'Ankara kasım ve aralıkta daha yüksek sıkıntı yaşayacak'

Eylül ayında Türkiye’de en çok vaka artışı yaşanan Ankara’da veriler yine alarm veriyor. Hastanelerin yoğun bakımlarının yüzde 90 dolu olduğunu, düşüş eğilimi sürecinde filyasyon ekibi sayısının azaltıldığını belirten Ankara Tabip Odası Başkanı Ali Karakoç, “Ankara’da vakalar bitti de mi filyasyon sayısını düşürdünüz?” diye sordu. SES Ankara Şube Başkanı Kubilay Yalçınkaya: "Gidişata bakılırsa Ankara, kasım ve aralık ayında eylül ayına göre daha yüksek bir sıkıntı yaşayacak gibi."

Abone ol

ANKARA - Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın artan korona virüsü vakalarına ilişkin yaptığı açıklamalarla gözler İstanbul’daki vaka artışına çevrildi. Ancak geride bıraktığımız eylül ayında en çok vaka artışı görülen Ankara da yeniden alarm vermeye başladı. 

Kentteki hastane yoğun bakım doluluk oranlarının yüzde 90’ın üzerinde olduğunu belirten Ankara Tabip Odası Başkanı Ali Karakoç’un aktardığında göre başkentte günlük 3 bin pozitif vaka ve 10 binin üzerinde temaslı kişi kayıtlara geçiyor. Son bir haftada yaşanan artışa dikkat çeken Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Ankara Şube Eş Başkanı Kubilay Yalçınkaya’ya göre ise kasım ve aralık aylarında Ankara’da eylülden de kötü bir tablo ortaya çıkabilir.

‘SON BİR HAFTADA VAKA SAYILARI TIRMANIŞA GEÇTİ’

Ali Karakoç

Eylül ayında salgının merkezi olarak anılan Ankara’da geride kalan süreçte vaka sayılarında kısmen düşüş gözlendi. Eylül ayının sonu ile ekim ayının üçüncü haftasına kadar süren bu sönümlenmenin tersine döndüğünü ifade eden Ankara Tabip Odası Başkanı Ali Karakoç’a göre kentteki yataklı servisler hala dolu ve yoğun bakım doluluk oranları yüzde 90’ın üzerinde. Salgının son bir haftada kentte tırmanışa geçtiğini belirten Karakoç, şunları kaydetti:
“Ankara’da bu düşüşe rağmen günlük pozitif vaka sayısı 3 binin altına düşmedi ve halen 3 binin üzerinde. Günlük de 10 binin üzerinde temaslı vaka tespit ediliyor. Nisan ve mayıs aylarında orta ölçekli bir hastanede iki ya da üç Covid-19 polikliniği hizmet verirken ağustosun ilk haftasından itibaren orta ölçekli hastanelerdeki Covid-19 polikliniği sayısı yedi ya da sekize çıktı. Şu an da böyle devam ediyor. Son haftada vaka sayıları tırmanışa geçti.”

‘ANKARA’DA YOĞUN BAKIMLAR YÜZDE 90’IN ÜZERİNDE DOLU’

Yoğun bakım servislerinde ancak bir hasta öldüğünde yer bulabildiklerini ifade eden Ankara Tabip Odası Başkanı Karakoç, Sağlık Bakanı Koca’nın verdiği yoğun bakım doluluk oranının çok gerçeği yansıtmadığını belirterek şunları söyledi:
“Sağlık Bakanlığı dönem dönem çıkıp açıklama yapıyor ve Türkiye’de yoğun bakım doluluk oranının yüzde 60’larda olduğunu söylüyor. Sağlık Bakanlığı bunu kullanırken özel sağlık kurumlarındaki yoğun bakım ünitelerini, yeni doğan ve çocuk doğum yoğun bakım ünitelerini hepsini katıyor. Bu dönemde özel sağlık kuruluşları pandemiye yönelik hizmet vermiyor. Sadece kamu sağlık kuruluşları veriyor. Biz bu rakamları söylerken kamu sağlık kuruluşlarında ve üniversite hastanelerinde yetişkin yoğun bakım ünitelerini kastediyoruz. Ankara’da yoğun bakımlar yüzde 90’ın üzerinde dolu durumda.”

