Arap coğrafyasının Pink Floyd’u: Osiris!

Müzik tarihinin derinliklerine saklanmış ve sesini büyük kitlelere duyuramamış binlerce müzik grubu var. Bunlardan biri olan Osiris’i farklı kılan ise 80’lerde Basra Körfezi’nde doğarak evrensel bir müzik yaratması. "Arap dünyasının Pink Floyd’u" olarak anılan Bahreynli gruba yakından bakalım.

Abone ol

Ogün Işık

Osiris, Basra Körfezi’nde küçük bir ada ülkesi olan Bahreyn’de, 1980’de kuruldu. Müzisyen bir ailenin çocukları olan Muhammed ve Nabil Al-Sadeqi kardeşler, belki de o zamana kadar Arap dünyasında hiç yapılmayanı yaptı ve bir progresif rock grubu kurdu. Dört stüdyo, iki de canlı konser albümü bulunan grup, neo-progresif rock tarzında yaptığı müziğiyle belki sesini bütün dünyaya duyuramadı ama az sayıdaki dinleyicileri için her zaman özel bir grup oldu.

İLK YILLARI

Osiris’e dair her şey, babasının Nabil’e sorduğu soruyla başladı. Oğluna hayatında ne yapmak istediğini soran baba, The Beatles dinleyen Nabil’den “Ringo Starr gibi bir davulcu olmak istiyorum” cevabını alınca oğluna bir davul seti aldı ve o gün haberleri olmasa da Al-Sadeqi kardeşlerin hayatı değişmeye başladı. Takvimler 1967’yi gösterdiğinde abi Muhammed 11 yaşında iyi derecede gitar çalarken, kardeşi Nabil 8 yaşındaydı ve davul çalmayı öğrenmişti. Kız kardeşleriyle beraber bir müzik öğretmeninden özel dersler alan Muhammed ve Nabil klasik müzik, pop, rock, caz dinliyor ve Deep Purple, Yes gibi grupları hayranlıkla takip ediyordu.

Muhammed ve Nabil, ablaları Faequa ve kuzenleri Hayden ile birlikte 1969’da ‘Witch’ adlı bir grup kurmaya karar verdiler. Funk, caz, rock tarzında müzik yapan dörtlü birçok konser verdi ve 200 bin nüfuslu Bahreyn’de iyi bir popülarite yakaladılar. Serüvenleri 1974’te Muhammed’in Houston’da mühendislik eğitimi almaya gitmesine kadar sürdü. Küçük kardeş Nabil ise kısa bir süre sonra Londra’da mühendislik okumaya gitti fakat müzik yapma fikirleri daima devam etti. İkisi de 1980’de Bahreyn’e döndü ve progresif rock yapmak için kolları sıvadı. Fakat en önemli sorunları bu küçük ada ülkesinde gruplarına almak için istedikleri kalitede müzisyen bulamamak oldu. Bir süre sonra gruba Sami Al-Jamea, Mohamed Amin Kooheji, Abdul Razak Aryan ve Muhammed Shafii’yi dahil ettiler.

Osiris’in güncel kadrosu Muhammed ve Nabil Al-Sadeqi kardeşler, Abdul Razak Aryan, Khalid Al Shalman, Ahmed Al Qassim ve S. Ahmed’den oluşuyor

OSIRIS DÖNEMİ

Grup kendine Mısır mitolojisindeki bir tanrı olan ve Arap kültürünü yansıtacağını düşündükleri Osiris ismini verdi. Teknik olarak Yes, Camel ve Jethro Tull’a benzeyen Osiris’i 1981’de verdikleri konserde sadece 2 kişi izledi. 1982’de kaydedilen, 48 dakika süren ve sekiz şarkıdan oluşan, grubun kendi adını taşıyan ilk albümleri 1983 yılının sonlarında çıktı. Albüm kapağında Mısır’daki bir tapınağın duvarındaki tanrı Osiris resminden esinlenildi. Kapak resmi Ebrahim Sharif tarafından tasarlandı ve çizildi.

