Auschwitz-Birkenau Kampı'nın 75'inci yıl dönümü

Bu kamp, Nazi rejimi tarafından Yahudiler başta olmak üzere, Çingenelere, komünistlere ve tüm anti-faşistlere karşı; kasıtlı bir “soykırım”ın anıtı ve yüz binlerce diğer kurbanın ölümüdür. İnsanlığa karşı işlenen en büyük suçlardan birinin, reddedilemez bir tanığı olma özelliğini koruyor.

Abone ol

Ali Arayıcı*

Auschwitz-Birkenau (1940-1945) Nazi toplama kampının, eski-SSCB (Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği) ordusu Kızıl Ordu tarafından kurtuluşunun 75'inci  yıl dönümüdür 27 Ocak. Bu tarih, bugünden itibaren UNESCO, AB, Avrupa Konseyi gibi kuruluşlar başta olmak üzere, dünyanın pek çok ülkesinde çeşitli konferans, tören ve sergi gibi etkinliklerle kutlanıyor.

UNESCO'daki kutlamalar, Holokost kurbanlarının anısına adanmış uluslararası gün olarak kabul edilen 22 Ocak'ta gerçekleşti. Konuşmacılar, Auschwitz-Birkenau'daki Nazi toplama ve imhâ kampından 75 yıl önce 27 Ocak 1945 tarihinde kurtuluşuna odaklandı. Bu kutlamalar, Paris'teki merkez binasında uluslararası bir konferans, tören ve iki sergiyle 30 Ocak'a kadar sürecektir.

1.5 MİLYON İNSAN

Faşist Nazi Almanya'sının en büyük toplama ve imhâ kampı olan Auschwitz-Birkenau Kampı'nın bölgeleri, dikenli telleri, gözetleme kuleleri, kışla, darağacı, gaz odaları ve krematoryumlarıyla Hitler faşizmi soykırımının canlı kanıtları olarak görülüyor.

Bu kamp, Nazi rejimi tarafından Yahudiler başta olmak üzere, Çingenelere, komünistlere ve tüm anti-faşistlere karşı; kasıtlı bir “soykırım”ın anıtı ve yüz binlerce diğer kurbanın ölümüdür. İnsanlığa karşı işlenen en büyük suçlardan birinin, reddedilemez bir tanığı olma özelliğini koruyor.

Aynı zamanda, en zor koşullarda ve sıkıntı içinde, gaz odalarında ve ölüm sehpalarında, eylem ve düşünce özgürlüğünü bastırmayı ve tüm ırkları yok etmeyi amaçlayan Alman faşist Nazi rejimine karşı baş kaldıran, direnç gösteren ve ölümü göz önüne alarak direnen milyonlarca insan ruhunun gücünü kutlayan bir anıttır.

Tüm insanlık için, bu kamp aşırı ideolojiler ve insan onurunu inkâr edenlere karşı bir başkaldırıdır. “Soykırım”ın sembolü, ırkçı bir politika ve barbarlık için yüksek bir anıdır. İnsanlık tarihinin bu karanlık bölümünde kolektif hafızamızın bir yeridir. İnsanlık tarihinin, bu sayfasının aktarıldığı bir yer, sayısız tehdit ve trajik yok olma sonucunun bir uyarı işaretidir.

Çeşitli bilimsel verilere ve tarihsel araştırmalara göre, 20'nci yüzyılda insan zulmünün bir simgesi olan bu kampta büyük bir çoğunluğu Yahudi olmak üzere, yaklaşık 1.5 milyon çoluk-çocuk, kadın-erkek, yaşlı-genç insan sistematik olarak aç bırakıldı, işkence gördü ve yakılarak öldürülüp yok edildi.

BİNALARI

Auschwitz-Birkenau Kampı, üç ana bölümden oluşuyor. Auschwitz I Kampı, Auschwitz II-Birkenau Kampı ve mahkum kalıntılarını içeren bir toplu mezar bulunuyor. Bu yapılar, insanlık için önemine tanıklık eden istisnai olaylarla bağlantılı en önemli yapılardır. Bunlar, yaklaşık 50 uydu kampından oluşan Auschwitz kompleksindeki en temsili yerlerdir.

Bu kampta, tuğla ve ahşaptan yapılmış 155 tane bina (Auschwitz'te 57 ve Birkenau'da 98) ve yaklaşık 300 kalıntı bulunuyor. Birkenau'da, Ocak 1945'te patlayan gaz odaları ve krematoryum kalıntıları da varlığını koruyor. Beton direklerin desteklediği çitlerin toplam uzunluğu, 13 kilometrenin üzerindedir.

Demiryolları ve rampalar, gıda depolama mağazaları ve endüstriyel binalar gibi tarihi öneme sahip münferit yapılar, toplama kampının hemen yakınında yer alıyor. Bu yapılar ve manzaradaki izler, bu “trajik tarihin” dokunaklı ifadeleri olmaya devam ediyor. Aynı zamanda, bunlar acımasız hassasiyet ve tutarlılık ile organize “ölüm fabrikası”nın ayrılmaz bir parçasıdır.

Auschwitz Kamp Kompleksi kurtuluşundan bu yana 75 yıl geçmesine karşın, büyük ölçüde değişmeden hayatta kaldı. Kampın geri kalan binaları, yapıları ve altyapısı, Alman Nazileri tarafından soykırım suçuna tanıklık eden tarihin sessiz bir ifadesidir.

Esas olarak, kampın mimarisi Naziler tarafından yeni işlevlere hizmet etmek üzere, dönüştürülmüş mevcut binalardan oluşuyor. Mimari, mekânlar ve korunmuş düzenlemeler hâlâ daha bir bütün olarak bireysel unsurların tarihsel işlevlerini anımsatıyor.

KORUNMASI

Auschwitz Kampı'ndaki bazı binaların iç mekânları, resmi tören ve anma amacıyla adapte olacak şekilde değiştirildi. Ancak, bu binaların dış cepheleri değişmeden kaldı. Ger gör ki, yerinden edilmiş bir köyün arazisinde ve yerinde, sıfırdan inşa edilen Birkenau Kampı'nda ise, sadece az sayıda tarihi binalar hayatta kaldı.

Geçici yapılar olarak tasarlanan ve geri dönüştürülmüş malzemelerle hızlı bir şekilde inşa edilen bu binalar için, kullanılan inşaat yöntemi sayesinde doğal bozulma süreçleri hızlanıyor. Nazi imhâ kamplarının korunması, kamu yönetiminin sorumluluğu altında gerçekleşen bir kamu politikasının hedefi olmasını sağlar.

Kampın korunması mülk, miras koruma yasaları, arazi kullanım planlaması politikası ve yerel yasalar uyarınca Polonya devleti tarafından yapılıyor. Yapıları korumak, orijinal malzemelerini güçlendirmek ve bozulmaya karşı korumak için tüm çabaların sarf edildiği söylenebilir.

Kampa ve mahkumlara ait birçok tarihi nesne, şu anda depoda yerini koruyor. Bazıları da, Auschwitz-Birkenau Ulusal Müzesi'nde sergileniyor. Bunlar arasında, soykırım mahkumları tarafından getirilen kişisel eşyalar ile savaştan sonra toplama kampından kurtulanların ifadeleriyle desteklenen özgün ve korunmuş belgeler, fotoğraflar da yer alıyor.

*Prof Dr.