Arap basınında geçen hafta: Erdoğan, Trump'la görüşmeye Kürtleri vurarak hazırlık yapıyor

Arap basınında bu hafta, İsrail'in Suriye'yi füzeyle vurması, Papa'nın Mısır ziyareti ve TSK'nın Şengol ve Rojava'ya yönelik bombardımanı öne çıkan konulardı. Middle East Online haber sitesine göre “Erdoğan Trump ile görüşmeye Suriye’deki Kürtler’i vurarak hazırlık yapıyor.”

Abone ol

DUVAR - Arap basınında bu hafta, İsrail’in Suriye’ye yönelik füze saldırıları ön plana çıktı. Şam Havaalanı yakınlarında Hizbullah’a ait bir silah deposuna yönelik olduğu belirtilen saldırı, Suriye’de olayların başlamasından bu yana ilk saldırı değil.

İsrail geçtiğimiz 6 yıl boyunca Suriye’ye yönelik birçok defa hava saldırısı düzenledi. İsrail, bu süre zarfında, Golan cephesinde, Suriye yönetimine karşı savaşta yaralanan militanları kendi hastanelerinde tedavi etmesiyle de bir çok defa gündeme geldi.

Geçtiğimiz hafta, Arap medyasında öne çıkan bir diğer önemli başlık, Türkiye’nin Irak ve Suriye’de PKK ve PYD’ye yönelik düzenlediği hava bombardımanı oldu. Middle East Online haber sitesi, bu bombardımanın “beklenen Erdoğan-Trump görüşmesinden önce ABD’ye baskı” olduğunu yazdı.

Papa Francisco’nun Mısır ziyareti ise haftanın bir diğer önemli gündem maddesiydi. Mısır basını bu ziyareti genel itibariyle, “barış ve hoşgörünün tesisi” açısından ele aldı. Suudi Arabistan’da sosyal medya üzerinden bugün için yapılan, işsizliğe karşı gösteri çağrıları da dikkat çeken bir diğer konu oldu.

'SURİYE: İSRAİL’E KARŞI TEK TEHDİT UNUSURU'

Rai Al Youm gazetesi başyazarı ve genel yayın yönetmeni Abdulbari Atvan, Suriye’nin Hizbullah’ın yanında duran ve İsrail için tehdit oluşturan tek Arap ülkesi olmasından kaynaklı saldırıların hedefinde olduğu görüşünde:

“ABD, Türkiye ve Katar’ın, ‘rejimin devrilmesi’ amacıyla desteklediği silahlı örgütlere karşı uzun zamandan beri savaşan Suriye ordusu, halen Hizbullah’ın en yakın müttefiki konumundadır. Ve Suriye, işgalci devlet İsrail açısından tehdit unsuru oluşturan tek Arap devletidir. İşte bu yüzden Suriye füze saldırılarına maruz kalmaktadır.

ABD ve İsrail’in füze saldırıları Suriye halkı ve direnen ordusu açısından birer şeref madalyasıdır. Zira İsrail ve ABD, Arap ümmetinin düşmanıdır ve ümmetin aleyhindeki bütün komploların ve olumsuzlukların birinci kaynağıdır. Ve eğer önümüze Suriye tarafı mı İsrail tarafı mı şeklinde iki seçenek konulursa tereddütsüz Arap Suriye tarafını seçeriz.”

'İSRAİL İLE SAVAŞ GELECEKTE DE DEVAM EDECEK'

Lübnan Al Bina gazetesinden Maan Hamiyye, İsrail ile savaşın gelecekte de devam edeceğini yazdı:

“İsrail, Suudi Arabistan gibidir. O da Suriye’de terör gruplarının yanında durmaktadır. Her iki ülke de Suriye’ye karşı savaşmaktan geri durmamaktadır. Zira bu savaş bir gün içeride bitecek ama dışarıda Suriye ile İsrail ve onun bölgedeki müttefiki Arap ülkeleriyle devam edecektir.”

