Absürd bir gerçeklikte kaybolun

Çakı Gibi / Swiss Army Man, Daniels olarak adlandırılan yönetmen Daniel Kwan ve Daniel Scheinert'in ilk uzun metraj filmi. Çakı Gibi, geçen yıl Sundance Film Festivli'nde En İyi Drama Yönetmeni Ödülünü almış ve ülkemizde Filmekimi'nde gösterildi.

Abone ol

Esra Karataş esrakaratas1@gmail.com

Film adını İsviçre çakısı gibi sağlam yapısal özelliklere sahip, yenilmez karakteri Manny'den alıyor olmalı. Paul Dano'nun Hank'i ve Daniel Radcliffe'in Manny'i, yani bir cesedi canlandırdığı film absürd bir komedi. Nasıl bir ortamda olduğunuzu çözmeye çalışırken müzikteki ani değişimlerle film aksiyon kazanıyor ve kendinizi seyre kaptırıyorsunuz. Çünkü ıssız bir adada mahsur kalan genç bir adam intihar etmek üzereyken kıyıya vurmuş bir ceset görüyor. Cesedin vücudunda biriken gaz marifetiyle onu jet sky gibi kullanarak denize açılıyor ve başka bir kıyıya ulaşıyor. Müzik durulduğunda ise filmin alt metnine doğru yolculuk başlıyor.

BİREYİN SORUNLARI ABSÜRD BİR BİLİNÇALTI AKIŞIYLA ANLATILIYOR

Daniels, modern bireyin sorunlarını nevrotik karakterleri Hank ve onun bilinçaltının bir tezahürü olan Manny üzerinden anlatıyorlar. Bu anlamda film absürd bir bilinçaltı çözümlemesi gibi görünüyor. Modern hayatta yaşadığı hayalkırıklığı ile kendi kabuğuna çekilmiş ve saplantılı dünyasını yaratmış Hank ile düşsel bir yolculuğa çıkıyoruz. Hank'in hayal dünyasında mı absürd bir gerçeklikte mi olduğunu bilemediğimiz dünyadayız. Hank ve Manny arasında gelişen ilişki ego, süperego ve id'in karşı karşıya gelmesi gibi. Süperego'yu temsil eden Hank, id'i temsil eden Manny'i büyütüyor. Ona unuttuğu yaşamı anlatıyor.

Mutlu oldukça gülen, ağlayan, modern dünyayı yaşamadan onun yalnızlığında kaybolmaya başlayan Manny mutsuz olduğunda bütün güçlerini kaybediyor. Tıpkı, mutsuz olduğunda uçamayan Peter Pan gibi. Ölümün kapısına geldiğinde bile onun ne muhteşem bir şey olduğunu düşünerek mutlu olmaya ve Manny'i mutlu etmeye çalışan Hank gibi. Ancak mutlu düşünceler insanı uçurabilir.

Film bu anlamda psikalist çözümleme içine giriyor. İki kahraman arasında bastırılmış duyguların bilince çıkması sorunlarla yüzleşmesini sağlıyor. Hatta Hank Manny ile öylesine mutlu oluyor ki iş nekrofili bir hal alıyor. Manny'nin geçmişi hatırlaması için ormanlık alanda buldukları çöplerden kendilerine bir dünya yaratan bu adamlar birlikte bir gerçeklikten uzak, sanal bir ortam yaratıyorlar.

'SANAL DÜNYA UZUN TUTULUYOR'

Yönetmenlerin, bu sanal dünyada biraz fazla vakit geçirdiğini düşünüyorum. Bu bölümü bir parça daha kısa tutmak filmden bir şey götürmezdi. Fakat yönetmenler burada geçirilen keyifli vakti sevmiş olacaklar ki uzatmakta bir sakınca görmemişler. Manny'nin tüm o olağanüstü güçleri eğlencelik hal alırken işin uzaması filmin tadını kaçırıyor. Finalde filmin gerçekliğe dönen yüzünün hayal kırıklığı yaşattığını söylemeliyim. Gerçek dünyayla yüzleştiklerinde Hank'in nevrotik kişiliğinin su yüzüne çıkması filmin etkisini artıracakken yanılgının devam etmesinin filme zarar verdiğini düşünüyorum.

Dan Kwan ve Daniel Scheinert'in son derece yaratıcı ve sinematografik bir atmosfer yaratmış olmalarına rağmen bekledikleri çarpıcı etkiyi verdiklerini söyleyemeyeceğim. Ancak bir ilk film için oldukça iyi bir başlangıç olduğunu söyleyebiliriz rahatlıkla.

Yaptığı ölü taklidiyle gerçek bir performans sergileyen Daniel Redcliff'e Paul Dano'nun naif ve başarılı yorumu eşlik ediyor. Film, farklı ve yaratıcı bir bakış açısı görmek için izlemeye değer.

Yönetmenler: Daniel Kwan, Daniel Scheinert

Senaryo: Daniel Kwan, Daniel Scheinert

Oyuncular: Paul Dano, Daniel Radcliffe, Mary Elizabeth Winstead

Müzik: Andy Hull, Robert McDowell

Süre: 1 s. 57 dk.

Yapım Yılı: 2016