Almanya'dan Erdoğan'a: Seçmen iradesine saygı gösterin

Alman siyasi partilerin dış politika sözcüleri, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a "halk iradesine saygı gösterin" çağrısı yaptı. Sosyal Demokrat Parti’nin Dış Politika Sözcüsü Nils Schmid, "Muhalefet, AKP’nin hakimiyetinin sağladığı üstünlüğe rağmen seçmenleri mobilize etti, bu takdire şayan bir başarıdır" dedi.

Abone ol

DUVAR - 31 Mart 2019 yerel seçimlerini Millet İttifakı'nın CHP'li adayı Ekrem İmamoğlu'nun kazanması sonrası bu sonucun AK Parti tarafından geçersiz oylar üzerinden tartışmaya açılmasına Almanya'dan tepki geldi. Alman Meclisi'ndeki partilerin dış politika temsilcileri, sonuçlara saygı gösterilmesi çağrısı yaptı.

'ÖNEMLİ OLAN SEÇMENİN İRADESİ'

Hükümet ortaklarından Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) Dış Politika Sözcüsü Nils Schmid, "Erdoğan seçim sonuçlarını kabul etmeli ve saygı göstermeli" dedi. Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) açıkladığı verilere göre CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Adayı Ekrem İmamoğlu’nun yarışı önde götürdüğüne vurgu yapan Schmid, "Şimdi önemli olan seçmen iradesine saygı gösterilmesi, seçim sonuçlarının kabul edilmesidir" dedi.

'SİYASİ ÇOĞULCULUK KORUNUYOR'

Seçim sonuçlarını "AKP iktidarı için hayal kırıklığı, CHP için başarı" olarak nitelendiren SPD’li Sözcü, AK Parti’nin kampanya dönemi boyunca otoriter ve kısıtlayıcı politikalarına rağmen muhalefetin önemli büyükşehirleri kazanmayı başardığını, bunun Türkiye’de siyasi çoğulculuğun bir ölçüde korunabildiğini gözler önüne serdiğini söyledi.

'MEDYA BASKISINA RAĞMEN TAKDİRE ŞAYAN BİR BAŞARI'

Yerel seçim sonuçlarının, Türkiye’de Avrupa yanlısı olanların ve seküler kesimin gücünü de gösterdiğine dikkat çeken Schmid, "Muhalefet, AKP’nin medya ve kamu idaresindeki hakimiyetinin sağladığı üstünlüğe rağmen seçmenleri mobilize etmeyi başardı, bu gerçekten de takdire şayan bir başarıdır" diye konuştu.

'YOLSUZLUK SÜRDÜKÇE YATIRIMCI İLGİ GÖSTERMEYECEKTİR'

SPD'li milletvekili, bundan sonraki süreçte Türk hükümetinden beklentilerini şöyle dile getirdi: "Türk hükümetinden beklentimiz seçim sonuçlarını ve siyasi çoğulculuğu kabul edip, ekonomik reform sürecini başlatmasıdır. Kısa vadeli önlemlerle ekonomik krizin etkileri hafifletilmeye çalışıldı ancak Türkiye’nin daha çok inovasyon, iyi eğitim, şeffaflık ve hukuk devletine odaklanan bir büyüme modeline ihtiyacı var. Ekonomide yolsuzluk olduğu müddetçe, şeffaflık olmadıkça yabancı yatırımcılar da beklenen ilgili göstermeyecektir."

'TÜM BASKIYA RAĞMEN DİRENİŞ GÖSTERGESİ'

Muhalefetteki Sol Parti’nin Dış Politika Sözcüsü Stefan Liebich, yerel seçimlerin adil ve özgür olarak nitelendirilemeyeceğini söyledi, ancak bununla birlikte tüm baskılara rağmen ortaya çıkan seçim sonuçlarının muhalefetin direnişinin önemli bir göstergesi olduğunu kaydetti.

