Akşener'den Soylu'ya yanıt: Boyun eğmek yerine stajyerliği tercih ederim

İYİ Parti lideri Meral Akşener, kendisine 'Stajyer bakan' diyen Süleyman Soylu'ya yanıt verdi: "Bu stajyer bakan, vesayet odaklarına kafa tuttu ama patronun önünde kafayı eğmedi."

Google Haberlere Abone ol

DUVAR- İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, KARAR TV yayınına katılıp gündemi değerlendirdi.  Cumhurbaşkanı adayı olup olmayacağı yönündeki soru üzerine "Türkiye'nin bu ucube sistemden kurtuluşunun önünde tıkaç olmayacağım" diyen Akşener, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun "Stajyer İçişleri Bakanı" sözlerine de şu yanıtı verdi: "Bu stajyer bakan vesayet odaklarına kafa tuttu."

Akşener'in açıklamalarından satır başları şöyle:

BOYUN EĞMEK YERİNE...: (İçişleri Süleyman Soylu'nun 'Stajyer Bakan' sözleri için) Bana stajyer bakan demiş ancak Gün Sazak da 6 ay Bakanlık yaptı, Gümrüklere getirdiği kanunları hala övüyoruz. Ben rahmetli Erbakan hocanın, bakanlığı döneminde İçişleri Bakanlığı yaptım. Biz, görevden alınmadık. Görevden düşürüldük. Bu stajyer bakan, vesayet odaklarına, hem de bir kısmının belinde silah varken kafa tuttu ama patronun önünde kafayı eğmedi. Boyun eğmek yerine böyle stajyerliği tercih ederim.

SEDAT PEKER'İN AÇIKLAMALARI: (Organize suç örgütü lideri Sedat Peker'in açıklamaları) Çok vahim. Rezalet. Herkes gibi ben de izledim. İkisini de izledim ama hayır bu rezalet. Bu iç içe geçmişlik. Hele kokain meselesi. İnsanların kavgalarının arka planını anlıyorsunuz, korkunç. Bir devletin derini, sığı olmaz be kardeşim. Devlet devlettir; kanundur, hukuktur, demokrasidir, kurumdur ve kurallardır.

Mesela Sayın Soylu'nun, o gargaraya geldi gitti. CHP'li milletvekillerine parmağını sallayarak dediği bir şey var. Bir savcının şu ana kadar harekete geçmemiş olması çok kötü. 

HUKUK YOK DEMEK BU: (İmamoğlu'na 'elleri bağlı' incelemesi) Bence 'suçlu ama soruşturma izni vermeyeceğim' demek çok vahim bir şey. Hukuk yok kanun yok demek bu. Tek adam rejiminin yatayda ve aşağıdaki davranış biçimi bu. Trajik bu durum, adaletin ortadan kalktığı böyle bir iktidar zihniyetiyle karşı karşıyayız. İşte bütün bunlar tek adam rejiminin Türkiye'yi getirdiği noktadır. Türbenin içine girdiğin zaman zaten dua edersiniz. Esas mesele şu Fatih Sultan Mehmet Han'a hepimiz saygı göstermek durumundayız. Bu başka bir şey. Ama türbe tekmelenmiyor, böyle bir şey yok. Türkiye'nin düştüğü bu durumlara yazıktır, günahtır.

100 MİLYARLIK PAKET NEREYE YÖNLENDİRİLDİ? Kapandık ne oldu? Çiftçinin elinde kalmış sebze meyve çürür oldu ve anlaşıldı ki açık hava pazarlarının açılması lazım ve ne oldu şimdi pazarlar açılıyor. Halbuki bu önceden düşünülse. Devlet dediğimiz şey kurumlar manzumesi, kurallar manzumesi. Bu kurumlardan bilgiler alınsa, STK'lardan bilgiler alınsa, dönülse muhalefetin de görüşleri alınsa ve bu kapanma eylem planı hesaplı kitaplı şekilde ilan edilmiş olsa biz bunları yaşamazdık. Hiç direkt yardım yapılmadı. Bir de ekonomiyi yönetmek de bir zihniyet meselesi, bu kaynak ayırma meselesi de tercihle alakalı bir şey. Mesela, 100 milyar liralık paket açtılar nereye yönlendirildi?

