Acil uyarı: Küçük balıklar avlanacak

AB karasularında 50 metre olan ve bizde 24 metre olan Gırgır avcılığı avlanma derinliğinin 18 metreye indirilmesini ve 13 santim olan İstavrit balığı avlanma boyunun 12 santime düşürülmesini isteyen bir gruba karşı change.org'da imza kampanyası başlatan Su-Koop Merkez Birliği başkanı Ramazan Özkaya ile balık avcılığındaki durumu ve yapılabilecekleri konuştuk.

Abone ol

DUVAR - Balık avlama sezonunun açıldığı bu günlerde, uzun yıllar süren mücadele ile elde edilen balık boyu ve gırgır ile avlanma derinliği gibi kazanımların kaybedilmesi söz konusu. Balıkçılığı temsil eden en büyük örgüt olan Su Ürünleri Kooperatifleri Merkez Birliği'nin başkanı Ramazan Özkaya ve diğer balıkçılık örgütleri balık boyunun ve avlanma derinliğinin düşürülmesine karşı bir imza kampanyası başlattılar. Su-Koop Merkez Birliği başkanı Ramazan Özkaya ile bu tartışmayı konuştuk.

Ramazan Bey, change.org’da bir imza kampanyası başlattınız. Acil kaydı ile destek çağrısı yapıyorsunuz. Biraz açar mısınız, sorun tam olarak nedir?

Su-Koop Merkez Birliği başkanı Ramazan Özkaya

Ülkemizde avcılıkta maksimum avlanma kapasitesine ulaştığımız, bundan sonra ne yaparsak yapalım hangi balık bulucu cihazları kullanırsak kullanalım avcılık miktarımızın aynen devam edeceği istatistik verilerde görülmektedir. Durum böyle iken, balık avcılığı ile ilgili kural ve düzenlemeler 4 yılda bir yapılan tebliğlerle ilan edilir hükmü mevcuttur. Su-Koop olarak mecbur kalınmadıkça zamanında önce tebliğ değişikliğini doğru bulmuyoruz. Bu yıl tebliğ yılı olmamasına rağmen, geçtiğimiz günlerde bir grup büyük avcının sayın cumhurbaşkanımızdan, yaptığı girişimler ile gırgır avcılığının mevcut 24 metre olan avlanma derinliğinin 18 metreye indirilmesini ve istavrit avlanma boyunun 13 santim olan avlanma boyunun da 12 santime indirilmesini talep etmişler. Gelen bilgilere göre, sayın cumhurbaşkanımızın bütün avcı filosunu ilgilendiren bir mağduriyet var düşüncesi ile bu talebe olumlu onay verdiğini öğrendik.

Avcılığı düzenleyen kararlar nasıl alınıyor?

Her 4 yılda bir kooperatif, birlikler, konunun uzmanı deniz ve balıkçılık bilimcileri (kimi zaman sivil toplum kuruluşları) katılımı ile çok paydaşlı düzenlenen danışma kurulunda bakanlık öngördüğü düzenlemeleri, paydaşlar da talep ve önerilerini sunarak tüm konuların tartışıldığı danışma kurulu sonucu bakanlık değerlendirme yapar ve 4 yıllık avlanma kuralları belirler. Fakat bu sefer hem bilim insanları hem balıkçılık bürokrasisi hem de balıkçılık temsiliyeti baypas edilerek karar alınıyor. Ben şahsen sayın cumhurbaşkanımızın yanlış bilgilendirilerek bir mağduriyete ikna edildiğini düşünüyorum.

Okuyucu açısından bu iki konuyu açmak istiyorum. Bu iki kararın olumsuz etkileri nedir. Neden itiraz ediyorsunuz?