Çok kısıtlı bir zamanda büyük maddi zorluklarla kaydedilen albüm Filipinler’de basıldı. Albüm için tekli olarak yayınlanan ‘Fantasy’ isimli şarkı Bahreyn radyolarının en sevilen on şarkısından biri oldu. Bahreyn Televizyonu grup için özel bir program yaptı ve 12-13 Şubat 1984 tarihlerinde Osiris’in verdiği iki konser televizyon kanalı tarafından kaydedildi. Ülkenin en ünlü grubu haline dönüşen Osiris, Bahreyn’de bin, Filipinler’de 2 bin adet satan albümün ardından ikinci albüm için çalışmalara başladı. Baskıların tükenmesinin ardından ilk albüm tekrar basıldı ve Bahreyn’de satışa sunuldu.

Grubun ikinci albümü ‘Myhts & Legends’ ise 1986 yılında piyasaya çıktı. İlk iki albümde Muhammed Al-Sadeqi beste ve lirik yükünün büyük kısmını tek başına çekerken, birçok farklı temayı barındıran şarkılar Osiris’in müziğine sıradışı bir özgünlük ve karakter kazandırdı. Rush ve Marillion etkileri görebileceğimiz grubun ikinci albümünde İngiltereli bir kadın olan Debbie Moss da klavye çaldı. 19 yaşındaki Moss, Bahreyn Ulusal Havayolları şirketinin yöneticilerinin birinin kızıydı ve Bahreyn’de grupla tanıştıktan kısa bir süre sonra klavyenin başına geçti. Bir süre sonra Moss’un babası Manchester’a götürdüğü onlarca Osiris albümünün satıldığını gruba bildirince, Al-Sadeqi kardeşler bu duruma oldukça şaşırdı ve üçüncü albüm için hazırlıklara başladı.

Hiçbir zaman para için çalmadıklarını belirten grup üyeleri 1989 yılında ‘Reflections’ adlı albümünü çıkardı. Maddi imkansızlıklar nedeniyle yurtdışına açılamayan grup Bahreyn’de ülkenin en popüler grubu durumundaydı. Üçüncü albümü de dinleyicileri tarafından çok beğenilen Osiris, 1993’e kadar konserler vermeye devam etti.

1993’te bazı üyelerin ayrılması gerektiği için istikrar sağlayamayacağını düşünen grup çalışmalarına ara verdi. 2000 yılından itibaren devam etmeye karar veren grup, 1991 yılında verdikleri bir konserin canlı kaydını ‘Beyond the Control’ ismiyle piyasaya sürdü. 2007 yılında ‘Visions from the Past’ isimli albümü çıkaran Osiris, 2011 yılından bu yana aktif müzik yaşantısına devam ediyor. Son güncel bilgiye göre grup Bahreyn’deki bir konserin DVD kaydını yayınlayacak. Grup ayrıca bir belgesel ve bir albüm üzerinde çalışmalarını sürdürüyor. Osiris’in güncel kadrosu Muhammed ve Nabil Al-Sadeqi kardeşler, Abdul Razak Aryan, Khalid Al Shalman, Ahmed Al Qassim ve S. Ahmed’den oluşuyor.

Mohamed Alsadeqi

SAGOPA KAJMER'DEN REFERANS

Osiris dünya çapında bilinen bir grup olmasa da birçok ülkede az sayıda dinleyicisi bulunuyor. Türkiye’de Osiris’in tanınmasına ön ayak olan en önemli olaylardan biri ise rap müzisyeni Sagopa Kajmer’in 2009 yılında yayınladığı Saykodelik EP. Sagopa Kajmer yayınladığı EP’deki iki şarkısında Osiris’in 1982’deki albümünde bulunan iki şarkının altyapısını kullandı ve Osiris Türkiye’de daha çok bilinen bir grup haline gelmeye başladı.