128 MİLYAR DOLAR ÇARÇUR EDİLDİ: Bina stoklarına yönlendirildi, büyük çoğunluğu ucuz kredi haline döndürüldü, bina stoklarının eritilmesi dışında dolar alındı. Sonra dolar patladı. Zaten çok acayip bir şey var. 'Faiz sebep, enflasyon sonuçtur.' Ben böyle ekonomi kuramını duymadım. Duyanlar varsa, Nobel ödüllük bir durum. Şimdi ne oldu zıpladı, onu düşürmek için MB Başkanı faizi arttırdı, o gitti ikinci Başkan faizi indirdi gene gitti, şimdiki durumu aynı tutmaya çalışıyor. Eminim o da aynı tutmaya çalıştığı için yakın zamanda gider. Sayın Erdoğan'ın 'Faiz sebep, enflasyon sonuç' meşhur iddiası neticesinde 128 milyar dolar çarçur edildi.

YOKLUK VAR, AÇLIK VAR: Hatırlayın bir yazar kasa atılmıştı ve o insan da tutuklanmamıştı. Yani ekonomi o zaman da zordaydı. Zorluk sebebiyle Başbakanın önüne yazar kasa attı bir arkadaş. Derdini dile getirdi. 'Niye attın, vay hain, vatan haini, Fetöcü' denmedi. Bu ne biliyor musunuz? Yokluk var yokluk. Açlık var açlık. Geziyorum ben, esnaf saat 4'te siftah yapmadığını söylüyor.

Esnaf o kadar önemli ki.  Böyle bir sistemin içinde çocuğuna bakacak, oğlunun, kızının yüzüne bakacak. Tablet yok tablet, bir evde bir televizyonla bir şeye bağlanıyor çocuklar o evlerin çoğunda internet yeterli değil. Ve siz dönüyorsunuz akşam eve bir şey götüremezseniz, siz babasınız ya. Normal şartlarda protesto etmesi lazım. Protestoyu etiği takdirde bir giriyor hapishaneye çıkamıyor. İntihardan başka çare mi var?

UCUBE SİSTEMİN ÖNÜNDE TIKAÇ OLMAYACAĞIM: Ukrayna'ya gitmiş Vietnam'a gitmiş gençlerimiz var, burada rahatız diyorlar. Dünün Romanya'sı dünün Bulgaristan'ı bizi geçmiş durumda. Hem demokrasi hem refah anlamında bizi geçmiş durumda. Orada yaşayan buranın iyi tahsilli gençleri var. Dönün bakın. Bu ülkenin Başbakanlık müsteşarı, Telekom'un Yönetim Kurulu üyesi oldu. İddiaya göre yıllık 1 buçuk milyon dolar için. Olmaz. Ciddiyet nerede, hukuk nerede, kural nerede, kurum nerede, ayıptır ya günahtır.

Ben Türkiye'nin bu ucube sistemden kurtuluşunun önünde tıkaç olmayacağım, o kurtuluşu zora sokacak toz zerresi kadar bir davranış içine girmeyeceğim.

Erken seçim bekliyordum da öngörüm çıkmadı. Bir bilgiye dayanmayan öngörüde bulunmuştum. Genellikle kendi arkadaşlarımla ya da diğer siyasi partilerden insanlarla bir araya geldiğimde, onlara soruyorum. Kasım gibi bekliyorlar ama ben bunun için bir şey diyemeyeceğim. Sahada seçim talebi var. İki şey isteniyor benden, birincisi 'sesimiz olun' diyorlar ikincisi 'seçimi getirin.' Ama AK Parti'nin hem teşkilatları, hem yöneticileri, hem milletvekilleri, o kadar vatandaştan korkmuş ki gidemiyorlar, dolaşmıyorlar.

HDP AYRI GİRMELİ: Ben her adımda her şeyi şeffaflaştırarak gidiyorum. Ben seçildiğim günden itibaren her şeyi çok şeffaf götürmeye stratejik olarak önem veriyorum. Bizim seçmen açısından yapmamız gereken şey bu bütünlüğü çoğaltarak devam etmek. Üçüncü bir ittifakı doğru bulmuyorum.

