AK Partili kadınlar Erdoğan'ı aradı

Cinsel istismar suçlarının ertelenmesini öngören yasa taslağına karşı çıkan AK Partili kadınların Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı ve eşi Emine Erdoğan'ı aradıkları öğrenildi. Sümeyye Erdoğan Bayraktar'ın yönetimde olduğu KADEM dahil bir grup kadın derneği temsilcisi de Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile görüştü.

Abone ol

DUVAR - Cinsel istismar suçuyla ilgili düzenleme nedeniyle AK Parti içerisinde de yoğun bir tartışma süreci yaşanıyor. Kadın milletvekilleri Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan başlayarak farklı isimlerle görüştü. Yasanın nasıl olması gerektiğine ilişkin bugün de önemli bir görüşme yapılacak. Hürriyet gazetesinden Abdülkadir Selvi'nin haberine göre, Başbakan Binali Yıldırım bu sabah AK Partili kadın milletvekilleriyle bir araya geliyor. Toplantıya Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya da katılacak.

Cinsel istismarla ilgili düzenleme AK Parti’de rahatsızlığa yol açtı. Kadın milletvekilleri kendilerine haber verilmeden böyle bir düzenleme yapıldığını belirterek, tepki gösterdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan Bayraktar’ın da kurucuları arasında yer aldığı AK Parti’ye yakın kadın kuruluşları ise sert açıklamalar yaparak, düzenlemeyi eleştirdi.

Kadın milletvekillerinin WhatsApp yazışmalarında, mağduriyeti gidermek amacıyla hazırlanan teklifin tecavüz suçlarında yeni mağdurlar doğurabileceği kaygısını paylaştıkları öğrenildi.

Başbakan Binali Yıldırım’ın ise, “Üzerinde mutabık kaldığımız şekli böyle değildi” dediği öğrenildi. Yıldırım’ın düzenleme yapılmasını istediği ifade edildi.

EMİNE ERDOĞAN’A DA BİLGİ VERİLMİŞ

Cinsel suçlarla ilgili düzenleme üzerine AK Partili kadınlar, yasal sürece ağırlıklarını koydu. Özbekistan gezisi sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ulaşıp kaygılarını paylaşan AK Partili kadınların Emine Erdoğan’ı da bilgilendirdikleri öğrenildi.

Öte yandan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, cumartesi günü İstanbul’da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan Bayraktar’ın da kurucuları arasında yer aldığı KADEM, TİKAD, KAGİDER, HAZAR Eğitim Kültür ve Dayanışma Derneği ile Hukukçular Derneği temsilcileriyle bir araya geldi. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’nın yer aldığı toplantıya Sümeyye Erdoğan Bayraktar da katıldı. Görüşme talebinin Sivil toplum kuruluşlarından geldiği ve toplantıya 12 kişinin katıldığı öğrenildi.

Cinsel istismar suçuyla ilgili düzenlemenin detaylı olarak ele alındığı toplantıda Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın, “Biz erken evlilik nedeniyle mağduriyet yaşayanların mağduriyetlerini gidermek istiyoruz. Niyetimiz bu. Tamamen mağduriyeti gidermek amacıyla hazırlanmış olan önergemizin doğru olduğuna inanıyoruz. Ama teklifiniz varsa bize iletin, değerlendirmeye açığız” diye konuştuğu öğrenildi. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, önceki gün İstanbul’da bir araya geldiği kadın derneklerinin yöneticilerine “Daha iyi bir öneriniz varsa kendi aranızda da çalışıp bize getirin değerlendirelim” dedi. Alınan bilgiye göre Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’nın da bulunduğu toplantıda Bozdağ, düzenlemeye ilişkin itirazlarını dile getiren kadın derneklerinin yöneticilerine, söz konusu önergeyle erken yaşta evlenenlerin mağduriyetlerini gidermeyi amaçladıklarını söyledi. Adalet Bakanı Bozdağ, “Biz önergemizin doğru olduğunu düşünüyoruz. Şu anda bu problemin çözümü için bundan daha iyi bir formül görünmüyor. Daha iyi bir öneriniz varsa kendi aranızda da çalışıp bize getirin, değerlendirelim” dedi.

4 NOKTADA ELEŞTİRİ

Toplantıya katılan kadın derneklerinin eleştirilerini 4 nokta üzerinde toplandıkları öğrenildi.

1- Failin tanımının yeterince anlaşılır ve kamu vicdanını rahatlatacak şekilde yapılması istendi.

2- Tasarın bu haliyle yasalaşması durumunda cinsel istismar suçunu işleyenlerin güç ve nüfuz kullanıp mağdurla evlenme yoluna gitmesi, serbest kalmasının önü açılabilir.

