Ankara Katliamı'nda hayatını kaybedenler mezarları başında anıldı

10 Ekim Ankara Katliamı'nda hayatlarını kaybedenler için anma etkinlikleri düzenlendi. Ankara'da BTS üyesi Ali Kitapçı’nın mezarı başında konuşan eşi Iraz Emel Kitapçı "Ben Ali Kitaçı’yı hâlâ defnedemedim. Ne zaman bu katliama yol açanlar hesap verecek biz yakınlarımızı o zaman defnetmiş olacağız” dedi.

Abone ol

DUVAR - Ankara'da, 10 Ekim 2015'te yapılan "Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi"ne yönelik bombalı saldırıda hayatlarını kaybedenler için Ankara, İstanbul ve Dersim'de mezarları başında anıldı.

Evrensel gazetesinin haberine göre, Karşıyaka Mezarlığı T19 Meydanı'nda toplanan Ankara Emek ve Demokrasi Güçleri, katliamda yaşamını yitiren Korkmaz Tedik, İdil Güneyi, Uygar Coşgun, Sevgi Öztekin ve Ali Kitapçı'nın mezarlarını ziyaret etti.

'İNSANLIĞA KARŞI İŞLENMİŞ SUÇ'

Kurumlar adına ortak açıklamayı okuyan KESK Ankara Dönem Sözcüsü Devrim Kahraman, "10 Ekim insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur bu katliamı unutturmayacağız” dedi.

Birleşik Taşımacılık Sendikası (BTS) Kadın Sekreteri İdil Güneyi’nin mezarı başında konuşan BTS eski Genel Başkanı Başkanı Yavuz Demirkol, Güneyi’nin mitingine giderken sosyal medyadan “Gözyaşlarımızın rengi aynıdır. 10 Ekim’de Ankaradayız" diye yazdığını hatırlattı.

Demirkol, “Biz 10 Ekim’e hazırlık yaparken karanlık güçler de başka bir hazırlığın peşindeydi. Yapılacağı bilinen bir katliam. IŞİD’in gelişmesine katkı sunan, öfkeli çocuklar olarak gören, karanlık örgütün bu topraklarda yeşermesine olanak tanıyan siyasi iktidardır. Birkaç piyonun yargılanması ile bu iş bitmeyecek. Sorumlular hesap verecek" diye konuştu.

'GERİYE KALAN YAS VE MATEM DEĞİLDİR'

Emek Partisi GYK Üyesi Korkmaz Tedik’in mezarında konuşma yapan Emek Gençliği Üyesi Ekin Yoldaş Kalı, “Bugün Korkmaz yoldaştan geriye kalan yas ve matem değildir. Korkmaz yoldaş, bir kez ölür ama bir komünist can vererek ölmez. Partisinin, işçi sınıfının mücadelesinde ölümsüzleşmiştir. Biz gençler partimizin mücadelesinde devrim ve sosyalizm mücadelesinde Korkmaz yoldaşı yaşatmaya devam edeceğiz” dedi.

'BEN ALİ KİTAPÇI'YI HÂLÂ DEFNEDEMEDİM'

BTS Üyesi Ali Kitapçı’nın mezarı başında ise eşi Iraz Emel Kitapçı konuşma yaptı. "Gar önlerinde mahkeme salonlarında var olmaya devam edeceklerini" söyleyen Emel Kitapçı, "Ben Ali Kitaçı’yı hâlâ defnedemedim. Ali Kitapçı’nın kanı bedeni Gar Meydanı'nda duruyor. Ne zaman bu katliama yol açanlar hesap verecek biz yakınlarımızı o zaman defnetmiş olacağız” şeklinde konuştu.

'UYGAR’IN EVLADI ONUN MÜCADELESİNİ TAMAMLAYACAK’

Avukat Uygar Coşgun’un mezarı başına ise oğlunun getirdiği mavi çiçekler bırakıldı. Eşi Mehtap Sakin Coşgun yaptığı konuşmada şunları söyledi:

"Her yıl buraya gelmeye devam edeceğiz. Bayramda, doğum gününde, yılbaşında geliyoruz. Sarp (oğlu) burada babasının mezarı başında iki yaşından beri burada. Mavi çiçekleri o getirdi. Babasının mezarı ile ilgileniyor. 10 Ekim de hayatını kaybeden Uygar Coşkun’un mücadelesini bizim gücümüzün yetmediği yerde tamamlayacak bir evladı var. Biz hayatımızın sonuna kadar buraya gelmeye devam edeceğiz. Sarp da babasını yoldaşlarını ve babasını anmaya devam edecek."

Sevgi Öztekin’in mezarı anmanın son noktası oldu. Öztekin’in annesi annesinin okuduğu şiir ve söylediği şarkı anmaya katılanları da duygulandırdı.

