ABD-Japonya-G. Kore üçlü işbirliği mekanizması

ABD, Japonya ve Güney Kore Çin’e karşı bir blok oluşturdular. Camp David üç liderin ilk kez bağımsız olarak buluştukları ve geniş bir işbirliği mekanizması için mutabakat sağladıkları zirve oldu.

Google Haberlere Abone ol

Geçtiğimiz Cuma günü ABD, Japonya ve Güney Kore liderleri, ABD Başkanlarının önemli toplantılar için kullandıkları ünlü Camp David yerleşkesinde Biden’ın daveti üzerine bir araya gelerek üçlü bir güvenlik ve işbirliği mekanizması kurduklarını dosta düşmana ilan ettiler. Mısır-İsrail ve Mısır-Filistin (FKÖ) uzlaşmalarından sonra, Camp David, ABD’nin yeni bir diplomasi hamlesine daha sahne oldu. Bunun yaşayıp yaşamayacağını ve ABD açısından bir başarı olup olmadığını ancak zaman gösterecek.

ABD her ne kadar açık açık kabul etmese de, yükselen Çin’i Hint-Pasifik bölgesinde müttefikleriyle çevrelemeye çalışıyor. Bu kez Japonya ve Güney Kore’yi ortak bir mekanizma içinde buluşturarak, Quad ve AUKUS’tan sonra zincire çok önemli yeni bir halka daha eklemeyi başardı. Çin’in yanı sıra hedefte Kuzey Kore ve Rusya da var.

ABD Başkanı Joe Biden, Japonya Başbakanı Fumio Kishida ve Güney Kore Cumhurbaşkanı Yoon Seuk-yeol tarafından Camp David’de ortak bildiriyle ilan edilen üçlü işbirliğinin ekonomik, teknolojik, çevre boyutları da var. Ancak mekanizmanın en önemli boyutu güvenlik ve askeri işbirliği alanında.

JAPONYA GÜNEY KORE UZLAŞISI YOON İKTİDARINDAN SONRA SAĞLANDI

ABD’nin Japonya ve Güney Kore ile ikili düzeyde ayrı ayrı ittifak ilişkileri mevcut olmasına rağmen bu üç devlet, Dışişleri ve Savunma Bakanlarının istişare toplantıları dışında hiçbir zaman üçlü bir işbirliği yapılanması içinde yer almamışlardı. Bunun başlıca nedeni Kore’nin 1905-1945 yılları arasındaki işgal döneminde ve İkinci Dünya Savaşı’nda Japonya’dan gördüğü zulüm ve baskılar karşısında Japonya’nın samimi şekilde özür dilememesi. Özellikle Japonya’nın cephede savaşan askerlerine moral vermek için ikiyüz bin Koreli genç kadını fahişeliğe zorlamasını (comfort women) Koreliler hiç unutamıyorlar. Güney Kore’nin Japonya ve ABD ile üçlü bir güvenlik manzumesinin içine girmekteki isteksizliğinin bir nedeni de Çin’in hışmını üzerine çekme kaygısıydı. Güney Kore hem ekonomik sebeplerle, hem de Çin’in Kuzey Kore üzerindeki nüfuzu nedeniyle, Çin’i karşısına almak istemiyordu.

Güney Kore’nin tavrı, Mart 2022’de iktidara gelen merkez sağ görüşlü Yoon Seuk-yeol’la beraber Japonya ve ABD’nin de olumlu tavırları sayesinde değişmeye başladı. Bir önceki liberal demokrat Cumhurbaşkanı Moon Jae-in Kuzey Kore ve Çin ile işbirliği yaparak yarımadadaki güvenlik sorunlarına çözüm ararken, Yoon her iki ülkeye karşı ABD ile işbirliğini arttırarak daha şahin tavırlar sergiledi. Bu çerçevede Trump zamanında durdurulan ABD ile ortak askeri tatbikatlar yeniden başladı. Yoon bu yılın başlarında ABD’yi Kuzey Kore’den gelen tehdit nedeniyle ortak bir nükleer danışma mekanizması kurmaya ikna etti. Yoon iktidara geldikten sonra, Güney Kore-Japonya ilişkilerindeki soğukluğun yerini işbirliği ve diyalog aldı. Yoon ve Kishida’nın bu yıl karşılıklı olarak birbirlerine yaptıkları ziyaretler iki ülke arasındaki buzların çözülmesini sağladı.