3- Suça azmettiren veya işleyişine yardım edenler hakkında görülen davaların af kapsamına girecek olması.

4- Yasanın yürürlük süresinin belirlenmemiş olması, ileriye dönük cinsel istismar suçlarına imkân tanıyabilecektir. Tecavüz suçlarında kapsam genişleyebilir.

Yapılan tartışmalardan sonra toplantıya katılan STK’ların, tekliflerini hazırlayarak pazartesi günü Adalet Bakanlığı’na iletmeleri karara alındı.

Kadın örgütlerinden bakanlara ‘önerge’ çağrısı: Geri çekilsin

'ÇEKİNCELERİMİZİ GÖNDERECEĞİZ'

Nilüfer Bulut (Türkiye İş Kadınları Derneği (TİKAD) Başkanı): Sayın Bakanımın çok inanmış olduğunu gördüm ama baskılarımızla üzerinden tekrar çalışma yapılabileceğini, yaş sınırlaması konulabileceğini, Başbakan’la da görüşüp çekme şansı varsa çekilebileceği, yok değilse de bizim istediğimiz şekilde bazı değişiklikler yapılabileceğini söylediler. Pazartesi bizler kendi çekincelerimizi içeren raporları göndereceğiz. Onların da gözden geçirilerek bir değişiklik yapılacağına inanıyorum. Kabul edilebilir bir şey değil bu. Mağduriyet olabilir, kız 15 yaşında hadi en fazla arada 5 yaş fark olsun, aşık oldu, çocukları oldu ve cinsel istismardan hapiste. Sorduk, ‘Bunlar en az 100 kişi’ dediler. 3500 kişiden kalanına baktığınızda 13 yaşındaki kız, 50 - 60 yaşında erkekler...

'SALI GÖRÜŞMEYİN ÖTELEYİN'

Sanem Oktar (Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) Başkanı): Mağduriyeti anlıyoruz ama yasada düzeltilmesi gereken çok yer var. Yaş problemi var, emsal teşkil etmesi var, tanımlar belli değil, 60 yaşındaki adamla 15 yaşındaki kız evlendiğinde ne olacak? İlk önerimiz ‘geri çekin’ oldu. Münferit olayları çözmek için komisyon kurulsun dedik. Biz de çalışıp pazartesi görüş ve önerilerimizi ileteceğiz. Ancak bence bu işi daha da zorlaştıracak. 7-8 STK’dan öneri gelecek, nasıl entegre edecekler bilmiyorum, ben hâlâ geri çekilmesinden yanayım. En azından salı günü görüşülmesin, ötelensin. Adalet Bakanlığı aylarca çalışmış bu çıkmış, bize zaman lazım ki üzerinde çalışalım ve iyi bir şey çıkaralım. Bir niyet var ama niyetle yasa birbirini tutmuyor.

'RIZA YAŞINA DA DİKKAT EDİN'

Sunay Karamık (Kadın Adayları Destekleme Derneği (KADER) Başkanı): Önergenin revize edilmesi değil tamamen geri çekilmesini talep ediyoruz. Burada önergeden daha da önemli bir konu var; bu tasarıyla AYM’nin yaş ve ceza kademelendirme talebini bahane ederek, rıza yaşının 12 yaşa kadar indirilmesi söz konusu ve salı günü oylanacak torba yasada geçerek kanunlaşma riski çok yüksek. Bu yüzden, rıza yaşı meselesinin altını bir kez daha çizmek istiyoruz. 1. maddedeki 12 yaş düzenlemesi görülmekte olan davalardaki sanıkları kurtaracak ve bundan sonra 12 yaş üstü kız çocuklarının üzerinde her türlü cinsel ilişki uygulanabilir ve evlendirilebilir hale gelmesine neden olacak. Bu önergeyle çocuk yaştaki evlilikler teşvik ediliyor.

'TECAVÜZ MEŞRULAŞIR'

Vildan Yirmibeşoğlu (Avukat): Önerge, hem kadın ve çocuk haklarına hem de Türkiye’nin uluslararası yükümlülüklerine aykırı. Önergenin kabul edilmesi kadın hakları mücadelesinin sonucunda 2004’te değiştirilen TCK’nın ‘mağdurun tecavüzcü ile evlendirilmesi durumunda failin affedilmesi’ne ilişkin hükmünün açıkça geri getirilmesidir. Tartışılmamış, hukuki dayanaktan yoksun bir önergeyle adeta cinsel istismar faillerine af getirilmesi vahim bir durumdur. Yıllardır çocuk gelinler, töre ve namus cinayetleri, cinsel taciz ve istismarın yaygınlığı ve ‘cezasızlık’la mücadele ediyoruz. Bu tarz önergeler sunmak ve kabul etmek, kanayan yaraya tuz basmaktır. Asla kabulü mümkün değildir ve derhal geri çekilmesi gerekir. Önerge açıkça tecavüzü meşrulaştırıyor.

