1 milyon kişinin ruh sağlığı bozuk!

Özel sektörünün şizofreni hastalarına kapılarının kapattığını belirten, Şizofren Dostları Derneği Başkanı Mesut Demirdoğan, "Toplumun bize bakış açısının değişmesi gerekiyor. Toplumda bir çok kişinin aklına şizofreni hastası denilince 'şiddet uygulayan insan' geliyor. Bu anlayış kökten yanlış. Devlet bizi ‘engelli’ kabul ediyor, fakat özel sektör şizofren hastalarına iş vermiyor" diyor.

Abone ol

DUVAR - Şizofreni Dostları Derneği Başkanı Mesut Demirdoğan, Toplum ve Ruh Sağlığı Yasası’nın bir an önce çıkartılmasını istedi. Türkiye'nin Toplum ve Ruh Sağlığı Yasası olmayan ender ülkelerden biri olduğunu belirten Demirdoğan, yasa olmamasından kaynaklanan sorunlar yaşadıklarını açıkladı. Yasa çıkması halinde miras, hastanelere yatış ve ticari hukukta karşılaştıkları sorunların ortadan kalkacağını kaydeden Demirdoğan, İzmit’te düzenlenecek 23'üncü Psikiyatrist Kongresi'nde şizofreni hastalarının sorunlarını gündeme getireceklerini ifade etti. 'Ruhsal İyileştirim' temalı kongreye, Türkiye’nin değişik illerinden psikiyatri uzmanları, şizofreni dernekleri, şizofreni hastaları ve yakınları katılacak.

600 BİN ŞİZOFRENİ HASTASI VAR

Şizofreni hastalığının görülme sıklığının dünyada ve Türkiye'de yüzde 1 olduğunu kaydeden Başkan Demirdoğan, "Türkiye’de 600 bin civarında şizofreni hastası var. Diğer depresyon hastalıklarını bu rakama dahil etmiyoruz. Bunları da dahil edersek bu sayı 1 milyonu aşar. Bu ciddi bir sayıdır. Yani 1 milyon insanımızın ruhsal sağlığı bozuktur’ dedi.

ÖZEL SEKTÖRDE İŞ YOK

Devletin, şizofreni hastalarını ‘engelli’ statüsüne aldığını kaydeden Demirdoğan şunları söyledi: "Şizofreni ömür boyu devam eden bir hastalık. Devlet bu hastalara ‘engelli’ diyor. Toplumun bize bakış açısının değişmesini bekliyoruz. İşverenler şizofreni hastalarını görünce akıllarına vuran kıran, şiddet uygulayan insanlar geliyor. Bu düşünce ve yaklaşım kökten yanlış. Bu bir hastalık. İnsanın kendi iradesiyle olan bir şey değil. Bazı medya organları da bu yanlışı körüklüyor. "Şizofreni hastası dehşet saçtı" haberleri bizi daha da yalnızlaştırıp ötekileştiriyor. ‘Normal’ kabul edilen insanların yaptıkları göz önüne getirilirse biz daha masumuz. İş başvurusuna giden arkadaşlarımız çoğu zaman hastalıklarını saklamak zorunda kalıyor. Hastalığımızı saklamadığımızda işverenler kapıları yüzümüze kapatıyor, diğer engelli gruplara yöneliyorlar. Bu alanda çok sıkıntı yaşıyoruz. Biz de diğer insanlar gibi kendi geçimimizi kendimiz sağlamak istiyoruz. Her gün ailesinin eline bakan çok sayıda insan var. Aileden alınan küçük harçlıklarla ayakta durmak mümkün değil. Beş kişilik aile düşünün; babanın emekli maaşı var, anne çalışmıyor. Otuzunu devirmiş hasta bir insan var. Devlete başvurup 2022 sayılı kanundan yararlanmak istiyor. Aldığı cevap 'senin gelirin var'. Devlet hiçbir geliri olmayanlara ayda 400 lira veriyor. Ama hiçbir geliriniz olmayacak. Tamam ilaçlarını parasız alıyor, genel sağlık sigortasından yararlanıyor ama yetmiyor. Özel sektör temsilcilerine sesleniyorum, Allah göstermesin siz de hasta olabilirsiniz. Bizi anlayın. Ayrıcalık istemiyoruz. Diğer engelli gruplara tanıdığınız hakları bize de tanıyın. Uygulayın. Alın terimizle emeğimizle kazanıp ayakta kalmak istiyoruz. Kimseye muhtaç olmadan onurlu yaşamak istiyoruz. Bu damgalama artık kalksın."

