Aleyna Çakır'ın ölümünde şüpheli olan Ümit Can Uygun'un annesi ölü bulundu

21 yaşındaki Aleyna Çakır'ın ölümünün ardından hakkında soruşturma başlatılan Ümit Can Uygun'un annesi Gülay Uygun, ölü bulundu.

Abone ol

DUVAR - 3 Haziran 2020 tarihinde ölü olarak bulunan 21 yaşındaki Aleyna Çakır'ın hayatını kaybetmesiyle ilgili şüpheli konumunda olan Ümit Can Uygun'un annesi Gülay Uygun'un kendisini öldürdüğü iddia edildi. Gülay Uygun, başına silahla tek el ateş edilmiş olarak ölü halde bulundu.

Aleyna Çakır'ın ölümüne intihar süsü verildiğini iddia eden ailesi, Ümit Can Uygun'un şüpheli olduğunu belirtmişti. Aleyna Çakır'ın komşuları ve arkadaşları da genç kadının sürekli şiddet gördüğünü belirterek Çakır'ın öldürülmüş olabileceğini ifade etmişti.

Aleyna Çakır'ın, şüpheli Ümit Can Uygun'un annesi Gülay Uygun tarafından seks işçiliğine yönlendirildiği iddiası üzerine Bakanlık soruşturma başlattı. Bakanlığın soruşturma başlatmasının ardından Gülay Uygun'un başına silahla tek el ateş edilmiş halde bulunduğu belirtildi ve intihar ettiği öne sürüldü.

Ajanslara yansıyan bilgilerde Ümitcan Uygun'un öğretmen olan annesi Gülay Uygun'un sabah saatlerinde bir akrabasının evine gittiğini belirterek dışarı çıktığı belirtildi. Daha sonra Gülay Uygun'dan haber alamayan yakınları durumu polise bildirdi. Gülay Uygun, yakınları tarafından bir akrabasının evine yakın dağlık alanda başından silahla vurulmuş halde bulundu. Gelen sağlık ekiplerince yapılan kontrolde, Gülay Uygun'un öldüğü tespit edildi. Yapılan ilk inceleme sonrasında ise Gülay Uygun'un intihar ettiği bilgisi verildi.

ALEYNA ÇAKIR'IN ANNESİ MÜGE ANLI'NIN PROGRAMINA KATILMIŞTI

Aleyna Çakır'ın ailesi, kızlarının otopsi raporunun çıkmasının ardından Müge Anlı'nın ATV'de yayımlanan programına katılmıştı. Aile, Aleyna Çakır’ın tırnaklarında erkek DNA’sı bulunduğunu ve öldürülmüş olma ihtimalinin yüksek olduğunu belirtmişti. Olayla ilgili iddiaların gündeme geldiği programda Gülay Uygun'un öğretmen olduğunu ve çocukları yetiştirdiğini söylemesi üzerine Anlı, "Keşke kendi çocuğunuzu da iyi yetiştirseydiniz" demişti. Uygun'un ölümünün hemen ardından dün gece açıklamalar yapan oğlu Ümit Can Uygun, eşi Durak Uygun ve ailenin avukatı Çağatay Cengiz, olayla ilgili Anlı'yı suçlayan açıklamalarda bulundu.

Bu zamana kadar hiç konuşmadığını belirten Ümit Can Uygun, "Bu ölümden de Müge Anlı ve yanında çalışıp da beni 24 saat arayanlar suçludur. ‘Oğlum buraya bağlan’ diyenlerdir. Bizzat hepsinden şikayetçiyim" dedi. Eşinin mektup bıraktığını belirten Durak Uygun, “Benim eşim Müge Anlı’nın bir kelimesine kendini öldürdü. Benim eşim yanına yazmış benim ölüm nedenim Müge Anlı’dır demiş. Benim eşim o kadar gururlu ki dayanamadı. Onları Allah'a havale ediyorum” diye konuştu.

“Olayların çözüleceği yer televizyonlar değil, adliyelerdir”diyen ailenin avukatı Çağatay Cengiz ise şunları söyledi: "Bu açıkça Müge Anlı terörüdür. Müge Anlı kendisini başsavcılığın, ağır ceza mahkemesinin yerine koyup masum günahsız bir kadını ailesinden almıştır. Ben aileye defalarca ‘hakkınızı adliyelerde arayacağız’ dememe rağmen bazı medya maymunları bu aileyi yok etmek için çeşitli tiyatroları yapmışlardır. Bu resmen Müge Anlı’nın terörüdür. Bu kanalda ‘ben istediğimi konuştururum, istediğimi yaparım’ diyerek özellikle masum bir kadına attığı iftiradır. Bana bu sabah mesaj atıp, ‘abi benim bir suçum yok, oğlum suçsuz, ben bu iftirayı nasıl kaldıracağım' dedi. Ağlamaklı aradı. Akşamına cansız bedeniyle karşılaştık. Olayları çözecek yer adliyedir."