'ARTIK DÖNEM DEĞİŞTİ'

İlahiyat profesörü Beyza Bilgin: Şeriatla yönetildiğimiz dönemde buluğ çağına gelen kızlar evlendirilirmiş. İslamiyet’in yorumu bu. Her dönem kendi yorumunu yapmalı. Bugün artık kızlar okuyor, iş sahibi oluyorlar. Buluğ çağında evlendirmek kesinlikle yanlış artık reşit olduktan sonra kendi kararlarıyla evlenmeliler. Yeni düzenlemelerle geriye gitmemize neden olmamalıyız. Artık dönem değişti. Son dönemde artan çocuk istismarlarının nedenini de kesinlikle araştırmalıyız. Ahlaksızlığımızın neden arttığını bilmeli, gerekli önlemleri almalıyız.

'ZORLA EVLİLİĞİ TETİKLER'

Ayşe Böhürler: (Yeni Şafak gazetesinde 19 Kasım Cumartesi günü yayımlanan ‘12 Yılın Ardından’ başlıklı köşe yazısında şunları söyledi): “(...) Yasal normlar toplumların isteğine uygun olarak onların yanlışlarına göz yummaz, toplumsal gelişmeye destek olur, olumsuzlukları törpüler. Bu af, erken evlilikleri, zorla evlendirilme süreçlerini tetikler. Pakistan gibi ülkelerde bile bu konuda Türkiye örnek alınarak yasal değişiklikler yapılmışken, birçok İslam ülkesine Türkiye bu konularda örnek olmuşken bu düzenlemenin hem siyaseten hem toplumsal olarak izahı, sosyolojik gerçeklerle bağdaşmamaktadır. Bu nedenle 3000 genci kurtarma amacı tek başına bu düzenleme için yeterli bir gerekçe değildir.”

'Bu da çözmez'

Başbakan Binali Yıldırım’ın hukukçu milletvekilleriyle yaptığı toplantıda ortaya atılan “16 Kasım 2016’ya kadar resmi olarak evli olanların cinsel istismar dava ve cezalarının ertelenmesi” şeklindeki formül de tartışma yarattı. Hukukçular, bu dar kapsamlı yasal düzenleme formülünün kalıcı çözüm yaratmayacağı ve maddenin Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) taşınarak genişletileceği uyarısı yaptı. Yeni Türk Ceza Kanunu (TCK) ile Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) mimarlarından olan İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Adem Sözüer özetle şunları söyledi: “Bu şekilde düzenleme yapılırsa ancak 2-3 kişi yararlanır. İlk halinde, 3 bin aileyi kapsayacağı belirtilmişti. Başbakan’a önerilen düzenleme çıkarılırsa bu sınırlama (16 Kasım 2016’ya kadar resmi olarak evli olanlarda CMK’daki koşullara bakılmaksızın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, hüküm verilmişse cezanın infazının ertelenmesine karar verilecek) Anayasa Mahkemesi’ne gidecektir. Bu sorun kalıcı şekilde çözülmek isteniyorsa; evlilik şartına bağlamamak gerekir. Böyle bir evlilik şartına bağlamak düzenlemenin herhalde AYM’nin önüne gitmesi anlamına gelir. Bu yol açılmış olur. Evlenme şartı getirilmesin. Şu aşamada yapılacak en doğru şey geçici maddeyi çıkarmak ve konuyu tartışmaya açmaktır. Böyle bir konuda acele etmemek gerekir.”

Önergeyi veren vekillere 'teşekkür'

Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı (İstanbul Tıp Fak. Adli Tıp Anabilim Dalı Öğr. Üyesi, Türkiye İnsan Hakları Vakfı Başkanı): Cinsel istismara uğrayan çocukları 30 yıldır en çok muayene eden hekim olarak çok ciddi kaygılar taşıyorum. Verilen önerge, çocuklarımızla ilgili tehditlerin daha görünür hale gelmesini sağladı. Bu nedenle önergeyi verenlere teşekkür borçluyuz. Cinsel istismarlarda gebeliklerde, hem çocuğun gelişiminde durmaya varan süreçler işliyor hem de çocuğun anatomik yapısının gebeliğe uygun olmaması nedeniyle yaşam hakkının tehdidi söz konusu. Çocuklara eğitimle bir gelecek sunmak yerine ne yazık ki cinsel istismarcıları kurtarmaya yönelik düzenlemeler planlıyoruz.