CAMP DAVİD RUHU

ABD ve Japonya ile Güney Kore liderleri arasındaki üçlü işbirliğinin ilk adımı Kasım 2022’de ASEAN Kamboçya Zirvesi’nde atıldı. Haziran’da Hiroşima’da yapılan G-7 Zirvesi’nde üç lider yeniden buluştuklarında Güney Kore-Japonya ilişkilerinde önemli mesafeler alınmıştı. Ancak Camp David’e kadar, liderler hep başka zirvelerin kıyısında bir araya geldiler. Camp David üç liderin ilk kez bağımsız olarak buluştukları ve aralarında geniş bir işbirliği mekanizması kurmak için mutabakat sağladıkları zirve niteliği taşıyor.

“Camp David Ruhu” başlığını taşıyan üçlü zirve bildirisinde Çin’in ismen zikredilerek Güney Çin Denizi’nde hukuksuz ve saldırgan eylemlerde bulunmakla suçlanması, Hint-Pasifik Bölgesi’nde tek taraflı girişimlerle statükonun bozulmasına karşı çıkılması, Tayvan Boğazı’nda barış ve istikrarın uluslararası güvenliğin ayrılmaz bir parçası olduğunun belirtilmesi ve kurulan ortaklığın sadece üç ülkenin halkları için değil tüm “Hint-Pasifik Bölgesi” (kendilerine ait Kuzey Pasifik veya Asya-Pasifik değil, daha geniş bir bölge) için olduğunun vurgulanması dikkat çekiyor. ABD, Japonya ve Güney Kore’nin Çin’e karşı bir blok oluşturdukları kuşkusuz. Bunun Çin’i çok rahatsız edeceğinden kuşku yok. Nitekim Çin’den gelen ilk açıklamalar da bunu teyid ediyor.

ASEAN ODAKLI İŞBİRLİĞİ

Üçlü zirve bildirisi hakkında verilen haberlerde kurulan mekanizmanın ASEAN odaklı olduğunun ifade edilmesine yeterince dikkat çekilmemesi ancak bir gazetecilik zaafı olarak değerlendirilebilir. Hint-Pasifik bölgesinde 10 ülkeden oluşan ASEAN ülkeleri Çin’in çevrelenmesi politikasında tam anlamıyla “eksik halka” niteliği taşıyor. Aralarında Laos, Kamboçya ve Myanmar gibi Çin muhibi ülkeler olduğu gibi, Vietnam ve Endonezya gibi tarafsız ülkeler de var. Singapur, Malezya, Tayland ve Brunei daha Batı yanlısı tutum izliyorlar, ancak Çin’e karşı bunların tavır almasını beklememek lazım. Bir de topraklarını askeri üs için ABD’ye açan Filipinler mevcut. Bunların bir kısmı Çin’in Güney Çin Denizi’ndeki eylemlerinden zarar görüyorlar, hatta Filipinler ve Vietnam gibileri saldırıya uğruyor. Filipinler Çin’i Lahey’de Uluslararası Tahkim Mahkemesi’ne şikayet etti ve mahkemeden Çin’in egemenlik iddialarının hukuken geçersiz olduğu hakkında karar da çıkardı. Ama Çin’in aldırdığı yok. Yayılma ve baskı politikasından geri adım atmıyor.

Gerek ABD, gerek Çin, ASEAN ülkelerini yanına çekmek için elinden geleni yapacaktır. Kuşak ve Yol (BRI) projeleri ve ikili ticaret Çin’in kozuyken, ABD güvenlik kartını masaya sürüyor. Camp David Bildirisi ABD’nin yanına Japonya’yı ve Güney Kore’yi de alarak bunu açık açık ilan etmesi bakımından ilginç durum yaratıyor. Bundan sonra ASEAN ülkeleri üzerinde her iki taraf arasındaki rekabet artacak.