MEKTUP BIRAKMIŞ

Olay yerinde bulunan ve Öğretmen Gülay Uygun tarafından yazıldığı iddia edilen bir mektupta ise ölümünden Müge Anlı’yı sorumlu tuttuğu öğrenildi. Mektup olay yeri inceleme ekiplerince incelenmek üzere delil torbasına konuldu.

ANLI: BU İŞİN PEŞİNİ BIRAKMAYACAĞIZ

Müge Anlı ise Gülay Uygun'un şüpheli ölümü ve kendisine yöneltilen eleştirilerin ardından canlı yayında açıklama yaptı. ATV'de yayınlanan programında konuşan Müge Anlı, şunları söyledi:

"Allah rahmet eylesin. Devletin kurumları önemli kurumlardır. Soruşturmayı ben onlara bırakma taraftarıyım. Devlet de soruşturmayı başlattı, müfettişleri görevlendirdi. Çok sayıda kız bizi aradı bununla ilgili.  Hatta 2 gün sonra da hanımefendinin ifadesi alınacakmış. Kızlar, 'Rahmetli hanım bize Whatsapp grubu kurdu. 'Benim hakkımda soru sorarlarsa iyi şeyler söyleyin' diye yazdı.' dediler. Fakat konu onun üzerinde değilken dün şüpheli şekilde hayatını kaybetti. Allah rahmet eylesin.

Hep böyle bir tehdit var. Bu olayın ardından da yine suçlu olan ben oldum. Ben bu suçlamaları kabul etmiyorum. Ben gazeteciyim. Hiç kimsenin tarafı değilim. Ne anneyi-babayı tanırım, ne Ümitcan'ı tanırım. Ne hanımefendinin adını ne fotoğrafını vermişim. Röportajları yayınlama durumum olmasına rağmen kurumları zedelememek adına yayınlamadım. Ben tarafsızım. Benim kalbime Rabbim ne verdiyse ben kalbimin doğrusunda gitmeye çalışıyorum. Allah gönlümü biliyor.

Bu yayına başladığımdan beri de hep aynı şeyi söylüyorum. Ne söylerseniz söyleyin, ne yaparsanız yapın ben bu yolumdan dönmeyeceğim. Kim ne kadar tehdit ederse etsin benim için önemli olan Aleyna'nın o gece intihar etmesi ya da öldürülmüş olması Adli Tıp'tan gelecek rapora bağlıdır. O ayrı bir konudur. Ama onlarca genç kızın şantaj ve tehditle, dayakla kötü yollara sürüklenmesi ve onların üzerinden para kazanılması doğru bir şey değildir ve bunların cezalandırılması gerekiyor. Ne söylerseniz söyleyin. Ben bunu söylemeye devam edeceğim. Başka Aleyna'lar ölsün istemiyorum.

Bu bir yıldırma politikası, biliyorum. Keşke hanımefendi hayatta olsaydı. O kadar üzüldüm ki... Keşke hanımefendi bizi arayıp 'Yüzleşebilirim o kızlarla' deseydi. Ben hanımefendiyi bilmem. Konuyu devlete bıraktım, gerekli soruşturma açıldı.

3.5 aydır neredeyse tüm medya kuruluşlarında oğlu hakkında bu haberler yapıldı. Tüm bunlar yaşanırken psikolojisi gayet sağlam kalan bir hanımefendi, soruşturma başlatılınca mı intihar eder? Neden intihar etsin? Bunun için hiçbir gerekçe yok. O yüzden ben bu konunun da araştırılacağından eminim.

Aleyna intihar mı etti öldürüldü mü diye konuşurken, ikinci hanımefendi de aynı şekilde hayata gözlerini yumdu.

Bu işin peşini bırakmayacağız."

NE OLMUŞTU?

21 yaşındaki Aleyna Çakır'ın (Sema Esen) erkek arkadaşı olduğunu söyleyen Ümit Can Uygun, 3 Haziran günü polisi arayarak Çakır'ı evinde ölü bulduğunu söyledi. Polisin olay yeri raporunda Aleyna Çakır'ın boynunda bornoz kuşağı olduğu, yüzüstü yatar halde bulunduğu, ellerinde ve bacaklarında morluklar bulunduğu bilgisine yer verildi. Olay kayıtlara "intihar" olarak geçti, şüpheli Ümit Can Uygun ise ifadesinin alınmasının ardından serbest bırakıldı.

Aleyna Çakır'ın hayatını kaybetmesinin ardından Ümit Can Uygun'un kendisine şiddet uyguladığı ve Instagram üzerinden canlı yayın yaptığı ortaya çıktı. Çakır'ın bu şiddet olayının ardından polise şikayette bulunduğu, koruma talep ettiği ve Ümit Can Uygun'a bir ay uzaklaştırma cezası verildiği, Uygun'un ise polise ifade verdikten sonra görüntüleri sosyal medyadan sildiği ortaya çıktı. (HABER MERKEZİ)