‘VAKALAR BİTTİ DE Mİ FİLYASYON SAYISINI DÜŞÜRDÜNÜZ?’

Hükümetin salgın karşısındaki tutumunun, verileri şeffaf olarak açıklamamasının, olayın ciddiyetinden uzak açıklamalar yapmasının toplumda rehavete neden olduğunu söyleyen Karakoç’ın aktardığına göre eylül ayında yaşanan artışın sönümlenmesinin ardından Ankara’da görevli filyasyon ekibi sayısında azalmaya gidildi. Karakoç bu konuda şunları söyledi:
“Çalıştığımız sağlık kuruluşlarındaki arkadaşlara uyarılarda bulunduğumuzda merkezi hükümetin açıklamalarının toplum üzerinde nasıl rehavete neden olduğunu görüyoruz. Toplumun üzerinde rehavet yaşanıyor ama ağustosun ikinci haftasıyla eylülün tamamını kapsayan yoğun vaka artışı döneminde Ankara’da 935 filyasyon ekibi vardı. Her bir ekipte 3 sağlık çalışanı var. Yaklaşık olarak 3 bin sağlık çalışanından oluşan filyasyon ekibi vardı. Vakaların düşüşüyle birlikte Sağlık Bakanlığı filyasyon ekibi sayısını 935’den 780’e indirdi.  Sağlık Bakanlığı bu işin ciddiyetini daha algılayamadı sanırım. Ankara’daki vakalar bitmedi, Ankara’daki vakalar cidden düşmedi. Ankara’da vakalar bitti de mi filyasyon sayısını düşürdünüz?  Sağlık Bakanlığı olayı kendi gevşetiyor, ister istemez de bunun yansıması halkta da oluyor.”

BİR ÖNCEKİ HAFTAYA GÖRE YÜZDE 25 ARTIŞ

Sağlık Bakanlığı’nın ekim ayı içerisinde Ankara’da vakaların yüzde 60 oranında düştüğü açıklamasının ardından okulların açılması ve kış mevsiminin gelmesi nedeniyle yeniden vaka sayılarında artışın yaşandığını belirten SES Ankara Şube Eş Başkanı Kubilay Yalçınkaya, “Bu vaka artışı eylül ayında söz konusu olan vaka artışı gibi değil ama bir önceki haftaya göre yüzde 25 düzeyinde artış yaşandığını filyasyon ekipleri üzerinden değerlendirebiliyoruz” dedi.

Kubilay Yalçınkaya

Eylül ayında yaşanan vaka artışının ardından hastanelerdeki doluluk oranlarında sorunların ortaya çıktığını, yaşanan sönümlenmenin ardından ertelenen sağlık hizmetlerinin yeniden karşılanmaya başlanması ve vaka sayısının artmasıyla yeniden “sıkıntılı” bir sürece girildiğini belirten Yalçınkaya sözlerini şöyle sürdürdü:

“Şu an yatak doluluk oranları yüzde 80-90. Eylül ayındaki gibi değil şu an tablo ama gidişata bakılırsa Ankara, kasım ve aralık ayında eylül ayına göre daha yüksek bir sıkıntıyı yaşayacak gibi duruyor.”

