Atılan taş ile ürkütülen kurbağa denklemi

Siyasette başarılı olmak istiyorsanız bir stratejiniz olmalıdır. O stratejiye uygun önceden düşündüğünüz, planladığınız ve yeri gelince uygulayacağınız bir senaryonuz olmalı elbette…

Abone ol

Rivayet odur ki, Fatih Terim, UEFA Kupası maçı öncesinde, “Hocam, taktiğimiz nedir?” diye soran futbolcularına, "taktik maktik yok; bam, bam, bam" diye cevap vermiş.

Bu söz, oyuncuları çok motive etmiş; onlar da çıkıp, rakiplerini yenmişler.

Sonuç almışlar yani!

Mümkün mü?

Elbette değil; zira futbolun rehberi de bilimsel bilgidir.

Ateş olmayan yerden duman çıkmaz” diyeceğinizi biliyorum ama Terim’e yönelik bu “küçümseme edaları” ile “siyasetin zencileri” muamelesi gördüğü için “dışlanmış, ötekileştirilmiş” topluluklar tarafından kucaklanan bugünkü iktidar arasındaki diyalektik bağı da hatırlatmak isterim. 

SÜTTEN ÇIKMIŞ AK KAŞIK DEĞİLLER AMA…

Terim’in de, bugünkü muktedirlerin de “sütten çıkmış ak kaşık” olmadıkları açık. Ancak hem Terim'in, hem de bugünkü muktedirlerin, kendi iktidarları için bilimsel bilgiyi sonuna kadar kullandıklarına ilişkin hiç tereddüdüm yok.

Bu nedenle “teke tek”de topu dahi gösteremeyecek yeteneklerin karşısına, yaşı ilerlemiş efsanelerin yanına monte ettiği gencecik Anadolu delikanlılarıyla çıkıp, başarıyı getiren Fatih Terim'e burun kıvırmak için uydurulan bu “şehir efsanesi”ni inandırıcı bulmuyorum.

Gündelik hayatında “derin ilişkiler” içinde olan Fatih Terim’i yazmak, bir başka yazının konusu olsun ama bugünkü muktedirlerin başarısının ardında uzun araştırmalar ve saha analizleri olduğunu kim inkar edebilir?

Bir başka ifadeyle kapitalizmin esir aldığı bu toplum, “kaptı kaçtı” kültürüne teslim olmuş olabilir ama emin olun ki hiçbir başarı, “bam, bam, bam” taktiğiyle elde edilmemiştir; edilemez.

Terim ile müsemma olmuş bu taktiğin, “bedelli askerlik” ile ilgili bir açıklama yapan CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e de sirayet ettiği düşünülebilir mi?

Bilindiği üzere Özel, önce “bedelli askerliğe kaçanlardan oy istemiyoruz” şeklinde bir açıklama yaptı; sonra da düzeltip, kastettiğinin iktidar ve çevresinin “fevkalade müsaadeye mazhar” çocukları olduğunu açıkladı.

İşin doğrusu, Özgür Özel’in artık sıradan bir hal alan “bedelli askerlik” yapan insanları dışladığına ilişkin oluşturulmak istenen algıyı, kastettiklerinin köpürttüğü anlaşılıyor.

Gene de bir siyasi partinin genel başkanı olarak Özel’in, sözün uzanacağı yeri kestirmesi icap ederdi. Değil mi ki “dil ağrıyan dişe değer”.

ATTIĞINIZ KARTOPU ÇIĞ OLUP SİZİ ALTINA ALIYORSA…

Acaba Özel’in elinde, “bedelli askerliğin toplumda çok büyük eleştiri aldığına ilişkin bir kamuoyu araştırması mı var?”

Varsa sorun yok; geri adım atması, düzeltmesi gerekmez ama yoksa bu tarz söylemler, “bam, bam, bam” taktiğini hatırlatmaktan öte işe yaramaz.

Yasayı eleştirebilirsiniz; iktidar olduğunuzda yasayı değiştirme vaadinde bulunabilirsiniz ama yürürlükteki yasadan yararlanan insanlardan oy istememek anlamına gelebilecek bir “kartopu” atarsanız, o “kartopunun”, bir anda “çığ” haline dönüşmesine engel olamazsınız.

Hayatın bütün alanları için de söylenebilir ama siyasette, "bam bam bam" taktiğinin kazandırması, imkânsızdır.

Hayal kırıklığına uğrarsınız. Çünkü siyasette başarılı olmak istiyorsanız bir stratejiniz olmalıdır.

O stratejiye uygun önceden düşündüğünüz, planladığınız ve yeri gelince uygulayacağınız bir senaryonuz olmalı elbette…

Bir başka ifadeyle "attığınız taş, ürküttüğünüz kurbağaya değmeli" ve her ne yapacaksanız, ona dair bilimsel bilgi size rehberlik etmelidir.