9'uncu Duhok Uluslararası Film Festivali sona eriyor: Bir festival nasıl sadece bir festival değildir?

'Göç' temalı 9. Duhok Uluslararası Film Festivali’nde toplamda 98 film izleyicilerle buluştu. Festival, yarın düzenlenecek ödül töreni ile sona erecek.

Google Haberlere Abone ol

Seher S. Aras

Hayatımda ilk kez, seyircilerin tamamının Kürtçe konuştuğu (Kürtçe bildiği değil) ve yine senaryolarının tamamının Kürtçe yazılıp oynandığı üç filmi, aynı gün üst üste kalabalık seyirci kitlesiyle birlikte izledim. İlk film hariç, diğer iki filmde sinema salonunda oturacak yer kalmamıştı. Çoğunlukla genç olan izleyici kitlesi salonları dolduruyordu. 

Bütün bunlara Kürdistan Bölgesi’nin ikinci büyük şehri olan Duhok’ta, 9. Uluslararası Film Festivali’nin gerçekleşmesi dolayısıyla tanık oldum. Kanımca Duhok, Kurmanci konuşan Kürtlerin, kendilerini “normal” hissedebilecekleri bir yer olabilir. Devletleşememenin sızısını yaşayan karamsar Kürtler, Duhok’a giderek sızılarını bir süreliğine dindirebilirler. 

Yazının konusu festival ama Kürtçe’yi içeren herhangi bir durum, bu sanat alanı dahi olsa kaçınılmaz bir şekilde Kürtlerin kimlik sorununa ve bu kimlik sorununu odağına alan tatmin edilmemiş etnik arzular ile bu arzuların dinmeyen şiddetine gelip dayanıyor. Bu nedenle herhangi bir yerdeki Kürtçe filmlerin gösterildiği bir festival, sadece bir “festival” değildir. Başka ülkelerde olağan olan ve bir yazı konusu olması abes kaçacak olan bir durum, biz Kurmancca konuşan Kürtler için mucizevi etki yaratıyor, var olduğumuzu hissettiriyor. İşte o üç filmi izlerken bunu duyumsadım. Ve yalnız da değildim o hissi duyumsarken, salondaki kolektif hissiyatın bir parçasıydım. Bence hepimizin kalbi gurur ve acıyla atıyordu.

Festivalde izlediğim en iyi film olan, Rojavalı usta yönetmen Mano Xelîl’in (Mano Khalil) “Neighbours- Cîran”ını izlerken ara ara alkış alan sahneler bu kolektif duyguyu doğruluyordu. Erivan Radyosu’da çalan şarkı, dedelerimizin ya da anne ve babalarımızın hepimize aynı anıyı yaşattığını gösteriyordu. Tel örgülü sınırların önünde ya da arkasında kalan, toprakları bölünmüş Kürtlerin kalplerinin devletsiz de olsa aynı şarkıda birleşebildiğini gösteriyordu o sahnenin aldığı güçlü alkış.

Türkiye-Suriye sınırının Rojava tarafında geçen geçen filmde, kahramanlar Kurmanci (Kürtçe’nin ana lehçesi) ve Arapça konuşuyor. Ve o köyde yaşayan Kürtler de kendileri için “Kurmanc” diyor. Yönetmenin filmde halkın diline sadık kalmasını sevdim. Şimdiye kadar uluslararası film festivallerinde 57 ödül alan film, çeşitli durumlara politik mesajlar giydirme çabasına girmeden, yaşananları sade bir yansımayla geçekleştirebildiği için çok başarılı.

Neighbours (Cîran). (Yönetmen: Mano Khalil)

İzlediğim bir diğer film de “Bûka Baranê” (The Rain Bride) idi. Hikâyesi Duhok’ta geçen ve kendisi de Duhok’ta çekilen film, Kürt sinemasının önemli isimlerinden Hüseyin Hasan’ın filmi. "Cîran"da olduğu gibi "Bûka Baranê"de de dramatik bir hikâye işleniyor. Ama bu kez dramın kaynağı, Kürtlerin kadınların özgür birer birey olduğu fikrini yok sayan gelenekleri. Filmin dili anadilimiz olunca değeri kendiliğinden artıyor. "Bûka Baranê" de söz konusu duruma katkısı, başarılı senaryosu ve oyunculuk performansları nedeniyle alkışı hak ediyor.

Duhoklu olan Hüseyin Hasan’ın "Bûka Baranê"si aynı zamanda festivalin açılış filmiydi. İzleyicilerin ilgiyle takip ettiği ve yerel haktan kadın ve erkeklerin önemli rollerde başarıyla oynadığı filmde, Hüseyin Hasan’ın kendisi de rol alıyor.

Bûka Baranê (The Rain Bride). (Yönetmen: Hüseyin Hasan)

Aslında izleyiciler, Hüseyin Hasan’ı günün ilk filmi olan “Bîraxane – The Hol In The Woll”de de tanıyıp selamlamıştı samimi ve duru oyunculuğundan dolayı.
Bilal Korkut’un yönetmenliğini yaptığı “Bîraxane”, orijinal senaryo fikri ve tek mekanda geçmesiyle öne çıkan bir film. Kürt edebiyatı okurlarının yakından tanıdığı efsanevi şair Arjen Arî’nin mısraları etrafında bir birahanede gelişen sohbeti odağına alıyor. Modern Kürt şiirinin en iyi temsilcilerinden olan Arjen Arî’nin “şairleştirdiği” sekiz erkek, onlarca şişe bira içip Arjen Arî’den alıntılar yapıyor, kimlik meseleleri ile hayatın ve kırgın aşkların açtığı yaraları sarmaya çalıyor ya da dile gelerek kurtulmaya çalıyor kendi dramlarından.

Filmin oyuncuları arasında son zamanların en güzel Kürtçe dizisi “Migo”da rol olan Duhoklu Rowal Navgundî de bulunuyor. Rowal Navdundî, Migo’daki başarılı performansı "Bîraxane"de de sergiliyor.

Bîraxane (Yönetmen: Bilal Korkut)