KUZEY KORE VE RUSYA

Ortak bildiride Kuzey Kore ve Rusya da ağır suçlamalarla eleştiriliyor. Kuzey Kore nükleer silah ve füzelerle Kore Yarımadası ve ötesinde barış ve güvenliğe ağır bir tehdit oluşturmakla suçlanıyor ve bu ülkenin nükleer silahlardan arındırılması çağrısı yapılıyor. Bu çağrının esas muhatapları BMGK kararlarının uygulanması konusunda üzerlerine düşenleri gereğince yapmayan BMGK daimi üyeleri Çin ve Rusya.

Bildiride Kuzey Kore’den kaynaklanan füze atışları gibi siber saldırılara karşı da işbirliğinin geliştirileceği vurgulanmış. Siber saldırılara karşı sanal alemde tedbir almak, hatta karşı saldırıda bulunmak nisbeten kolay. ABD, Japonya ve Güney Kore’nin bu konuda yeterince birikimi var. Mesele Kuzey Kore’nin füze atışlarına gelince daha hassaslaşıyor. Bildiride Kuzey Kore füze atışlarını gerçek zamanlı olarak takip etmek için kurulan uyarı sisteminin yıl sonunda operasyonel hale getirileceğinden söz ediliyor. Japonya Savunma Bakanı geçenlerde Japonya’nın egemenlik alanlarını ihlal eden Kuzey Kore füzelerinin düşürüleceğini açıklamıştı. Şimdiye kadar Japonya bu tür Kuzey Kore füzelerine, muhtemelen yeterli uyarı süresine sahip olmadığı için, müdahale edememişti. ABD’nin Çin balonunu hava sahasını ihlal ettiği gerekçesiyle düşürdüğü hatırlanırsa, Japonya’nın da Kuzey Kore füzesini ABD’den gelen uydu istihbaratına dayanarak düşürmesinin ihtimal dahilinde olduğunu düşünebiliriz. Böyle bir durum üçlü grubun Kuzey Kore ve belki de Çin’le tehlikeli bir şekilde karşı karşıya gelmesine neden olabilir.

NATO HİNT-PASİFİK BÖLGESİYLE DAHA YAKINDAN İLGİLENİYOR, ÇİN KAYGILI

Üçlü bildiride Rusya ağır ifadelerle Ukrayna’da saldırgan taraf olmakla suçlanıyor ve uluslararası toplum üyelerine Rus enerji kaynaklarına olan bağımlılıklarını azaltma çağrısında bulunuluyor. Burada muhatap Çin ve Quad üyesi Hindistan. Çin’i bir yana bırakırsak, Hindistan Rusya’yı Ukrayna konusunda eleştirmezken ondan önemli miktarlarda yakıt alımına devam ediyor. Oysa Japonya ve Güney Kore baştan itibaren Ukrayna konusunda ABD ve NATO ile aynı tavırda oldular. NATO ise artan Çin kaygısı nedeniyle Hint-Pasifik bölgesiyle daha yakından ilgilenme kararı aldı. Çin’in üçlü mekanizmayı ve Quad ile AUKUS’u ABD’nin Pasifikte NATO kurma çabası olarak görmesi boşuna değil.

ÜÇLÜ MEKANİZMANIN YAŞAYIP YAŞAMAYACAĞINI ZAMAN GÖSTERECEK

Üçlü mekanizmanın ekonomik, mali, teknolojik boyutları da var. Mali ve ekonomik konulardaki işbirliğinin yanı sıra Çin’e AI, yeni nesil çipler, araba bataryaları gibi hassas teknolojilerin satılmaması öngörülüyor. Bu sebeple Devlet ve Hükümet Başkanları ve Dışişleri ile Savunma Bakanlarının yanı sıra, Maliye, Sanayi ve Teknoloji Bakanları da her yıl an az bir kez bir araya gelip ortak politikalar oluşturacaklar. Bu kapsamda bir mekanizmanın, imzacı liderlerin iktidarlarından sonra yaşayabilmesi ancak zaman içinde görülecek. Bu zincirin en zayıf halkası Güney Kore. Çin’le ilişkileri ABD ve Japonya’ya nazaran çok daha hassas olan Güney Kore’nin liberal demokrat bir iktidar altında Yoon’un mirasını sahiplenmesi zor görünüyor.