Almanca öğretmenleri 'fazlalık' oldu: 'Ders verilmezse ne olacak?'
İkinci yabancı dil olarak okutulan Almancanın zorunlu seçmeli ders kapsamından çıkarılmasıyla binlerce öğretmen, gelecek yıla dair durumlarının belirsizleşmesi nedeniyle endişeli.
Pelin Akdemir
BURSA - Milli Eğitim’de ikinci yabancı dil olarak okutulan Almanca dersinin zorunlu seçmeli ders kapsamından seçmeli ders kapsamına alınmasıyla Almanca öğretmenlerinin ders sayısı azaldı. Bu nedenle binlerce Almanca öğretmeni norm fazlası olurken, öğretmenler belirsizlik nedeniyle endişeli.
Öğrenci sayısından fazla öğretmen bulunması durumunda fazla öğretmen norm fazlası olarak adlandırılıyor.
ÖĞRETMENLER BAŞKA BRANŞLARDA EĞİTİM VERMEYE ZORLANIYOR
Millî Eğitim Bakanlığı, Ağustos 2023’te yayımlanan Tebliğler Dergisi'nde 2023-2024 Eğitim Öğretim yılından itibaren 9’uncu sınıflardan başlamak üzere liselerde zorunlu ikinci yabancı dil olan Almanca dersinin kademeli olarak kaldırılacağını duyurdu. Seçmeli dersler, Türkçe, matematik gibi ana dersler dışında seçilmesi zorunlu ‘zorunlu seçmeli dersler’ ve ‘seçmeli dersler’ olarak iki gruba ayrılıyor. Çoğu lisede Almanca, ‘zorunlu seçmeli ders’ kapsamındayken yapılan değişiklikle ‘seçmeli ders’ kapsamına alındı. Böylelikle Almanca öğretmenlerinin ders sayısı azaltıldı. Ders sayısı azalan öğretmenler norm fazlası oldu.
Ayrıca Almanca öğretmenleri İngilizce gibi başka branşlara yönlendiriliyor. Hazırlık sınıfı dahil 5 yıllık lisans eğitimini tamamen Almanca öğretmek üzerine alan binlerce öğretmen, başka branşlarda eğitim vermeye zorlanıyor.
‘DERS VERMEZLERSE NE OLACAĞIZ?’
İsmini vermek istemeyen bir Almanca öğretmeni, yapılan bu değişiklikle Almanca dersinin ve öğretmenlerin, okul müdürlerinin inisiyatifine bırakıldığını söyledi. Öğretmen, Türkiye’nin birçok kentindeki Almanca öğretmenlerinin artık kendilerine ikinci bir branş aradığını aktardı. Öğretmen, kamuda çalışan binlerce Almanca öğretmeninin bir sonraki sene durumunun belirsiz olduğunu belirterek “Ders vermezlerse kadrolu öğretmenler olarak ne olacağız?” diye sordu.
Eğitim İş Sendikası Genel Başkanı Kadem Özbay, liselerde ikinci yabancı dil olarak okutulan Almanca ve Fransızca derslerinin zorunlu olmaktan çıkarılıp seçmeli hale getirildiğini belirterek, “Öğrencilerin ikinci yabancı dil görmeleri engellendi. Bilim, sanat, spor, felsefe, dil öğrenimi okul dışına itilirken zorunlu, zorunlu seçmeli ve tarikat cemaat uzantılı yapıların okullara sokulmasıyla adeta medrese eğitimine dönüştürülüyor” dedi.
Özbay, “Öğrencilerin çağın gerektirdiği eğitim hakkı gasp edildiği gibi öğretmenlerimiz de mağdur edilmiştir. Bilimi, sanatı, sporu, felsefeyi, dil eğitimini okul dışına iten bu anlayış sebebiyle bu dersleri okutabilecek öğretmenlerimizin istihdam alanı daha da daralmıştır. Neredeyse hiç atanmayacak hale gelmiştir. Mevcutta görev yapan birçok Almanca ve Fransızca öğretmenimiz de norm fazlası yani kadro fazlası haline dönüşmüş durumda. Cumhuriyetin temel ilkesi olan laiklik ile bariz aykırılıklar taşıyan bu düzenlemeler, eğitim emekçileri açısından da yeni mağduriyetlerin kapısını aralama tehlikesini barındırmaktadır” diye konuştu.
‘ÖĞRETMENLERİ NASIL BİR SÜRECİN BEKLEDİĞİNE DAİR BİR ÇALIŞMA YOK’
Eğitim Sen Bursa Şube Başkanı Derviş Erdem, uygulamanın MEB kadrolarında çalışmakta olan yaklaşık 8 bin Almanca öğretmenini norm sorunuyla karşı karşıya getirdiğini belirtti. Erdem, “İkinci yabancı dil Almanca dersiyle iligli yapılan değişiklikle öğrencilerin dil öğretiminde motivasyon düşüklüğü olmuş ve çağın gerektirdiği yabancı dilde bilgi ve donanımına ulaşmanın mümkün olmadığı görülmüştür. Önümüzdeki dönem için norm sorunu yaşayacak olan Almanca öğretmenleri için nasıl bir süreç bekliyor, buna dair bir çalışmanın olmadığını biliyoruz” dedi.
Milli Eğitim Bakanı'nın “Saha araştırmaları sonucu bu karar alınmıştır” sözünü hatırlatan Erdem, “Almancanın seçmeli olması ile ilgili öğrenci, öğretmen, velilerle görüşüldü mü, yoksa sadece idarecilerle mi görüşüldü? 5. sınıfta hazırlık sınıfı ile yabancı dil öğretimi olacaksa, ikinci yabancı dil Almanca neden liselerde seçmeli yapılmak isteniyor? Dilde süreklilik esastır, zorunlu olması gerekir. Haftada 2 saat bile yetmezken, seçmeli olması kabul edilemez. Üniversitelerde Almanca öğretmenliği okuyan öğrencilerin ve atama bekleyen Almanca öğretmenlerinin geleceği nasıl olacak? Önümüzdeki yıllarda norm fazlası durumuna düşen Almanca öğretmenleri ne olacak?” diye sordu.