‘BAKANIN ŞU İL İYİ ŞU İL KÖTÜ DEMESİ YANLIŞ’

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın yaptığı açıklamalarla iller bazında yoğunluğu ifade edip gerçek rakamları açıklamamasının toplumda rehavete neden olduğunu söyleyen Yalçınkaya sözlerine şöyle devam etti:
“Sağlık Bakanı Koca’nın şu il iyi ya da şu il kötü demesi yanlış. ‘Bizim il de kötü olsa bakan açıklardı’ algısını toplumda oluşturuyor. O illerde tedbirler gevşiyor. Bakan iyi bir aşamaya geçmeye çalışıyor, yoğunluğu o illere çekmeye çalışıyor ama bu böyle bir şey değil. Bakanın sürecin başından bu yana şeffaf olarak verileri açıklaması gerekirdi. Bunun dışında şu ilde rahatlama var, şu ilde artış var gibi afaki söylemler üretiyorlar. Bu şekilde olunca halkın rahatlamasına neden oluyor. Günlük şeffaf olarak rakamları açıklasalar halk kendine düşen tedbirini zaten uygular. “

‘BAKANLIK ANTİDEMOKRATİK UYGULAMALARI SONLANDIRSIN’

Öte yandan Sağlık Bakanlığı, 81 il Sağlık Müdürlükleri’ne gönderdiği genelgeyle hiçbir sağlık personelinin salgın döneminde görevinden istifa edemeyeceği ve emeklilik işlemlerinin sınırlandırılacağı uygulamayı hayata geçirdi. Sağlık çalışanlarının geride kalan dönemde ellerinden gelen tüm çabayı gösterdiğini ve bu kararla anayasal haklarının gasp edildiğini belirten Ankara Tabip Odası Başkanı Ali Karakoç şunları söyledi:
“Bu hem anayasamıza hem taraf olduğumuz uluslararası anlaşmalara aykırı olan antidemokratik bir uygulama. Ülkedeki sağlık emekçileri neden istifa ediyor, neden emekli olmak istiyor? Merkezi iktidar bunun nedenini hesaplamadan antidemokratik bir uygulamaya gidiyor. Bu kararı, şu an hak arayışında olan emekçilerin grevini yasaklamaya, Çanakkale’de Dardanel fabrikasında kapatılarak çalıştırılan işçilerin durumuna benzetiyoruz. Sağlık çalışanlarına ‘zorla kapatacağız çalıştıracağız’ diyorlar. Zaten sağlık çalışanları bugüne kadar ellerinden gelen çabayı gösterdiler. Bundan sonra da hem ettiğimiz yeminin gereği hem de topluma karşı sorumluluğumuzdan dolayı devam edeceğiz. Sağlık Bakanlığı öncelikle topluma karşı sorumluluğunu yerine getirsin ve bu antidemokratik uygulamaları sonlandırsın. Bu antidemokratik uygulama sağlık çalışanları üzerinde baskı aracı. Çözüm amaçlı değil.”

‘SAĞLIK BAKANI OLARAK İSTİFA EDEBİLİYOR MUSUN?’

Sağlık çalışanlarının istifasının engellenmesi yerine “neden istifa ediyorlar” sorusunun sorulması gerektiğini ve buna dönük çözümlerin bakanlık tarafından yerine getirilmesi gerektiğini belirten SES Ankara Şube Başkanı Kubilay Yalçınkaya ise şunları kaydetti:
“Emeklilik ve istifa karşısında yapılması gereken sağlık personeli sayısını arttırmaktır.  Alanda atama bekleyen sağlıkçılar, KHK ile ihraç ettikleri arkadaşlarımız var. Anayasal hakları gasp ederek bu süreci geçirmeyi hedefliyorlar. İnsanların anayasal haklarını gasp etmek yerine bu alanda iş bekleyenlere iş verecek, KHK ile ihraç edilen sağlıkçıları yeniden kazanacaksınız.  Bu uygulama kolaycılığa kaçmak, insanların anayasal haklarını gasp etmektir. Bir insan bu işi iradesiyle seçtiyse iradesiyle de ayrılma hakkı vardır.  60 yaşında olup kronik rahatsızlığı olan arkadaşlarımızın hayatları söz konusu, sevdikleri söz konusu. Sen bir sağlık bakanı olarak istifa edebiliyor musun? Ya da bir bürokratın istifa edebiliyor mu? Sağlık emekçisini neden senin yürütemediğin sağlık sistemine mecbur bırakıyorsun?”