Alev topu

Çalışanlar için çalışma sıcaklıkları net olarak belirlenmeli ve uygun önlemler alınmalı, çalışma saatleri düzenlenmelidir. Aksi durumda yeni ölümler veya rahatsızlıklar gerçekleşecektir.

Abone ol

Bahar Göçer*

Geçtiğimiz haftalarda oldukça sıcak günler yaşadık. Özellikle 26 Temmuz, en sıcak gün olarak ilan edildi ve ben hayatımda bu kadar sıcak bir gün görmemiştim. O gün saat 18:00 civarında kaldırımda yürüyorken, ayaklarıma bir alev topu değiyormuş gibi hissettim ve hızlı hareket etmekte zorlandım. Bu sıcaklıkta yürümek, adeta sırtımda kilolarca yük taşımak gibi geldi. Evde gece saat 24:00'a kadar klima çalıştırmadan oturmak neredeyse imkansızdı. Tuhaf olan şu ki bütün iş yerleri o gün çalıştı.

Meteoroloji, 26 Temmuz'dan önce o günün aşırı sıcak olacağını duyurmuştu. Mecbur kalmadıkça sokağa çıkmamayı ve güneşe maruz kalmamayı tavsiye etmişlerdi. 30 yıldır İzmir'de yaşayan biri olarak, böylesine yoğun bir sıcaklığı ilk kez deneyimlemiş ve çok rahatsız olmuştum. Maalesef Temmuz ayında başka günlerde de yüksek sıcaklıklara maruz kaldık ve yaz aylarında aşırı sıcaklar kaçınılmaz hale gelmeye başladı.

Bu durum gerçekten zorlayıcı, insanın bütün hayatını etkiliyor ve yönlendiriyor. Sıcaklığın 38 veya 40 dereceyi aştığı zamanlarda çalışmak, hareket etmek veya herhangi bir şey için çaba harcamak tam bir işkence halini alıyor. Vücut kendini yormak istemiyor, aksine mümkün olduğunca az efor harcayarak yaşamak moduna geçiyor. Adeta bir çeşit makine gibi "off" düzenine geçiyoruz. Ruhsal olarak da sürekli gergin ve sinirli olunuyor.

BİR ÇALIŞAN BEYİN KANAMASI GEÇİRDİ

Sürekli zor koşullarla savaşmak ülkenin kaderi oldu. Üst üste bir sürü olumsuz olay yaşanıyor. Maalesef ki bütün kötü durumların temel sebebi insan. Depremler nedeniyle göçükler meydana geliyor, insanlar sağlam binalar yapmamakta ısrar ediyor, ekonomik krizler yaşanıyor, kapitalistlerin sürekli para kazanma hırsı topluma zarar veriyor, aşırı sıcaklar nedeniyle doğaya verdiğimiz zararlar artıyor, hepsi insan eliyle yaratılmış felaketler. Yaptıklarımızın sonuçları bir bir ortaya çıkıyor.

Geçtiğimiz günlerde bir PTT çalışanı olan Berran Kırmızıgül sokakta evrak dağıtırken beyin kanaması geçirdi. Beyin kanamasının sebebinin sıcak hava dalgası olduğu belirtildi. Bu tür acı olaylar, yüksek sıcaklıklarda çalışmanın ne kadar tehlikeli olabileceğini bir kez daha gösterdi. 38 veya 40 derece sıcaklığın olduğu günlerde çalışma alanlarına baktığımızda, bütün çalışmaların normalmiş gibi devam ettiğini görüyoruz. Sanki sıcak hava zararlı veya tehlikeli değilmiş, yüksek sıcaklık hayatı tehdit etmiyormuş gibi her türlü çalışma normal şekilde devam ediyor.

İş yerlerinde, iş güvenliği nedeniyle termal konfor sağlanması gerekir. Bu termal konfor dediğimiz sıcaklık, nem ve hava hızını içerir. İnsanın rahat ve huzurlu hissedeceği değerler vardır. Mühendislik hesapları, bu değerlere göre yapılır ve havalandırma, ısıtma, soğutma özellikleri belirlenir. Böylece klima, fan gibi uygun cihazlar seçilir.

AŞIRI SICAKLIK HASTA EDİYOR

İş yerlerinde sıcaklık, nem ve hava hızı ölçümü yaptırmak mecburidir. Ölçülme sebebi çalışanın yaptığı işe uygun sıcaklı, nem ve hava esintisi değerlerini iş yerinde oluşturmaktır. Ancak ölçülen bu değerler bir türlü çalışma hayatında yeterince dikkate alınmaz. Çalışanlar, yüksek derecede efor harcayarak, nefes almakta zorlandıkları sıcaklıklarda aynı performansla çalıştırılır.

