2'nci Elizabeth'in 'zor' yılları: Irkçılık iddiaları, boşanmalar, Lady Diana'nın ölümü...

96 yaşında ölen Kraliçe 2'nci Elizabeth, 70 yıllık saltanatında ırkçılık iddiaları, boşanma skandalları ve vergi tartışmalarıyla gündeme geldi.

Abone ol

DUVAR -  İngiltere Kraliçesi 2'nci Elizabeth, 96 yaşında öldü. Ülke tarihinin en uzun süre tahtta kalan monarkının 70 yıllık saltanatı boyunca, kamuoyu gündemine yansıyan iddialar ve tartışmalar şöyle: 

TAHTTAN ÖNCE AŞK

Kraliçe'nin dönemine damga vuracak tartışmaların ilki tahta çıkışından 16 yıl önceye denk geliyor. 2'inci Elizabeth'in babası Kral 6'ıncı George, aslında veliaht prens değildi ve taht kardeşinin hakkıydı. Kardeşi 8'inci Edward, 1936 yılında tahta çıktıktan 326 gün sonra İngiltere tarihinde bir ilke imza atarak tahttaki hakkından vazgeçti. Edward, kral olduğunda kendisine iki seçenek sunulmuştu: Ya tahtta kalacak ve aşık olduğu Amerikalı Wallis Simpson ile evlenmekten vazgeçecekti, ya da tahtı kardeşine bırakacaktı. Edward'ın tahttan vazgeçmesiyle Elizabeth'in babası tahta çıkarken Elizabeth Veliaht Prenses oldu.

KRALİÇENİN 'EN ZOR' YILI

1992 yılı, 1952'de tahta çıkan Elizabeth'in 'en zor yılı' olarak anılıyor. İlk olarak, Kraliçe'nin ölümünden sonra tahta çıkacak olan Prens Charles'ın, eşi Prenses Diana'dan boşanması gündemdeydi. Çift, boşanacaklarını ilk kez duyurdu fakat uzun süredir basında, Prens Charles'ın bugünkü eşi Camilla Parker Bowles ile bir ilişkisi olduğu iddiaları yer alıyordu. Wales Prensesi unvanını koruması koşuluyla Diana, tahttaki hakkından feragat etti ve çift boşandı. Kraliçe'nin ikinci oğlu Prens Andrew da 1992'de eşinden boşanırken Kraliçe'nin tek kızı Prenses Anne, eşi Mark Philips'ten ayrıldı.

Kraliçe'nin anılarında 'annus horribilis' (korkunç bir yıl) olarak nitelediği 1992'nin son kriziyse, kaldığı Windsor Sarayı'nda çıkan yangındı. 100'den fazla odanın zarar gördüğü yangının maliyeti 37 milyon sterlin'i buldu. Masrafların büyüklüğü, Kraliçe'nin 360 milyon sterlin değerindeki servetine rağmen gelir vergisi ödemediğine dair bir tartışmayı beraberinde getirdi. Tadilat masrafları için 2 milyon sterlin ödemeyi kabul eden Kraliçe, 1993 yılından itibaren de vergi vermeyi kabul etti.  

DIANA'NIN ÖLÜMÜ

Prens Charles ile boşanmasının ardından 'Halkın Prensesi' olarak anılan Diana, 1997 yılında erkek arkadaşı ile Paris'te geçirdiği bir trafik kazasında hayatını kaybetti. Kaza sırasında Diana ve erkek arkadaşı peşlerindeki magazincilerden kaçıyorlardı. Diana öldüğü sırada tatilde olan Elizabeth'in sessizliği ve bayrakların yarıya indirilmesine müsaade etmeyişi kamuoyunda tepkileri beraberinde getirdi. Eleştirilerin artması üzerine Diana'nın ölümüyle ilgili bir konuşma yapan Kraliçe, cenazeye de katılarak tabutun önünde eğildi. 

