Adıgüzel: 8 ayda toplanan Dijital Hizmet Vergisi 951 milyon lira

CHP Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel, son sekiz ayda Dijital Hizmet Vergisi kapsamında 951 milyon TL vergi toplandığını açıkladı. Adıgüzel, iktidarın hayata geçirdiği düzenlemelerle temel kaygısının vergi toplamak olmadığını, sosyal medyayı kendi kontrolü altına almak olduğunu ifade etti.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - CHP Bilgi ve İletişim Teknolojilerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Onursal Adıgüzel, 2019 Mart’ta yürürlüğe giren Dijital Hizmet Vergisi kapsamında geride kalan 8 ayda 951 milyon TL vergi toplandığını açıkladı.
CHP’li Adıgüzel’in Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerine dayanarak yaptığı açıklamasına göre, nisan ayında 67 milyon 627 bin, mayıs ayında 73 milyon 144 bin, haziran ayında 169 milyon 502 bin, temmuz ayında 105 milyon 529 bin, ağustos ayında 137 milyon 832 bin, eylül ayında 102 milyon 11 bin TL, ekim ayında 144 milyon 191 bin TL ve kasım ayında 152 milyon 11 bin TL Dijital Hizmet Vergisi toplandı.

‘DİJİTAL PLATFORMLARIN VERGİ ÖDEMEYLE İLGİLİ BİR İTİRAZLARI YOK’

İktidarın sosyal medya düzenlemesinin sonucu olarak bir taraftan sosyal medya platformlarına cezai işlem uygularken diğer taraftan da dijital hizmet sunan platformlardan vergi topladığını belirten Adıgüzel, “Olması gereken de bu verginin toplanmasıdır” dedi.
Dijital Hizmet Vergisi'nin son yıllarda birçok ülke tarafından kabul gördüğünü, bu konuda uluslararası bir mevzuatın oluşturulmasına yönelik çalışmalar yapıldığını belirten Adıgüzel “Fransa, İngiltere gibi ülkeler dijital hizmetleri vergilendirmeye başlayan ülkelerin başında geliyor. Türkiye de bu konuda adım atan ülkelerin başında. Örneğin bizde uygulanan Dijital Hizmet Vergisi oranı, diğer ülkelere kıyasla da hayli yüksek. Bu oran Fransa’da yüzde 3, İngiltere’de yüzde 2, Türkiye’de ise yüzde 7,5. Ancak burada sorgulanması gereken asıl konu, hatırlanacağı üzere iktidarın sosyal medya düzenlemesini meşrulaştırmak için başvurduğu dayanaklardan biri dijital platformların vergi vermemesiydi. Ama görülüyor ki dijital platformların vergi ödemeyle ilgili bir itirazları yok” ifadelerini kullandı.

‘EVDEKİ HESAP ÇARŞIYA UYMADI’

İktidarın hayata geçirdiği düzenlemelerle temel kaygısının vergi toplamak olmadığını, sosyal medyayı kendi kontrolü altına almak olduğunu ifade eden Adıgüzel, “Twitter’ın, Facebook’un temsilci atamamasının asıl sebebi de Türkiye’de ifade ve basın özgürlüğünün olmaması, temsilci atadıkları takdirde karşı karşıya kalacakları baskı mekanizmasıdır. Ana akım medyanın içler acısı hali ortada. Bir bakanın istifasını bile duyuramıyorlar. Ülkede bakan istifa açıklamasını Instagram’dan yayınlıyor, sosyal medya kullanmayan vatandaşın istifadan saatlerce haberi bile olmuyor. Çünkü yandaş basın böylesi önemli bir istifayı haberleştirmeye cesaret dahi edemiyor. Öte yandan, gelinen noktada ben iktidarın bu düzenlemenin gidişatına ilişkin bir öngörü sahibi olduğunu zannetmiyorum. İktidar sopa göstererek sosyal medya platformlarını sindirip kontrol altına alacağını sandı. Ama evdeki hesap çarşıya uymadı. Facebook, Twitter gibi platformlar bugüne kadar temsilci atamadı. Yalnızca Youtube temsilci atayacağını açıkladı” dedi.

‘YASAKLARLA KENDİ ESNAFIMIZA CEZA KESİYORUZ’

Türkiye’de temsilcilik açmayan sosyal medya platformlarının her birine bugüne dek 40 milyon lira ceza kesildiğini, sırada reklam yasağının olduğunu ifade eden Adıgüzel sözlerini şöyle sürdürdü:
“Geldiğimiz noktada reklam yasakları kapıda. Sosyal medya platformları temsilci atamadığı takdirde, ocak ayı içerisinde Türkiye’deki şirketlerin bu platformlara reklam vermesi yasaklanabilecek. Sosyal medya platformları bugün özellikle küçük ekonomik aktörler için önemli birer pazar konumunda. Yapılan çalışmalarda Türkiye'deki şirketlerin, yalnızca 2020'nin ilk yarısında online reklam için 3,5 milyar TL (450 milyon dolar) harcama yaptığı, bu harcama içinde sosyal medya platformlarına verilen reklamların payının ise yüzde 55 olduğu ifade ediliyor. Bu yasaklar ile kendi vatandaşımıza, esnafımıza, KOBİ’lerimize ceza kesiyoruz. Zaten pandemiden dolayı zor durumda olan ve e-ticaretle ayakta durmaya çalışan işletmeler, reklam yasağı ile daha da zor duruma düşecekler. Sosyal medyaya reklam yasağı ile sadece kendi KOBİ’lerimizin, işletmelerimizin önünü keseriz.”