Liebich, "Medyadaki tek sesliliğe ve tüm baskılara rağmen, siyasetçilerin hapsedilmesine rağmen, pek çok büyükşehirde muhalefetin kazanmayı başarmış olması çok iyi. Bu Erdoğan ve AKP’ye olan direnişin bir göstergesidir" diye konuştu.

'SUYUN KAYNADIĞI TENCERE KAPALI KALMAZ'

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim sonuçlarını tanımaması durumunda buna "çok da şaşırmayacağını" dile getiren Liebich, "Ancak suyun kaynadığı bir tencerenin kapağını kapalı tutamazsınız. Bu işe yaramaz. Erdoğan halkın iradesine saygı göstermek zorunda" dedi.

'HDP PROVOKASYONA GELMEDİ'

Özellikle HDP'nin, kayyım atanan pek çok kentte belediye başkanlığını kazanmış olması ve diğer bölgelerde muhalefetin kazanmasına katkı sağlamış olmasından büyük memnuniyet duyduklarının altını çizen Liebich, "HDP provokasyona gelmedi, seçim kampanyası yürüttü. (HDP eski eş genel başkanı Selahattin) Demirtaş, seçmenlerine oy verme çağrısı yaptı ve sonuç alındı. Tüm baskılara rağmen HDP büyük ölçüde kalelerini geri kazandı" dedi.

'OTORİTER HÜKÜMETE İNANILMIYOR'

Yeşiller Partisi’nin Dış Politika Sözcüsü Omid Nouripour ise seçim sonuçlarını, "Seçmenden Erdoğan ve partisi AKP’ye verilmiş bir uyarı" olarak değerlendirdi. Yürüttüğü agresif seçim kampanyası ve hakim olduğu medyanın tek taraflı yayınlarına rağmen Erdoğan’ın seçimlerde iktisadi bakımdan güçlü metropolleri kazanmayı başaramadığına vurgu yapan Nouripour, "Birçok yurttaş, ülke ekonomisinin içinde bulunduğu kötü durumdan AKP’yi sorumlu tutuyor. Yurttaşlar, otoriter hükümetin iyileşmeyi sağlayabileceğine inanmıyor" diye konuştu.

Erdoğan’ın seçim sonuçlarını tanımaması, seçilmiş belediye başkanlarını görevden alarak kayyım ataması ihtimalinden endişe duyduklarını aktaran Yeşiller Partili Nouripour, "Çünkü Türk hükümetinin politikaları kendi gücünü muhafaza etmeyi amaçlıyor" görüşünü kaydetti.

'SEÇİMLER ÖZGÜR VE DEMOKRATİK DEĞİLDİ'

Muhalefetteki Hür Demokrat Parti’nin (FDP) Dış Politika Sözcüsü Bijan Djir-Sarai da, kampanya dönemi boyunca muhalefet partilerine yönelik suçlamaları ve baskıları eleştirerek, “Türkiye’de özgür ve demokratik seçimler beklentisi karşılanmadı” görüşünü kaydetti.

Yaşananların akıllarda olumsuz bir intiba bıraktığını kaydeden Djir-Sarai, bazı bölgelerde manipülasyon yapılmış olabileceği şüphesi taşıdıklarını, bunun görmezden gelinemeyecek aleniyette olduğuna dikkat çekti. AKP’nin yerel seçimlerde oy kaybetmesinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın politikaları ve siyaset tarzından duyulan memnuniyetsizliğine işaret ettiğini ifade eden FDP’li Sözcü, Erdoğan liderliğindeki Türkiye’nin "gerçek anlamda demokratik olarak nitelendirelemeyeceğini" söyledi.

Djir-Sarai, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yakın dönemde attığı adımların endişelere yol açtığına işaret ederek, "Türkiye ve Erdoğan, İslami bir diktatörlük yolunda ilerliyor" diye konuştu. (DW Türkçe)