Af Örgütü'nden Sur çağrısı: Eve dönme hakkını verin!

Uluslararası Af Örgütü'nün Diyarbakır'ın Sur ilçesindeki yıkıma ilişkin raporu yayımlandı. Raporda, "Sur’daki evler, öncesinde orada yaşayanların yararlanma ihtimali çok düşük olan bir kentsel dönüşüm projesinin yolunu açacak şekilde yıkıldı ve kamulaştırıldı" denildi.

Abone ol

DUVAR - Uluslararası Af Örgütü, Diyarbakır'ın Sur ilçesindeki operasyonlar ve yıkıma ilişkin kapsamlı bir rapor hazırladı. Raporda "UNESCO dünya mirası statüsüne sahip olan Sur'un on binlerce sakininin de aralarında bulunduğu tahmini yarım milyon insan, son bir yılda Türkiye yetkililerinin toplu cezalandırmaya varan acımasız baskıları sonucu evlerinden çıkarıldı" denildi. Raporda, evlerini kaybedenlere tazminat ödenmesi ve dönüş hakkı sağlanması çağrısı yapıldı.

'KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN YOLU AÇILDI'

'Zorla Yerinden Edilen ve Mülksüzleştirilenler: Sur Sakinlerinin Evlerine Geri Dönme Hakkı' başlıklı raporda, 'Kürt muhalif seslerinin Türkiye hükümetince bastırılmasının yoğunlaştığı' tespiti yapıldı; "Bir zamanların canlı ve hareketli bir ilçesi olan Sur’daki evler, öncesinde orada yaşayanların yararlanma ihtimali çok düşük olan bir kentsel dönüşüm projesinin yolunu açacak şekilde, topçu ateşine tutuldu, yıkıldı ve kamulaştırıldı" ifadesi kullanıldı.

MEDYAYA ELEŞTİRİ

Uluslararası Af Örgütü Avrupa ve Orta Asya Direktörü John Dalhuisen rapor hakkında, "Sur'da kesintisiz sokağa çıkma yasaklarının uygulanmasından bir yıl sonra, evlerinden edilmiş binlerce insan kıt kanaat geçinmeye çalışıyor ve giderek artan baskı ortamında belirsiz bir gelecekle karşı karşıya bulunuyor" dedi. Dalhuisen şu eleştiriyi de getirdi: "Türkiye'nin güneydoğusundaki sivil toplum üzerindeki baskı yaygın bir şekilde haberleştirilirken, güvenlik bahanesiyle sıradan insanların hayatlarını harap eden zorla yerinden edilmelere çok az yer verildi."

'BİR HAFTADIR SU İÇMEMİŞTİK...'

11 Aralık 2015'te Sur'un 15 mahallesinin altısında ilan edilen kesintisiz sokağa çıkma yasağının eleştirildiği raporda, evinde kalmaya çalışan bir kadının şu tanıklığına yer verildi: "İki çocukla evdeydim, bir haftadır su içmemiştik. Bir gün eve [biber] gaz[ı] kapsülü atıldı. 20 gündür elektriğimiz de yoktu. Çıkıp gitmek istedim fakat gidebilecek bir yerim yoktu.”

'O KADAR AĞLADIM Kİ, GÖZYAŞI KALMADI'

Sekiz ay sonra Sur'daki evine döndüğünde bütün duvarların çöktüğünü gören bir kişinin şu yorumu da raporda yer buldu: "Evimi kaybettiğim için o kadar çok ağladım ki artık gözümden yaş bile gelmiyor."

'BAŞIMIZDA SİLAHLA EVDEN ÇIKARDILAR'

Babası ve kardeşi ile birlikte polis tarafından gözaltına alınmadan önce, evini terk etmeye zorlanan başka bir erkek Sur sakini ise "Başımıza silah dayayarak evden çıkmaya zorladılar" dedi. Bu kişilerin üçü de önce terör iddiasıyla suçlansa da suçlamalar daha sonra düşürüldü. Eve geri döndüklerindeyse, eşyalarının yakıldığını gördüler.

'EN FAZLA 3 BİN TL'

Bir kadın, zorla çıkarıldıktan altı ay sonra evini ziyaret edince polis tarafından taciz edildiğini ve geri dönmeyi düşünmediğini anlattı. Bu tanığın ailesine, kaybettikleri ya da zarar gören eşya ve malların tazmini için kayıp bedelinin sadece bir kısmına tekabül eden, 3 bin TL'lik tazminat teklif edilmiş. Kadının gelini, "İtiraz edecektik ama bundan daha fazlasını alamazsınız dediler, biz de imzayı attık” dedi.

'15 TEMMUZ SONRASI DESTEK KANALLARI DA KAPATILDI'

Raporda, "Tazminatların çok yetersiz olarak karşılanması ve yetkililerin yeterli –hatta bazı durumlarda hiç bir- kira yardımı sağlamıyor olması zaten hali hazırda yoksul olan aileleri daha da büyük zorluklara itti" denilirken, 15 Temmuz eleştirisi de yer aldı: "Darbe girişimi sonrasında Kürt muhalif seslerin hedeflenmesiyle birlikte, yoksul ve yerinden edilen insanlara hayati destek sağlayan sivil toplum örgütleri de kapatılmış oldu."

'EVE DÖNÜŞE YARDIMCI OLUNMALI'

"Sur'daki sokağa çıkma yasağının acı verici yıldönümünde, dünya mirası olan bu bölgenin nüfusunun büyük kısmı, kendi miraslarına yıkılmış bir şekilde bakmak zorunda bırakıldı" diyen Dalhuisen, AK Parti hükümetine şu çağrıyı yaptı: "Şok edici bir şekilde Sur'ın yerinden edilen sakinlerinin karşılaştığı bu umutsuz durum, Türkiye'nin güneydoğusundaki düzinelerce diğer bölgenin de bir yansıması gibi. Hükümet sokağa çıkma yasağını kaldırmak için acilen harekete geçmeli, etkilenen ilçe sakinleri ile tam istişare yapılmasını güvence altına almalı ve insanların geriye kalan evlerine veya en azından, mahallelerine geri dönmelerine yardımcı olunmasını sağlamalı."

RAPORUN TAM METNİ