Almanya'da 'İslam bize ait değildir' tartışması

CDU'nun 'İslam' güncellemesini eleştiren Almanya Müslümanlar Merkez Konseyi, CDU'yu bulanık sularda balık avlamaya çalışmakla' suçladı. SPD ve medyadan da eleştiri geldi.

Google Haberlere Abone ol

ALMANYA - Ana muhalefet Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi'nin (CDU) temel programına aldığı İslam ve Müslümanlar hakkında politikası yeniden gündeme geldi. CDU, yaklaşık iki ay önce açıklanan program taslağında yer alan ve eleştirilen İslam hakkında görüşlerini 'yumuşattığını' açıkladı.

CDU'nun ilk taslağında, “Değerlerimizi kabul eden Müslümanlar, Almanya'ya aittir” görüşü yer alıyordu. Bu görüş, “Değerlerimizi paylaşmayan ve özgürlükçü toplum düzenini kabul etmeyen İslam, Almanya'ya ait değildir” olarak değiştirildi. CDU'nun bu adımı da eleştirilere hedef oldu. Almanya Merkez Müslümanlar Konseyi, CDU'nun 'ülkede sadece bir dini topluluğu hedef aldığını ve olumsuz bir etiketleme yaptığını' savundu. SPD ve medyadan da CDU'nun güncellemesine eleştiri geldi. 

'CDU, BULANIK SULARDA BALIK AVLAMAYA ÇALIŞIYOR'

Almanya Müslümanlar Merkez Konseyi Başkanı Aiman Mazyek, aşırı sağdan oy toplama planına gönderme yaparak, CDU'yu yeniden 'bulanık sularda balık avlamaya çalışmakla' suçladı. RND haber sitesine konuşan Mazyek, şu görüşleri ifade etti: “Eğer programda anılacaksa bütün inançlar ve dini topluluklar anılmalıydı. Bu kabul edilebilirdi. Sadece bir dini topluluğu anıp ve olumsuzca damgalamak, ayrıştırıcıdır ve İslam karşıtlarına hizmet eder.”

Mazyek, CDU'nun ilk program taslağında yer alan görüşleri de Müslümanları dışladığı ve damgaladığı gerekçesiyle eleştirmişti.

Sosyal Demokrat Parti (SPD) Federal Meclis Grubu Başkan yardımcısı Dirk Wiese de CDU'nun İslam hakkında görüşlerini eleştirdi. Rheinische Post gazetesine konuşan Wiese, programın 'gelecek programı' olmadığını, 'puslu geçmişe yolculuk' olduğunu ileri sürdü. Böyle bir döneminde toplumun beraberliğinin çok önemli olduğunu vurgulayan Wiese, İslam konusunda CDU'yu 'önyargıların politikasını' gütmekle suçladı.

CDU federal millletvekili Thorsten Frei, İslam hakkında program taslağında yer alan görüşleri savundu, Siyasi İslam ile islamcılara sınır koymanın gerekli olduğunu söyledi. Frei, Siyasi İslam'ın batılı yaşam biçimini, din ile devletin ayrılmasını ve İsrail'in varlık hakkını reddettiğini ifade etti.

MEDYADAN DESTEK VE ELEŞTİRİ GELDİ

Deutschlandfunk radyosunda yer alan Katharine Hamberger, CDU'nun İslam hakkında görüşlerini 'yumuşatmasını' yeterli bulmadı, olası Türkiye kökenli CDU seçmenlerinin tepkilerini azaltma olarak niteledi. Programda İslam hakkında görüş belirtmeyi gereksiz bulan Hamberger, “Programda, 'Dinler anayasanın üzerinde değildir ve radikal görüşlere yer yoktur' cümlesi var. Bir dini öne çıkarmak yerine bu cümle yeterli olurdu” ifadelerini kullandı.

Berlin'de yayınlanan Tagesspiegel gazetesindeki yorumda Malte Lehmig, “CDU'nun bir İslam sorunu var” diyerek, “Kimin Almanya'ya ait olduğunu bir parti belirleyebilir mi?” sorusunu yöneltti. Ayrıca, “Müslümanlar yerine Yahudiler anılıp, 'Değerlerimizi kabul etmeyen Yahudiler, Almanya'ya ait değildir' cümlesi yazılabilir miydi?” dedi.

Die Welt gazetesinde Nikolaus Doll ise CDU'nun İslam hakkında görüş belirtmesinin ve bunu programına almasının 'doğru' olduğunu savundu. Bir kitle partisinin bunu yapması gerektiğini belirten Doll, SPD ve Yeşiller'in bu konuda çekingen davrandıklarını, alanı Almanya için Alternatif (AfD) partisine bıraktıklarını ileri sürdü. Temel programı hazırlayan kurulda eski CDU Başkanı ve Almanya Başbakanı Angela Merkel yandaşlarının, dışlayıcı olduğu gerekçesiyle karşı görüş bildirdiklerini de yazdı.

CDU'DA İSLAM TARTIŞMASI YENİ DEĞİL

2010 yılında iki Almanya'nın birleşmesinin 20. yılı dolayısıyla CDU'lu eski Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulf, “İslam da Almanya'ya ait” demişti. Bu görüşü muhafazakar kesimde sert eleştirilere uğramıştı. Eski Başbakan Angela Merkel ile eski CDU'lu Federal Meclis Başkanı Wolfgang Schäuble de aynı yönde görüş bildirmişlerdi. Friedrich Merz'in parti başkanlığına seçilmesinden bu yana CDU, AfD'ye giden seçmenlerini geri almak için daha çok sağa kaymaya başladı.