'Akademi susturulamaz, geri döneceğiz'

İhraç edilen akademisyenler, uğurlanmaya devam ediliyor. Marmara Üniversitesi ve Çukurova Üniversitesi'nde akademisyenleri öğrencileri uğurladı. Akademisyenler 'Akademi susturulamaz, geri döneceğiz' dedi.

Abone ol

DUVAR - 686 sayılı KHK ile Çukurova Üniversitesinden ihraç edilen akademisyenler, uğurlanmaya devam ediliyor. Bugün Marmara Üniversitesi Nişantaşı Kampüsünde ve Çukurova Üniversitesi'nde ihraç edilen akademisyenleri, öğrencileri ve arkadaşları tarafından uğurladı.

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Araştırma Görevlileri Dr. Utku Uraz Aydın, Burcu Yılmaz ve Emre Tansu Keten eşyalarını toplayarak üniversiteden ayrıldı. Nişantaşı Kampüsü’nden “Teslim olmadık, teslim olmayacağız”, “Yaşasın sınıf dayanışması” sloganları eşliğinde çıkan akademisyenleri okul dışında öğrenciler ve akademisyenler karşıladı. İletişim fakültesinin eski dekanlarından Prof. Dr. Ünsal Oskay’ın fotoğrafını taşıyan grup üyeleri “Akademi susturulamaz, geri döneceğiz” pankartı açtı.

'SUÇSUZ OLDUKLARINI BİLİYORUZ'

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo TV Sinema Bölüm Başkanı Prof. Dr. Şükran Esen de, ihraç edilen akademisyenlere destek oldu. Esen yaptığı açıklamada “Güzel bir günde değiliz, zor günlerden geçiyor Türkiye. 1980’lerde daha kötüsünü yaşadık, ona yaklaşıyoruz ama bugünler de altta kalacak. İhraç edilen üç arkadaşımız için buradayız. Onların bilimsel çalışma dışında bir şey yapmadıklarını biliyoruz. Suçsuz olduklarını biliyoruz. Onların bilimin gerektirdiğini yansıtarak her şeyi sorguladıklarını biliyoruz. Bilim sorgulamayı gerektirir. Bilimin gerektirdiği şey, üniversitelerin gerektirdiği şeydir. Onun için sorgulanması gerekirken ‘neden sorguladınız’ üzerine ihraç edilmesi bizim açımızdan yanlıştır. Bu yanlışın düzeltileceğine inanıyoruz. Yanlışlıklar komedyası oynanıyor. Komedyadan trajediye döndü” dedi.

'EMEĞİMİZE EL KONDU'

İhraç edilen akademisyenlerde Utku Uraz Aydın yaptığı açıklamada “Bu üniversiteye vermiş olduğumuz, öğrencilerimize vermiş olduğumuz, kendimize vermiş olduğumuz emeğe el konuldu. Biz bunu açıkçası başta üniversiteleri hedef alan ama genel olarak bütün eğitim alanını hedef alan; çünkü yüzlerce Eğitim-Sen'li öğretmen arkadaşımızın da, o gece ihraç edildiğini biliyoruz, bütün eğitim alanını hedef alan bir siyasal tasfiye operasyonunun bir parçası olduğunu düşünüyoruz. Buradaki destek çok önemli. İhraç edilenlere destek çıkılması çok önemli ama bu dayanışmanın sadece bizler için değil, içeri de kalan hala üniversitede olan hür zihinli dostlarımızın iki gün sonra ihraç edilmemesi verilen bir mücadele dayanışma olduğunu biliyoruz" dedi. ihraç edilen diğer akademisyen Burcu Yılmaz ise, "Biz direnmeye devam edeceğiz. Barış arayışının ihraç sebebi olmadığı bir akademiye geri döneceğiz. Bu süreçte yanımızda olanları da unutmayacağız. " Akademisyenler daha sonra kendilerine desteğe gelenlerle kucaklaştı. Çekilen hatıra fotoğraflarının ardından grup da olaysız bir şekilde dağıldı.

'ÜNİVERSİTELER KAN KAYBETTİ'

Bir diğer uğurlama ise Adana Çukurova'da gerçekleşti. Evrensel'de yer alan habere göre, Çukurova Öğretim Elemanları Derneği Başkanı Pof. Dr. Haydar Şengül, KHK'lerle binlerce çalışanın 15 Temmuz darbe girişiminin gerekçesi ile bağdaşmayan şekilde işlerinden olduklarını, en verimli olabilecekleri yerlerden çıkarıldıklarını ifade etti. İhraç edilen akademisyenlerin üniversitelerin en yetkin, en birikimli, en vicdanlı ve onurlu insanları olduğunu ifade eden Şengül, "Yoklukları ile üniversitelerimiz daha çorak bir havzaya, daha kısır bir iklime dönüştü. Üniversiteler daha da geriledi, kan kaybetti" dedi. Anayasa değişikliğine gidildiği bir dönemde uluslar arası alanda ismi olan Anayaasa Hukuku anabilim Dalı Başkanı Prof.Dr. İbrahim Kaboglugibi bir ismin ihraç edilmesinin bir kara mizahı oluşturduğunu söyledi. Alman pazın hikayesinde olduğu gibi sessizce sıranın kendilerine gelmesini beklemeyeceklerini ifade eden Şengül, "Susmayacağız" dedi.

'SÖYLEDİKLERİMİZDEN GERİ ADIM ATMAYACAĞIZ'

Bir gün mutlaka geri döneceklerini ve kazanacaklarını ifade eden Yard. Doç. Dr. Taylan Koç, "Bu ülkede asker, polis, sivil hiçbir insanın ölmediği huzur içinde, eşit yurttaşlık temelinde bir arada yaşadığı güzel bir yaşam kuruluncaya dek söyledikleri sözlerden bir gram geri adım atmayacaklarını ifade etti. (HABER MERKEZİ)