Sıcak havada çalışmak sıradan değil, gerçekten hayatı tehlikeye sokan sorunlar yaratmaktadır. Aşırı sıcaklığa maruz kalındığında, vücutta bir dizi belirti ortaya çıkabilir. Yüksek vücut ısısı, terleme, yorgunluk, halsizlik, baş dönmesi, bilinç bulanıklığı ve kaybı, mide bulantısı, kas krampları ve ağrıları, astım ve spazm gibi durumlar yaşanabilir. Yukarıda Berran Kırmızıgül'de olduğu gibi beyin kanaması dahi olabilir.

Ayrıca, su kaybına bağlı olarak tansiyon sorunları, böbrek hastalıkları, şeker hastalığı veya inme gibi kronik rahatsızlıkları olan kişilerde vücut direnci azalır. Kalp ve solunum sistemi hastaları da sıcak hava dalgalarından daha fazla etkilenebilmektedir. Bu nedenle, özellikle bu gibi kronik rahatsızlıkları bulunan bireylerin ve tabii herkesin aşırı sıcaklardan korunmaları büyük önem taşır.

İnsanların çalışabileceği uygun sıcaklık aralığı, insan vücudunun işleyişine uygun belirlidir. Bu sıcaklık aralığının altında veya üstünde çalışmak, hem vücut için zorlayıcıdır hem de performansı olumsuz etkiler. Ancak aşırı sıcaklarda birçok iş yeri çalışmaya ara vermemiş ve çalışma saatlerini değiştirmemiştir. Örneğin, 28 Temmuz gibi aşırı sıcak bir günde bile çalışma koşulları değiştirilmemiştir. Oysaki böyle durumlarda olağanüstü hâl ilan edilip tedbirler alınması gerekmektedir. Meteorolojinin uyarmasına rağmen hiçbir yasal tedbir öngörülmemiştir.

İŞÇİLER UYGUN KOŞULLARDA ÇALIŞTIRILMALIDIR

İnşaat işçiliği, bedensel olarak en zorlu çalışma koşullarından birine sahiptir. Aşırı sıcaklar altında çok zorlu çalışma koşullarıyla karşı karşıyadırlar. İnşaat alanlarında üstlerinde koruyucu katman veya gölgelik olmaksızın doğrudan güneşle temas halindedirler. Güneş ışınları doğrudan kafalarına gelir ve sürekli olarak ağır işlerle uğraşmalarına rağmen aşırı sıcaklarda güneş altında çalışmaya devam ederler. Bu durum, tabii ki tehlikelidir. Onca yüksek sıcaklıkta, normal insanın yürümekte zorlandığı zamanlarda onlar ağır işçilik yapıyorlar. Sıcak havalarda inşaatları gözlemlerseniz ne demek istediğimi anlarsınız.

Tarlada hasatlar çoğunlukla yaz aylarında gerçekleşir. Ülkemiz teknik olarak hâlâ ileri noktalarda olmadığı için tarladan mahsul kaldırma işinin bir kısmını işçiler üstlenir. Geçtiğimiz hafta tarım alanlarından geçerken tarlalara baktım ve birçok işçinin tarlada çalıştığını gördüm. Hava sıcaklıklarının yine çok yüksek olduğu zamanlardı. Domates tarlasında işçiler vardı. Kafalarında şapka veya tülbentler, 20 kg ağırlığındaki sepetlerle domates toplayıp, sepetleri römorklara boşaltıyorlardı. Bildiğimiz açık arazi. Güneş tepede var gücüyle parlıyordu. Aklımdan umarım yanlarında soğuk suları vardır diye geçirdim. Bu işçiler muhtemelen bir de güvencesiz günübirlik çalışan işçilerdir. Yine peyzaj işi yapan çalışanlar, gün boyu güneş altında çalışıyor ve onların sürekli güneşe maruz kalması ile ilgili bir sınırlama olmadı ve yok.

Dışarıda sıcaklık 40 derece civarında iken fabrika içindeki sıcaklık çok daha yüksektir. İçerde çalışan birçok motor ve benzeri ekipman, iç ortama ekstra sıcaklık yayar ve dışarıdaki sıcak hava ile birleşince çalışma ortamı dayanılmaz hale gelir. Eğer içeride yeterli hava akımı ve havalandırma sistemi yoksa, çalışmak tam bir işkence olur. Bu yüzden fabrikalarda havalandırma ve yaz aylarında soğutma sistemleri bulunmalıdır. Nasıl ki alışveriş merkezlerinde insanların rahat etmeleri için merkezi soğutma sistemleri kullanılıyorsa, fabrikalarda da olmalıdır.

