİHM'in takip ettiği dosyalar sadece ifade özgürlüğüyle ilgili konular da değil. Tutuklu gazeteciler Ahmet-Mehmet Altan ile Cizre'deki 38 vaka da öncelikle incelenecek dosyalar arasında olacak.

RIZA TÜRMEN UYARMIŞTI

Eski AİHM Yargıcı Rıza Türmen'e göre de AYM’ye yapılan başvurularda aylar geçmesine karşın bir sonuç alınamadığında AİHM'in devreye girmesi beklenen bir durum. Türmen'in yaşanan süreçle ilgili değerlendirmesi şöyle: “Sözleşme’nin 5/4 maddesinde tutukluluğun hukuka uygunluğunun incelenmesi maddesidir ve bu maddede “en kısa sürede incelenmesi” der. Buna dayanarak AİHM iç yargı yolu çok uzun süre alıyorsa, makul bir süre içinde incelenmemişse AYM'ye gidilmeden AİHM'e gidilmesini kabul eder. Bu 4 ay 8 ay olabilir. Bu süre geçince artık iç yargı yolunun işlemediği AİHM'e doğrudan gidileceği yönünde kararlar var.”

AYM RİSK ALTINDA

Jagland ve AİHM Yargıcı Işın Karakaş'ın açıklamalarının AHİM içtihatları olduğunu belirten Türmen, şöyle devam etti: “AYM 'Ben bunu sümenaltı edeyim, halının altına atayım, senelerce bekleteyim” diyemez. Böyle bir şeye imkân yok, buna izin verilmez. AYM bakımından önemli bir nokta daha var. AİHM, AYM'ye bireysel başvuruyu etkili bir iç yargı yolu olarak kabul etti. AYM, AİHM içtihatlarına uygun karar vermezse, AYM'nin etkili bir iç yargı yolu olduğu kabülü ortadan kalkar.

HDP'DEN AİHM'E ÇAĞRI

HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen de bu gelişmeleri değerlendirdiği basın toplantısında AİHM’e çağrıda bulunmuş, “İç hukuk yolları tüketilmiştir, elverişsizdir. Öncelikli olarak dokunulmazlığın kaldırılmasının sözleşmeye aykırılığının tespit edilmesini bekliyoruz” demişti.

Hukukçular yakın bir zamanda tutuklu milletvekilleri konusunda AİHM’in bir ihlal kararı vermesini bekliyor.