'RUH SAĞLIĞI MERKEZLERİ YARARLI'

Toplum Ruh Sağlığı Merkezleri'nin, ruhsal hastalıkları olan insanların hayatında değişiklikler oluşturduğunu söyleyen Demirdoğan, bu merkezlerin açılmasıyla derneğinin yükünün azaldığını ifade etti. Nüfusu 300 bin olan il ve ilçelerde Toplum ve Ruh Sağlığı Merkezi açılmasını olumlu bulduklarını söyleyen Demirdoğan şöyle devam etti, "Bu merkezlere giden arkadaşlar sosyal aktivitelere katılıyor. Psikolojik destek alıyorlar. Sosyalleşiyorlar. Dernekte yapamadığımız işler buralarda yapılıyor." Şizofren Dostları Derneği’nin maddi sıkıntı yaşadığını belirten Mesut Demirdoğan, kira, doğalgaz, elektrik su giderlerini ödemekte zorlanmadıklarını ifade etti. Aidat gelirlerinin yetersiz olduğunu kaydeden Demirdoğan, özel sektör ve sivil toplum örgütlerinden destek istiyor.

Hastalar ne diyor?

A.E.A. (37): İşsizlik beni bunaltı

Bu hastalık bende 30 yaşında başladı. Bir anda kendiliğinden oldu. 2014 yılında işe giremeyince daha da arttı. Haliç Üniversitesi Psikoloji mezunuyum. Çocukluğumda babam beni döverdi ama çok değil. Okulda sıkıntılı günlerim oldu. Arkadaşlarım beni döver para isterlerdi. Vermediğimde tehdit ederlerdi. Yüksek lisans yaptım iş bulamadım. Annemin babamın verdiği harçlıklarla yaşamaya çalışıyorum. Siyasetle ilgilenmiyorum. Günümü televizyon izleyip müzik dinleyerek geçiriyorum. Babam sinirli, annem ev kadını. Bazen Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne gidiyorum. EKPP Sınavı'na hazırlanıyorum. Babam para verirken çok cimri davranıyor. Günde 10 lira veya 5 lira veriyorlar. Çalışıp kendi paramı kazanmak istiyorum. İşe girene kadar devletin verdiği maaşı ben de almak istiyorum. Çok bunaldım. Kız arkadaşım yok.

M.Ö.F. (44): Ailemden şiddet gördüm

Anne ve babamla birlikte yaşıyoruz. İkisi de öğretmen emeklisi. Çocukluğum ve gençliğimde çok ötekileştirildim. Bu bende takıntı yaptı. Bir türlü geçmek bilmedi. Anadolu Üniversitesi Açık Sosyal Bilimler mezunuyum. 1997 yılında beni tedavi altına aldılar. Bizi aptal olarak görüyorlar. Biz aptal değiliz. Normal ortamlara beni kabul etmiyorlar ben de derneğe geliyorum. Ben sosyalistim, iki siyasi partide faaliyet göstermek istedim ama kabul görmedim. Şizofreni deyince korkuyorlar, ötekileştiriyorlar. Tek beklentim var, yüksek lisansımı tamamlamak. Özel bir şirketten sigortalıyım. Felsefe ve tarih kitapları okuyorum.