'Hukuksuzluk seçimi ne kadar etkiler?'

Karar gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren'e göre, ekonomik açılımların seçimlere etkileri tartışılırken, hukuksuzluk ve adaletsizlik de iktidarı zorlayacak.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR- Seçimler yaklaşırken, adayların ve partilerin seçmene ne vaad edecekleri, propagandalarını hangi temeller üzerine kuracakları da tartışılıyor. İktidarın asgari ücret, EYT gibi ekonomik çıkışlarının yanı sıra toplu konut açılımları da birer seçim yatırımı olarak değerlendiriliyor.

Karar yazarı Ahmet Taşgetiren'e göre, ekonomik açılımlar seçmeni rahatlatsa da başka alanlardaki sıkıntılar sandık başında iktidarı zorlayabilir. Taşgetiren, hukuksuzluk ve adaletsizliğin sandığa nasıl yansıyacağının da önemli bir tartışma konusu olduğunu belirtiyor. Vural Avar'ın cezaevinde hayatını kaybetmesinin cezaevlerindeki hastaların durumunu gündeme getirdiğini ifade eden Taşgetiren, "Eminim konuya duyarlı her yazarın ya da Ömer Faruk Gergerlioğlu gibi her duyarlı milletvekilinin çekmecesinde onlarca cezaevi mektubu vardır. Bu insanların ahı, yakınlarının ahı hiç etki etmez mi seçime?" diye yazdı. 

Taşgetiren Sinan Ateş cinayetindeki hukuksuzluklara değindi, Anayasa Mahkemesi'nin bir yerel mahkemenin "FETÖ dosyası" kararını bozmasının yaratacağı hukuksal ve siyasi sonuçları şöyle değerlendirdi

"Şu Sinan Ateş cinayetinin bir yerinde de o mesele gelip gündeme oturuyor: Bakın içinizdeki düşüncelere, bu işin örtbas edilebileceği gibi bir kaygı depreşmiyor mu? Bahçeli, derin derin susuyorsa bir bildiği var denmedi mi? Bahçeli’nin duruşunun iktidarı bir biçimde etkilediğini dünya alem bilmiyor mu? O milletvekili, evine sığınan tetikçiyi polise vermemek için 'Siz gidin sahibiniz gelsin' derken nerden cesaret alıyor? 'Polis bu defa farklı çalışıyor' derken, siyasetçilerin mafyacılarla birlikte sergilenen çarpık fotoğrafları arasında bir umut arayışında değil miyiz? Maktulün eşi 'Devletimiz büyüktür' derken, aslında ve zımnen, kamuoyundaki kaygıları dindirme çabasında gözükmüyor mu?

(...)

Anayasa Mahkemesi’nin bir kararı yansıdı medyaya. Şu başlıkla: “Sohbetlere katılma ve sendika üyeliği örgüt üyeliği olmaz.” Bu, bir FETÖ dosyası. Uşak 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi, önce açığa alınan B.C.Ş isimli öğretmeni, 2017’de, FETÖ ile iltisaklılık suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırmış, sanığın temyiz talebi de reddedilmiş.

Kararın 2019’da kesinleşmesinin ardından B.C.Ş., Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunmuş. Dosya üzerindeki incelemesini tamamlayan AYM, ilk derece mahkemesinin verdiği kararla, suç ve cezaların kanuniliği ilkesinin, özel hayata saygı ve sendika hakkının ihlal edildiğine oy birliğiyle karar veriyor.

AYM kararı, detaylıca incelendiğinde görülüyor ki, bugüne kadar FETÖ ile bağlantılı belki binlerce karar havada kalıyor.

(...)

Cezaevlerinde 'terör örgütüyle iltisak – irtibat' gerekçesiyle mahkum edilmiş her meslekten binlerce insan var. Anneler, babalar…. Bunların büyük çoğunluğunun AYM’nin de tespit ettiği gibi terör örgütünden habersiz, dini bir cemaat hüviyetiyle bu yapı ile bağlantılı olduğunu, iktidar dahil herkesin bildiğinden eminim. Onun için “altı ibadet, ortası ticaret” gibi bir tasnif yapılmış, 'ihanet' sadece bir katman olarak nitelenmişti. Sonra darbe oldu ve apayrı bir hukuk gelişti. O hukuk, Türkiye’yi bambaşka bir sürece taşıdı. Cezaevleri sesleri AYM’ye ulaşsa suçsuzlukları ortaya çıkacak insanlarla doldu.

Ne dersiniz, bu durum seçimi etkiler mi?"