Adalar kuyruğu: Burası Sırat Köprüsü! 

Sanki İstanbul'da kalan herkes Eminönü'nde toplanmıştı. Adım atmak neredeyse imkansızdı. Adalar vapuruna binmek isteyenler uzun kuyruklar oluşturmuştu. Genç bir çift durumu şöyle anlatıyordu: Beklemeye başlayalı iki saat oldu. Eğer arkalardaysan bu işkenceyi çekme, git abi!

Abone ol

DUVAR - Burgazada'da bugün çıkan orman yangının haberini yapmak için Eminönü iskelesine vardığımızda adaya ulaşmanın neredeyse imkansız olduğunu gördük... Neden mi? Çünkü vapura binmek isteyenlerin oluşturduğu kuyruğun başı sonu yoktu! Üstelik bu sıradan bir kuyruk da değildi. Sanki ülkenin bütün gündemi bir araya toplanmıştı! Mülteciler, ulaşım yetersizliği, İstanbul'un hali, hayat pahalılığı, işsizlik...

'ARKALARDAYSAN BU İŞKENCEYİ ÇEKME ABİ'

Burgazada'daki yangın haberini görünce saat 15.30'da Adalar'a gitmek için yollara düştük. En hızlı rota Eminönü İskelesi'ydi. Ancak unuttuğumuz bir şey vardı: Bayram tatili!

Bayramın ikinci günü nedeniyle sanki İstanbul'da kalan herkes Eminönü'nde toplanmıştı. Adım atmak neredeyse imkansızdı. Adalar vapuruna binmek isteyenler uzun kuyruklar oluşturmuştu. Biz de Adalar'a gidebilmek için sıraya girdik. Fakat yarım saat beklemeye rağmen kuyruk bir adım ilerlemedi. Biz de sıranın başındakilere ne kadar süredir beklediklerini sormak için yerimizi birine emanet edip onlara yaklaştık. Önce genç bir çiftle konuştuk, "İki saate yakın oldu. Eğer arkalardaysan bu işkenceyi çekme, git abi!"

"Ben sana bu kalabalıkta evden çıkmayalım demiştim. Biz Sırat Köprüsü'nden geçemeyiz..."

'ESKİDEN BU KADAR İNSAN YOKTU'

Sonra kuyruğun hemen yanında bulunan ve sabahtan akşama kadar iskeledekileri izleyen büfe işletmecisi Kerem Keskin'den bir su alıp onunla sohbet ediyoruz, "Ulaşım bedava olduğu için böyle oluyor. Sabah sekizden akşam yediye kadar böyle devam ediyor. Ama bu bayramda yoğunluk daha fazla. Eskiden bu kadar değildi, bu kadar insan yoktu."

Keskin için vapur bekleyenler birer 'müşteri'. Çünkü bu sayede satışları patlamış: "Burada çok insan olması işimize geliyor. Para kazanıyoruz. Ama bence burada bekleyen insanlar gariban kesim. Yoksa niye güneşin altında saatlerce beklesinler."

'NE KADAR SÜREDİR BEKLEDİĞİMİ HATIRLAMIYORUM' 

Keskin'le sohbetimizin ardından kuyrukta bekleyen başka bir kişiyle konuşuyoruz. Kendisi, 'Ne kadar süredir bekliyorsunuz?' sorumuza şu yanıtı veriyor: "Hiç hatırlamıyorum. Aslında artık gitmek de istemiyorum. Ama bu kadar beklediysem gitmem lazım. Emeğime yazık. Sık sık bu iskeleyi kullanırım ilk kez böyle gördüm. Bu kadar insan nereden geldi? Yazık bu halimize!"

Konuştuğumuz başka bir kişi ise ulaşımın ücretsiz olmasından şikayetçi, "Eğer ulaşım ücretsiz olmasaydı şu an çoktan Adalar'a gitmiştim. Bildiğin işkence çekiyoruz. Eğer ulaşımı ücretsiz yapacaklarsa sefer sayılarını artırsınlar. Program, plan yapmadan 'ulaşımı ücretsiz yapıyoruz' demek kolay. Gelip bu kuyrukta yarım saat beklesinler de görelim."

GÜNAH KEÇİLERİ: SURİYELİLER! 

Hem sırada bekleyenler hem de iskeledeki esnaf, kuyrukta bekleyenlerin yarısının 'Suriyeliler' olduğunu iddia ediyor.

Son dönemde mültecilere yönelik giderek artan nefret söylemi kendisini burada da gösteriyor. Çoğu İstanbullu ve esnaf kuyrukta beklemelerinin tek nedenini 'Suriyelilere' bağlıyor. Fakat bizim izlenimlerimiz bu yönde değil. Kuyrukta hiç 'Suriyeli' görünmüyor...

'BURASI SIRAT KÖPRÜSÜ' 

Son olarak kuyruktan tamamen ayrılırken yaşlı bir amcayla yanındaki kız çocuğu arasında geçen diyaloğu dinliyoruz. Yaşlı amca yanındakine, "Kızım bu kuyruk da neyin nesi, nereye gidiyor bu insanlar?" diye soruyor. Amcanın bu soruya aldığı yanıt ise şöyle, "Burayı Sırat Köprüsü gibi düşün. Köprüden geçtikten sonra cennete gidiyorsun. Ama ben sana bu kalabalıkta evden çıkmayalım demiştim. Biz Sırat Köprüsü'nden geçemeyiz."

Burgazada orman yangını mı? Bunlar olup biterken çoktan kontrol altına alınıyor...