Ülkemizde avcılık son 10 yıldır azalarak devam etmektedir, böyle devam etmesine karşıyız. Sayın cumhurbaşkanımızın 2019-2020 avcılık sezonu açılışında belirttiği gibi sadece kendimizi değil çocuklarımızı da düşünüp, bize bırakılan emaneti en iyi şekilde korumak kollamak zorundayız. Bizim avcılık adına bol bereketli yıllara ulaşmamız mümkün olmasa da önce bugünü korumak sonra da koruma alanlarını çoğaltarak kota ve bölgesel balıkçılık sistemine geçerek ileriye dönük çalışmalar yaparak denizleri gelecek nesillere bırakacak duruma getirmeliyiz. Bunun içinde balıkların ekonomik boya gelinceye kadar kendilerini korundukları alanları biz korumalıyız. Deniz dibine zarar veren avcılıktan vazgeçmeliyiz.

24 metre derinlik yasağını uygulama nedenlerinden biri, Türkiye kıyılarında geçimini balıkçılıktan kazanan 20 bin civarında küçük kıyı balıkçısı ile büyük ölçekli balıkçıların av sahalarının ayrılmasıdır. İki farklı balıkçılığın aynı alanda yapılması durumunda gerek av araç ve gereçlerinin zarar görmesi ve gerekse balık merasının bozulması nedeniyle küçük ölçekli kıyı balıkçısı zarar görmektedir. 30 metrenin altındaki sular tüm balık türleri için gelişim alanlarıdır.

Türkiye'de gırgır ağları için uygulanan derinlik ve uzunluk sınırı bulunmadığından ulaştıkları derinlikler 164 metreye, bir operasyonda taradıkları alan 500 bin metre kareyi geçmektedir. Bu tip hassas alanlarda yapılan büyük ölçekli balıkçılık, stokların yenilenmesini sağlayan genç balıkların henüz erginleşmeden yok edilmesi anlamına gelmektedir ve tebliğin 24 metre derinlik maddesini ve istavritin boy maddesinin yeni 1380 sayılı su ürünleri kanunu çıkmadan ve tüm paydaşların görüşü olmadan onaylamıyoruz.

Dünya avcılığı açık denizlere yönlendirirken biz kıyılara yaklaşarak avcılık yapmamız belki günü kurtarır ama yılları kurtarmaz kendi ayağımıza kurşun sıkmış oluruz . Dolayısıyla ülkemizde 24 metre olan derinlik sınırının birçok bilimsel nedene dayanarak aynen korunması (hatta arttırılmasının) yerinde olduğu, ekonomik boya diğer balıklardan daha geç, ulaşan istavritin ise 13 cm olan avlanma boy yasağının bu şekilde devam etmesi, balıkçılığımızın geleceği ve adaletli yönetimi açısından büyük önem arz etmektedir. İstavrit balığındaki itirazımızın sebebi ise bu balığın stokundaki büyük tahribattır.

Eskiden Pazar değeri bile olmayan neredeyse hamsi boyundaki balığı avlamak istiyorlar. Bu boydaki balığın avlanmasının bir başka mahsuru ise balığın küçüklüğü nedeni ile ağ gözlerinin küçülmesine sebep olacak olması ve daha da küçük balıkların aşırı miktarda avlanmasına sebebiyet vereceğidir. Üstelik 12 santim avlanacak büyük miktardaki bu balığın pazar değeride olmadığı için daha teknede iken elekten geçirilip kürekle denize dökülecektir. Tüm dünya avcılıkta ıskarta avı azaltmaya çalışırken bir tam aksini yaparak ıskarta avın artmasına değerli bir kaynağın bir kez bile üremeden yok olmasına sebep olacağız.

Son olarak bir şey sormak istiyorum. Bu talebi balıkçılık filosunun küçük bir bölümü istiyor dediniz. Tam olarak söyleyebilir misiniz, ne kadar küçük bir bölümü?

Yaklaşık 18 bin ticari avlanma ruhsatımız yani bu sayıda balıkçı teknemiz var. Gırgır av aracı ile avlanan tekne sayısı ise 450 civarıdır. 18 bin tekne içinde 450 adet gırgır avcısı balıkçıların isteğidir. Küçük bir azınlık demek her halde yanlış olmayacaktır. Üstelik ben tamamının da derinlik sınırlamasına itiraz ettiğini düşünmüyorum.

Ramazan Özkaya'nın change.org'da açtığı kampanyaya buradan destek verebilirsiniz.