Ben onlar adına konuşmaktan çekiniyorum, nezaketen. Nazik ve zarif olmaya gayret etmeliyiz o saklı kalmak kaydı ile hem Gelecek Partisi'nin hem DEVA'nın Hem Saadet Partisi'nin hem CHP'nin birlikte bir sistemde yer alması gerektiğine inanıyorum. HDP ayrı girmeli benim kendi fikrim. Parlamenter sisteme geçinceye kadar farklılıklarımızı muhafaza edip müştereklerimizi öne çıkarıp hareket etmemiz gerekir.

'SÖZDE HDP AMA KÜRTLERE HAKARET EDİLİYOR'

HDP ÜZERİNDEN KÜRTLERE ÇİÇEK ATTIĞIM ANLAŞILMIŞ: İktidar partisi de dahil olmak üzere her bir siyasetçi grubu benim cumhurbaşkanı adayı olabilmek için öldüğüm gibi bir kanaate varmışlar. Bu önerme üzerinden ben Kürtlerle ilgili vicdanlı davranmaya gayret ettim ama bu ne anlaşılmış biliyor musunuz, HDP üzerinden Kürtlere çiçek attığım anlaşılmış. Ben dedim ki, Cumhurbaşkanlığı için partimle beni karşı karşıya getirmek için HDP’ye hakaret ediliyor, sözde HDP ama Kürtlere hakaret ediliyor. Kürtlerin bu devletin yanında yer alıp PKK’nın karşısında yer aldıklarını ben biliyorum. O insanların şehitleri var, gazileri var, seçim kazanmak için bu hakaretlerle karşı karşıya kalmamaları için ben uyarıyorum. Bizim 29 arkadaşımızı Yeni Şafak gazetesi manşet etti, günah, ayıp. Güneydoğuda şehit vermiş insanlar var o insanlara biz borçluyuz. Toptancı genelleyici bir dili kınadığımı ifade etmek istedim.

MHP'NİN ANAYASA TEKLİFİNE CEVAP: Sayın Bahçeli'nin durup dururken partili Cumhurbaşkanlığına götürme meselesi ve 2017'de bütün o partili Cumhurbaşkanlığı konusuna muhalif olan her bireyin söylediği bütün arızalı ve problemli konuların tamamı gerçekleşti. Bir sistem tasarımı yaptık, yani hukukun metnin üzerine giydirileceği bir sistem tasarımı. Bu parlamenter sisteme geçişle ilgili kurumlar itibarsız hale getirildiği için vs. biz bu kurumların tasarımını yaptık. Biz bunu önce kendi partimizden yoğurduk. Önce bir taslak metin oldu. Onu bütün arkadaşlarımız yeniden yoğurdu. Bir noktaya getirdik. Ben grup konuşmamda bunu açıklayacağım ama bu bir Allah'ın emri değil. Bu bir yol haritası.

Sayın Bahçeli kendi başına hazırladı, arkadaşlarına talimat verdi, öyle bir şey çıkarıldı mı, yoksa tam tersine, tam metin görüldüğünde herkesi düzeltme konusunda ikna edip, sonra bambaşka bir şeyle mi karşılaşırız, bu da benim geçmişe dayalı soru işaretimdir. Ama bu bizim o masaya düzeltme konusu olarak oturmayacağımızın...

Anayasa Mahkemesi kanunların hukuka uygun olup olmadığını takip eden bir mahkemedir. Sayın Bahçeli Anayasa Mahkemelerinin yöneticilerine kızabilirsiniz ama kurumsal olarak ateş ettiğinizde o zaman siz kanunların uygulanmasına riyaset eden bir makama karşısınız demektir, o zaman sizin kanunlarla derdiniz var demektir.

İNŞALLAH ESAD'LA GÖRÜŞÜLMÜŞTÜR: Hükümetin Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile görüştüğüne dair bir duyum aldım. 'İnşallah doğrudur' diye dua ettim. (HABER MERKEZİ)