PAPA FRANCESCO MISIR’DA

Katolik Hıristiyan dünyasının ruhani lideri Papa Francesco’nun Mısır’a düzenlediği ziyaret, bu hafta Arap dünyasının önemli gelişmelerinden biri oldu. Papa’nın “barış” temalı ziyareti, Mısır’ın en büyük gazetesi El Ahrama’a göre bir çok mesaj içeriyor:

“Papa’nın Mısır’a yaptığı ziyaret hepimizin anlaması ve idrak etmesi gereken binlerce mesaj içermektedir. Bu mesajları Hristiyanlardan önce Müslümanların idrak etmesi gerekmektedir. Bun mesajlardan birincisi, bütün dinlerin Allah tarafından gönderildiği ve bu dinlerden hiçbirinin hoşgörüsüzlük ve nefrete dayanmasının mümkün olmadığı, bu dinlerin hepsinin ortak hedefi barış, sevgi ve rahmettir.”

Ülkenin bir diğer basın kuruluşlarından Al Joumhuria gazetesinin başyazısında ise, “Papa’nın bütün dünyaya barışın memleketinden barış mesajları içeren bu ziyaretinin zamanlaması oldukça önemlidir” denildi.

Gazeteye göre Papa Francisco’nun ziyareti, “Sokakları güven ile süslenmiş Mısır halkının ileriye dönük barış ve sevgiyi tesis etmekteki azmini ve ısrarını göstermektedir.”

'BEKLENMEYEN BOMBARDIMAN'

Al Kuds Al Arabi gazetesi, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne bağlı uçakların Kuzey Irak’ta Şengal ve Rojova’ya yönelik bombardımanını ele aldığı başyazısında, operasyonun bölgesel ve uluslararası güçler açısından beklenmedik olduğuna işaret etti:

“Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait savaş uçaklarının Irak’ın Sincar bölgesinde PKK’ye ait hedefleri ve Suriye’de PYD’ye yönelik bombardımanı gerek bölgesel gerekse de uluslararası taraflar açısından beklenemedik bir şekilde gerçekleşti.

Türkler daha önce Kuzey Suriye’deki Fırat Kalkanı Harekâtı’nın başka operasyonlara da kapı aralayacağını ve Türk ordusunun Kuzey Suriye’deki görevinin bitmediği konusunda birçok defa açıklamalar yapmıştı.”

'BOMBARDIMANIN 5 HEDEFİ'

Suudi El Vatan gazetesine göre ise, Türkiye’nin Irak ve Suriye’de düzenlediği hava bombardımanın 5 ana hedefi bulunmaktadır. Bunlar;

Kürtler’in Türkiye sınırının yakınlarında konuşlanmasını önlemek

Kürtler’in silahlı oluşumlarını bitirmek

Türk ulusal güvenliğine yönelik tehditlerin engellenmesi

Irak’ı bölge ülkeleriyle olan anlaşmazlıklarını bitirmesi için adım atmaya davet etmek

Suriye’de Kürtler konusunda ABD ile bir yakınlaşmaya gitmek

'ERDOĞAN ABD’YE BASKI YAPMAK İSTİYOR'

Middle East Online haber sitesi, TSK’nın bombardımanı için “Erdoğan Trump ile görüşmeye Suriye’deki Kürtler’i vurarak hazırlık yapıyor” şeklinde yorumladı.

Haber sitesine göre, Türkiye, bu tarz adımlarıyla ABD’ye baskı yapmak istiyor:

“Uzmanlara göre, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye’de Kürt gruplarına yönelik operasyon düzenlenmesi için emirler vererek, ABD başkanı Donald Trump ile beklenen görüşmesinden önce, Suriye’de Kürtler’i destekleyen ABD’ye baskı yapmayı hedefliyor.”

Al Araby El Jadeed haber sitesinde Reyan Muhammed imzasıyla yayınlanan makalede ise, Türkiye’nin bu operasyonlarının “Bir Kürt Devleti’ne müsaade edilmeyeceği” yönünde bir mesaj olduğu belirtildi.