Döküm fabrikalarında veya maden ergitme ocaklarında sıcaklık 1500 derece gibi çok yüksek değerlerdedir. Bu tür iş yerlerinde, dışarısı serin olsa bile içerisi her zaman sıcak olur. Bazı iş yerlerinde çalışanların aşırı sıcaklık nedeniyle tansiyonları düşebilir diye tuzlu hıyar dağıtıyorlarmış. Buldukları yöntem gerçekten üst düzey. Asıl yapılması gereken ergitme ocaklarını daha teknolojik yapıp, içeriye ısı geçişini engelleyerek iç ortamı soğutma sistemleri ile serinletmek olmalıdır. Bu şekilde çalışanların etkilenmesi önlenmiş olur.

GÜNEŞ DİK VURURKEN ÇALIŞMA DURDURULMALI

Sıcak bölgelerde, örneğin Dubai gibi yerlerde, aşırı sıcaklarda çalışma saatleri düzenlenmiştir. Çalışanların 15 Haziran ve 15 Eylül de güneşin en dik olduğu saatler olan 12 ile 15 arasında, dışarıda çalışması yasaktır. Dubai'de belirlenen saatler arasında dışarda işçi çalıştırmak karşılığında para cezaları uygulanmakta ve işveren çalışanların dinlenmesi ve uyuması için uygun, serinletilmiş çadır, konteyner vb. ayarlamak zorunda. Yine Dubai'den örnek verirsek, kapalı alanlarda her yerde soğutma ve havalandırma sistemleri bulunmaktadır. Dubai'de yaşayan biri tuvaletlerin bile klimalı olduğunu söylemişti. Bundan sonra görünen o ki Türkiye'de yaz aylarında bazı bölgelerde sıcaklıklar çok artacak ve bizde konu ile ilgili hiçbir önlem yok.

Yukarıda dediğim gibi öncelikle kapalı çalışma alanlarında, AVM'lerde olduğu gibi uygun soğutma ve havalandırma sistemleri konmalıdır. Çalışanların rahat hareket edecekleri, efor harcarken zorlanmayacakları uygun çalışma koşulları yaratılmalıdır. Fabrika vb. kurarken, AVM kurarken olduğu gibi özen gösterilmeli, merkezi soğutma ve havalandırma sistemi kurularak içerideki motor vb. vereceği sıcaklık hesaplanarak uygun termal konfor koşulları yaratılmalıdır. Dolayısıyla çalışanlar hasta olmadan ve rahatsızlık hissetmeden çalışabilmelidir.

Çalışma alanlarında temiz suya erişmek de zor olabiliyor. Sıcak günlerde ve aslında her gün için, hava koşullarına uygun içme suyu çalışanın her daim erişebileceği yerlerde olmalıdır. Öyle ki bazı şantiyelerde çalışanın içeceği su bulunamıyor veya su pis olduğu için içilemiyor.

Çalışana sıcak yaz aylarına uygun iş kıyafetleri verilmelidir. Çok dar olmayan, çok geniş de olmayan, vücudun nefes almasını sağlayan pamuklu doğal kumaşlar giyilmelidir. Dışarıda çalışanlar için güneş gözlüğü verilmelidir.

Dışarıda çalışma için sıcaklığın yüksek olduğu zamanlarda yasal uygulamalar başlatılmalıdır. Belli saatler arasında çalışanın dışarda çalışması yasaklanmalıdır. Bunu yapan bir inşaat şirketi var. Çok zengin falan da değil. Kendince önlem almış. Yaz aylarında çalışma sabah 6'da başlıyor ve saat 13:00'te bitiyor. Böylece yoğun güneşin olduğu zamanlarda çalışılmıyor. Bu tarz uygun düzenlemelerle yasal bir mevzuat oluşturularak aşırı sıcağa maruz kalma durumu engellenmelidir.

Sonuç olarak, çalışanlar için çalışma sıcaklıkları net olarak belirlenmeli ve o sıcaklık aralığı aşıldığında uygun önlemler alınarak veya çalışma saatleri değiştirilerek düzenlenmelidir. Aksi durumda görmezden gelinirse yeni ölümler veya rahatsızlıklar gerçekleşecek. Türkiye'nin bu önlemlere ihtiyacı var.

*A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı 

KAYNAKLAR

https://www.meslekhastaligi.net/sicakta-calisma-kaynakli-saglik-sorunlari/

https://www.egedesonsoz.com/haber/ptt-calisani-sicak-hava-kurbani/1152243

https://t24.com.tr/haber/sicak-havalarda-calisma-olmali-mi-hangi-cercevede-olmali,1121239