Diana ile birlikte hayatını kaybeden sevgilisi Dodi Fayed'in babası Muhammed Fayed, oğlunu ve prensesi istihbarat örgütlerinin öldürdüğünü öne sürdü. Mısırlı iş insanı, komplonun arkasında ise Diana'nın kayın pederi Prens Philip'in olduğunu iddia etti. Baba Fayed, cinayet iddialarını İngiltere’de mahkemeye taşıdı fakat Prens Philip ile eşi Kraliçe Elizabeth'in mahkemeye çağrılması talepleri reddedildi. Cinayet ile ilgili iddiaları ise 240 görgü tanığının sorgulandığı bir davanın ardından 'inandırıcı bulunmadı'. 

KRALİYET AİLESİ, JEFFREY EPSTEİN, VE PEDOFİLİ SKANDALI

Amerikalı Jeffrey Epstein'in şüpheli ölümünün ardından ortaya çıkan pedofili skandalına pek çok Hollywood ünlüsünün ismi karıştı. İngiltere'de ise Prens Andrew'ün cinsel taciz ve pedofili suçundan mahkum olmuş Epstein ile arkadaşlığı gündeme geldi. Andrew'un bir BBC röportajında bu arkadaşlık için özür dilemeyi reddetmesi kamuoyunda tepkilere neden oldu.

Bu dönemde, Epstein tarafından 17 yaşında fuhuşa zorlandığını söyleyen Virginia Giuffre, Prens Andrew ile de 3 farklı zamanda ilişkiye zorlandığını belirtti. Prens Andrew, Giuffre'yi tanıdığını reddederken uçuş kayıtları her iki ismin aynı tarihlerde Giuffre'nin iddia ettiği yerlerde olduğunu ortaya koydu. Amerika'da açılan bir dava, Prens Andrew'un mahkemeye çıkarak itibar kaybına uğramamak için açıklanmayan bir meblağda para ödemeyi kabul etmesiyle kapatıldı. Kraliçe, ailenin adını korumak için oğlunun tüm fahri unvanlarını geri almak zorunda kalırken, Andrew kamusal alandaki tüm görevlerinden çekildiğini duyurdu. 

IRKÇILIK İDDİALARI VE 'MEGXIT'

Kraliçe'nin saltanatının son krizi, 2020 yılında torunu Sussex Dükü Prens Harry'nin eşi Meghan Markle ile tüm kraliyet görevlerini bırakarak Amerika'ya yerleşmesiyle yaşandı.  İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden ayrılma süreci 'Brexit'e gönderme yapan bir kelime oyunuyla 'Megxit' kelimesi manşetlerde yerini aldı. Harry, 'Megxit'in ardından yaptığı açıklamada, "Başka seçenek kalmamıştı" demiş, eşi Meghan Markle ile birlikte Kraliyet Ailesi'ndeki görevlerini bırakmalarının İngiltere'yi terk etmek anlamına gelmediğini söylemişti. 

Çift, daha sonra bir televizyon röportajında Kraliyet Ailesi'ni ırkçılık ile suçladı. Siyah bir anne ve beyaz bir babanın kızı olan Meghan Markle, "Ben hamileyken, bebeğimin prens ya da prenses olmasını istemediler. Bebeğime güvenlik tanınmayacağını söylediler. Oğlum doğduğunda ten renginin ne kadar koyu olacağına dair konuşmalar oluyordu ve bundan endişeleniyorlardı" dedi. Markle'ın oğluna 'ten renginin koyu olacağı' endişesiyle 'prens unvanının verilmediği' yönündeki açıklaması, Kraliyet'e yönelik tepkiye yol açtı. Kraliçe, iddiaların aile içerisinde araştırılacağını söylerken "Anılar yanlış hatırlanabilir" diyerek Markle'ın sözlerine 'şüpheyle yaklaştıklarını' açıkladı. 

İşçi Partisi ise, Buckingham Sarayı'nın iddiaları soruşturmasını istedi. Sosyal medya kullanıcıları da "AbolishTheMonarchy" (Monarşiyi kaldırın) etiketiyle tepkilerini ortaya koydu. (DIŞ HABERLER)