Ahmet Tulgar: Tek emelim ölmeden önce birkaç kitap daha yazmak

Ahmet Tulgar, bu yılın başında yaptığı bir söyleşide "Ahmet Tulgar hakkında ne dersiniz?" sorusunu "Tek emeli ölmeden önce birkaç kitap daha yazmak olan biri" diye yanıtlamıştı.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Ahmet Tulgar, 6 Ocak'ta mahaleedebiyat.com'dan Yasemin Seven Erangin'in sorularını yanıtlamıştı.

Tulgar, edebiyat ağırlıklı 5 soruya şöyle yanıt vermişti:

Yazarlık hayali kuranlara veya genç yazarlara tavsiyelerinizi sorsak, ne dersiniz?

Bir insanı, kişilik ve karakter özellikleri ile içinde yaşadığı koşulların etkileşimi edebiyata yönlendirir ve hayalden önce kararları gelir bence. İşte bu kararı verirken, yazı masalarından kalkıp gündelik hayata karıştıklarında işlerini yarım bırakmış olmanın huzursuzluğunu hissetmeye, ömürlerinin büyük kısmını tatminsiz ve yalnız geçirmeye, dahası her yerde yalnız olmayı özlemeye, zoraki gittikleri işyerlerinde mesai bitene kadar gizli gizli notlar tutmaya ve rekabetin en hırçınının sürdüğü bir ortam olan edebiyat çevrelerinde övgü ve dayanışma beklemeden devam etmeye hazır olup olmadıklarını düşünmelerini tavsiye ederim onlara.

Tek kitapla silinip gidenlere ve ne olursa olsun yazmaya devam eden ama yayınevleri tarafından reddedilenlere ne dersiniz?

Bir kez daha ama bu defa bol aforizmalı ve pseudo-filozofik konuşan aşırı duyarlı ya da aşırı öfkeli kahramanların ya da poze, takınılmış bir duyarlılıkla kanaya kanaya dökülen bir anlatıcının olduğu bir metin yazıp göndersinler yayınevine. Piyasada bu tarza talep çok.

Türkiye edebiyatının geniş bir kesimi, Almanca’da hem ‘nesnel karşılığı olmak’ hem de ‘düzyazınsal’ anlamına gelen, hatta ‘süslemesiz’ için de kullanılan ‘sachlich’ tanımına uyan düzyazının epey uzağında duruyor hâlâ.

Toplumlar bilimden uzaklaştıkça düzyazıdan da uzaklaşır. Türkçe düzyazının giderek daha da şairaneleşmesinin, yine Almanca edebiyattan bir sıfatla ‘blumig’ yani aşırı süslü metinlerin bir kez daha çoğalmasının sebebinin de bu olduğunu düşünüyorum.

Ahmet Tulgar hakkında ne dersiniz?

Otuz beş senedir yazarak yaşayan, hayattaki tek iddiası edebiyat ve gazetecilik, tek emeli de ölmeden birkaç kitap daha yazmak olan, köpeği ile evine çekilmiş, arada da dostlarıyla kısa görüşmeler yapan biriyim.

Sponsor bulamayan ama iyi yazarları -no name- bünyesinde bulundurmasına rağmen matbuya geçemeyen dergicilere ne dersiniz?

Ben kağıt baskı severim. Ama dijital dergilerin de çok önemli bir işlevi olduğunu düşünüyorum ve bazılarının çok iyi işler yaptığını, yayımladığını görüyorum.

Yeniden hayat güzel olur mu, ne dersiniz?

Hayat güzel, çok güzel. Milyarca yıllık fiziksel, kimyasal, biyolojik evrimin ürünleriyiz biz canlılar. Modern insan türünün evrimdeki bu güzelliğe layık bir toplumsal yaşam kuramamış olmasıdır acı olan. İnsan türü kendisiyle birlikte bu gezegendeki bütün canlılığı ölüme sürüklediği toplu intiharından vazgeçerse hayatın hareketliliğindeki güzelliğin de farkına varacaktır. (HABER MERKEZİ)