Akşener: Damat bey haddini bil, torpilli olsan da bu milletin bakanısın

Partisinin TBMM grup toplantısında konuşan İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, Bakan Berat Balbayrak'ı eleştirdi. "Damat Bey, haddini bil! Kayınpederden torpilli olsan da, sen bu milletin bakanısın" diyen Akşener, " Vatandaşın çektiği sıkıntılar yetmiyormuş gibi, Bir de yeni cezalar, vergi zamları, hatta yeni vergilerle bir çıkış arıyorlar" ifadelerini kullandı.

Abone ol

DUVAR - İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin Meclis'teki grup toplantısında konuştu. İstanbul ve Antalya'da evlerinde ölü bulunan sekiz kişiye değinen Akşener, "İki aileyi aramızdan koparan buhranın nedenlerini iyi anlamak, iyi anlatmak zorundayız. 17 yıl boyunca, Başbakanlık önüne fırlatılan yazar kasayı konuşan iktidarın, bugün yaşanan daha büyük felaketleri görmezden gelmesini de kabul edemeyiz" dedi.

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'a yönelik eleştirilerde bulunan Akşener, "Geçen sene 'Berat Harikalar Diyarında' filmini izlemiştik. Bu kafayla giderse, seneye de 'Titanik'le kapanışı yapar artık… Kayınpederiyle damat bir olup, 'En iyisini ben bilirim' ukalalığıyla, tüm uyarılara kulaklarını kapatıp, gemimizi hızla buzdağına doğru götürüyorlar" ifadelerini kullandı.

Akşener'in açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle,

OSMANLI DA CUMHURİYET DE BİZİM: Biliyorsunuz, Sayın Erdoğan, işler ne zaman kötü gitse, Atatürk’e, Cumhuriyet’e ve Cumhuriyet kazanımlarına sataşıp, suni gündem yaratmaya çalışır. Memlekette işler yine kötü. Bu nedenle Sayın Erdoğan, 10 Kasım konuşmasında, durup dururken, Cumhuriyet’le Osmanlı’yı karşılaştırmaya girişti… Bıkmadın mı Sayın Erdoğan? İnsanımızı birbirine düşürmeye çalışmaktan bıkmadın mı? Osmanlı da bizim, Cumhuriyet de bizim. Sen önce; insanlarımızı tarihimiz üzerinden birbirine düşürmek yerine, milletinin tamamının iyiliğinden sorumlu olduğunun farkında olan bir Cumhurbaşkanı olmaya çalış. Yani, sarayın değil, gerçekten cumhurun başkanı…

TRUMP'IN MEKTUBU: Boş laflarla vakit kaybetmeyi bırak da; milletimizin onurunu çiğneyen mektup rezaletinin cevabına hazırlan. 13 Kasım’da “Dostum” dediğin Trump’la görüşmeye gidiyorsun. Boş işlerle uğraşmayı bırak da; Bu aziz millete yapılan hakaretin karşılığını cebine koy, git suratlarına çarp.

VATANDAŞA TERÖRİST DİYEMEZSİN: Geçen hafta, İstanbul ve Antalya’da, istikbalden umudunu kesmiş vatandaşlarımızın intihar haberleri, yüreklerimizi dağladı. İki aileyi aramızdan koparan buhranın nedenlerini, iyi anlamak, iyi anlatmak zorundayız. 17 yıl boyunca, Başbakanlık önüne fırlatılan yazar kasayı konuşan iktidarın, bugün yaşanan daha büyük felaketleri görmezden gelmesini de kabul edemeyiz. Hele, bu gerçekleri dile getirenleri terörist ilan eden damat cehaletine karşı, milletimizin hakkını, hukukunu korumakla mükellefiz. Kendisine göre, “Ekonomide işler iyi gitmiyor” diyenler de bir nevi teröristmiş. Her şey bitti bu mu kaldı? Damat Bey, haddini bil! Kayınpederden torpilli olsan da, sen bu milletin bakanısın. Çarşıda pazarda etiketlerden canı yanınca, “Neler oluyor?” diye soran vatandaşıma terörist diyemezsin. Bir ülkede analar babalar yavruları ile intihar ediyorsa, yolun sonuna gelinmiştir. İnsana, ölmek yaşamaktan daha cazip gelir mi? Ama saray sefasına kurban edilen Türkiye’de, gelebiliyor maalesef.

.

ÜLKEYİ BUZDAĞINA GÖTÜRÜYORLAR: Dalgacıların şahı da ekonominin başında oturuyor… Geçen gün Damat Bey’e sokakta soruyorlar, “Ne olacak bu halimiz?” diyorlar. Damat da diyor ki; “Petrol ve doğalgaz araştırsın diye gemiler gönderdi” Sonra da devam ediyor; “Hele şu petrolü bir bulalım, siz Türkiye’yi o zaman görün” diyor. Ay sonu diyorum, ay sonu… Geçen sene “Berat Harikalar Diyarında” filmini izlemiştik. Bu kafayla giderse, seneye de “Titanik"le kapanışı yapar artık… Kayınpederiyle damat bir olup, “En iyisini ben bilirim” ukalalığıyla, tüm uyarılara kulaklarını kapatıp, gemimizi hızla buzdağına doğru götürüyorlar.

BOŞANMANIN MAĞDURU KADINLARDIR: Vatandaşın çektiği sıkıntılar yetmiyormuş gibi, Bir de yeni cezalar, vergi zamları, hatta yeni vergilerle bir çıkış arıyorlar. Millet “Yandım!” dedikçe, bunlar ateşe odun atıyorlar. Türkiye, çok önemli bir iş gücünden mahrum bırakıldı. Nüfusun yüzde 50’sinden fazlasının, kadınlarımızın, aklından, fikrinden, becerisinden gerektiği gibi yararlanmıyoruz. Bunları söyleyince de bazıları bozuluyor. “Kadının yeri evidir” diyorlar. Bir toplumda, kadınlar kalkınmadan, ülke de kalkınamaz. Türkiye’de çalışabilir durumdaki kadınların sadece yüzde 34’ü bir işe sahip. Yani her 3 kadından sadece biri çalışıyor. Bu oran dünyada yüzde 50 seviyesinde. Almanya gibi ülkelerde ise bu oran yüzde 75’e kadar çıkıyor.

Defineci damat, petrol peşinde koşarken, AK Parti iktidarının memleketi getirdiği yer işte bu: Ruhu yaşlanmış, umutsuz kadınlar ülkesi Türkiye! Biz kadınlarımız için olumlu adımlar beklerken, iktidar, onların hayatını daha da zorlaştıracak adımlara hazırlanıyor. Nafakayla ilgili düzenleme de bunlardan biri. Türkiye’de, boşanmanın asıl mağduru kadınlardır.  Ekonomik kriz ortamında, milletimizin en zorda olan kesimlerinden biridir boşanmış kadınlar. Hem ekmeğinin peşinde koşmak zorunda olan, hem de çocuklarına iyi bir gelecek kurmak için, didinen kadınlardır onlar. Bazı istisnalar haricinde, boşanmaların yükü, ağırlıklı olarak onların omuzlarındadır. O yüzden, ikinci yargı paketi hazırlığındaki iktidarı, şimdiden uyarıyorum: Boşanmaların, özellikle de ekonomik mağduru olan kadınların, hak ve hukukuna dikkat edin. Onları, daha da ağır hayat şartlarına mahkum etmeyin. (HABER MERKEZİ)