HAMAS 1967 SINIRLARI’NI TANIYACAK MI?

Hamas’ın, önümüzdeki hafta Katar’ın başkenti Doha’da yeni bir yol haritası açıklaması bekleniyor.

Halen İsrail Devleti’ni tanımayan örgütün bu yeni yol haritasıyla beraber, 1967 sınırları esas alınarak bir Filistin devleti kurulmasını kabul edeceği belirtiliyor. Bunun da İsrail’i tanımak anlamına geldiği ifade edilse de, Hamas’ın “Siyonist Oluşum”u yani İsrail Devleti’ni resmen tanımayacağı kaydedildi.

Al Sharq Al Awsat gazetesi, Hamas’ın uluslararası arenada tanınmak ve etkisini arttırmak için böyle bir adım atmaya hazırlandığı ve bunun için, İsrail ile olan savaşı, dini temelli değil aksine siyasi bir savaş olarak tanımlayacağı kaydedildi.

Gazeteye konuşan hareketin lider kadroları, yeni yol haritasının, “bir dönüşümü ifade ettiğini” söylüyor. Ancak bu dönüşümün, ilkelerden taviz vermek anlamına gelmediği ısrarla savunuluyor.

Pazartesi günü açıklanması beklenen ve yeni yol haritası anlamına gelen tüzüğün 41 maddeden oluşacağı kaydedildi.

SUUDİ ARABİSTAN’DA GÖSTERİ ÇAĞRILARI

Suudi Arabistan rejimine muhalif olan 21 Nisan Hareketi, bugün için (Pazar), sokaklarda işsizliğe karşı gösteri düzenlenmesi çağrıları yaptı.

Arab Voice haber sitesinde yer alan haberde, hareketin 4 numaralı beyanında, “30 Nisan Pazar günü, halkı sokaklarda gösteri yapmaya çağırdığı” belirtildi.

Hareket geçtiğimiz hafta için de gösteri çağrıları yapmıştı. Söz konusu gösteri çağrılarına karşı Suudi yönetimi geniş güvenlik önlemleri almıştı.

21 Nisan Hareketi de söz konusu güvenlik önlemlerini, “yapılan gösteri çağrılarının başarıya ulaşması” olarak nitelendirdi.

BM’NİN YEMEN ACİL YARDIM ÇAĞRILARI

Birleşmiş Milletler’in Yemen için geçtiğimiz günlerde yaptığı acil yardım çağrısı ve başlattığı yardım kampanyaları, Rai Al Youm gazetesinin hedefindeydi.

Gazete, BM’nin bu çağrılarını “Bir çok Arap ülkesinde insani duyguların olmayışı” şeklinde yorumladı:

“Yemen’i yerle bir ediyorlar, çocuklarını öldürüyorlar ve halkının üçte ikisini açlığa mahkûm ediyorlar. Sonra da Cenevre’de toplanıp Yemen için kırıntıları bağışlayarak, ona yardım etmeye çalışıyorlar. Eğer gerçekten insancılsanız, savaşı durdurun ve Yemen üzerindeki ablukayı kaldırın. Zira timsah gözyaşları kimseyi aldatamıyor.

BM’nin Yemen için çağrısını yaptığı konferans, ve iki milyar dolar değerinde toplanan yardımlar, Yemen savaşında parmağı olan bir çok Arap ülkesinde insani duyguların olmayışını açığa çıkarmaktadır. Özellikle bu ülkelerin zengin olanlarında.

Silah alımları ve Yemen halkının katledilmesinde kullanılacak cephanelik için on milyarlarca dolar harcayan Suudi Arabistan, Yemen için 150 milyon dolarlık bir bağış yaptı. Kuveyt ise 100 milyon dolar bağışlarken diğer Körfez ülkelerinin ne kadar bağışladıklarını merak ediyoruz.”