'ÇOCUĞUMUN TIRNAĞINA DOKUNANDAN HESABI SORULSUN'

İstanbul Teknik Üniversitesi öğrencisi Güney Doğan da İstanbul'daki mezarı başında anıldı. Anmaya Güney Doğan’ın annesi Derman Doğan, babası Mustafa Doğan, Doğan’ın İTÜ’den arkadaşları, HDP ve Emek Partisi üye ve yöneticileri katıldı.

Anmada konuşan Güney Doğan'ın annesi Derman Doğan, “Güzel yüreği vardı. Tertemiz kalbi vardı. İnsan ayrımını bilmezdi. Onun bir bakışı vardı. Yiğit gibi yiğit yetiştirdim ben. Halay çekmeyi çok severdi. Öğrencilerin huzurla okumasını isterdi. Barış yolunda gitti. Güzel bir yaşam istedi. Türkiye o huzuru istemedi. Güney'im barış için Ankara'ya gitti. Barışa gitti" dedi.

"Çocuğumun tırnağına dokunandan hesabı sorulsun" diyen Doğan, "Her gün çağırıyorum. Devam edelim diyorum, 'Anne döneceğim' diyor. Güney'im benim her şeyimdi. Tek umudumdu. Onun okumasını, evlenmesini o kadar istedim ki. Ama izin vermedi düşmanlar bana. Katliamdan sonra 'Oyumuz arttı' dediler. Bizi böldükçe böldüler. Güney'imin izindeyim. 103 kişiyi de sevgiyle anıyorum” diye konuştu.

HDP İstanbul 1'inci Bölge Eş Sözcüsü İlknur Melengeç de “Devletin tavrını anmalarda da görüyoruz. Anmalara dahi izin verilmiyor. Barış akademisyenleri sadece barış istediği için işinden atıldı. Özgürlükten yana basın kurumları kapatıldı. Bu ülkede barış, emeğin hakları için mücadele etmezsek arkadaşlarımızın gözü arkada kalır” ifadelerini kullandı.

'TOPLUMA GÖZDAĞI VERİLMEK İSTENDİ'

Emek Partisi Sancaktepe İlçe Başkanı Cemal Gülmez ise “Anayasal bir talebi dile getirmek için bir araya gelen insanlara bu yapıldı. Topluma gözdağı vermek amaçlanıyordu. Büyük oranda başarıldı. Ancak dünyanın hiçbir yerinde baskıyla, zorla, yalan söyleyerek bunu sürdüremezler" dedi.

Diğer aileleri adına konuşan Hüseyin Avraz "Barış süreci başlatıldı, insanlar nefes aldı. Sonrasında çatışmalar tekrar başladı. Suruç'ta oyuncak götürmek isteyen onlarca canımız hayatını kaybetti. 10 Ekim'de bu ülkenin uçuruma gittiğini görerek Ankara'da bir araya gelindi. Hunharca biçimde bir patlamayla 103 canımızı kaybettik. Yeni Güneylerimizin toprağa düşmemesi için tüm halkımızın duyarlı olması gerekmektedir"

Güney Doğan’ın arkadaşı İstanbul Teknik Üniversitesi öğrencisi Özgür Barış da, “Birlikte çok zaman geçirdik. Çok derse girdik. Onun dik duruşu hepimize örnekti. Okulda ihtiyaç duyulan her noktada Güney yanımızdaydı” dedi.

'ACILARI HALEN YÜREKLERİMİZDE'

Dersim’de KESK Şubeler Platformu tarafından düzenlenen anmaya, katliamda hayatını kaybeden Mesut Mak ve Adil Gür’ün aileleri ile Emek Partisi ve HDP yöneticileri katıldı.

Anmada KESK Şubeler Platformu adına konuşan Özcan Gürtaş, “10 Ekimde hayatını kaybedenlerin acıları halen yüreklerimizde. Demokrasi için Ankara’ya yürüyen arkadaşlarımızı katleden zihniyet, aynı katliamı bugün de yine devam ettirmektedir” şeklinde konuştu.

Anmada konuşan Emek Partisi Dersim İl Yöneticisi Derman Tarancı, “Bu arkadaşlarımız geçmişten bugüne yaşadıkları onca baskı, tutuklama ve işkencelere rağmen emek, barış, demokrasi ve sosyalizm mücadelesini sürdürme kararlılığını göstermiş, yaşamlarını da bu uğurda feda etme cesareti ile hayatları boyunca yanı başımızda mücadele içinde olmuşlardır. Mesutların, Denizlerden ve Erdallardan devraldığı bu bayrağı, bizler de Mesut ve Adillerden devralarak yükseltmeye devam edeceğiz” dedi.