90 yıl önce haritası kaybolan mahalleyi yıktıracak

Antalya’da Vakıflar Müdürlüğü ile Kızılarık halkını, mülkiyet sorunu karşı karşıya getirdi. Bölge halkı, 90 yıl önce kaybolan bir haritayla başlayan mülkiyet sorununun çözülmesini talep ediyor.

Fotoğraf: Arşiv
Google Haberlere Abone ol

ANTALYA - Antalya’da merkez ilçe Muratpaşa’nın eski yerleşimlerinden biri olan Kızılarık’ta, Vakıflar Bölge Müdürlüğü ve bölge halkı arasında, ecrimisil tartışmaları ve tahliye talepleri üzerinden bir mülkiyet gerginliği yaşanıyor. Vakıflar Müdürlüğü arazilerle ilgili mahkeme kayıtlarını göstererek hak talep ederken, bölge halkı ise yüz yılı aşkın süredir yaşadıkları topraklar için istenen ecrimisil bedellerine ve adreslerine gelen tahliye ihbarnamelerine tepki gösteriyor.

HARİTA 1936’DA KAYBOLDU

Antalya’da kamu kurumları ile halkı karşı karşıya getiren, sivil toplum kuruluşları ve siyasilerin tepkileriyle büyüyen bu mülkiyet krizi, 90 yıl önce başladı. Basit bir imar planlamasını yıllar süren bir çekişmeye dönüştüren olay, 1936 yılında tapu işlemleri sırasında yaşandı. Ermenek, Varsak ve jandarma üçgeninde yer alan bölgede, o yıl Muratpaşa Vakfı için tahsis edilen 3 bin dönüm arazinin işlendiği harita, tapu işlemleri sırasında kaybolunca, bölgede mülkiyet hakkı tartışması patlak verdi. Kayıp haritayla birlikte, tahsis edilen 3 bin dönüm arazinin adresi de kayıplara karışınca, geriye sadece vakfın Ermenek-Varsak arasında üç bin dönümlük arazisi olduğuna dair bir kayıt kaldı.

60 YIL SÜREN TAPU DAVALARI

Vakıflar Müdürlüğü, 1947 yılında kuruma ait arazilerin tapuda adına tescili için bir dava süreci başlattığında, durum gün yüzüne çıktı ve bu davalar tam 60 yıl devam etti. Antalya Asliye Hukuk Mahkemesi, 1936’da ‘haritanın tapu kaydına dönüştürülmeden önce kaybolduğu’ tespitinin merkezi hükümet tarafından yapıldığını ancak bu aralıktaki arazilerde ‘tapu sahibi’ olanların bunu tanık, kayıt, bilirkişi yolu ile ispatlaması gerektiğine hükmetti ve bunun için 2 yıl süre verdi.
2006 yılında sonuçlanan davalar neticesinde, mülkiyet hakkı tespit edilemeyen arsalar hakkında işlem yapıldı. Son tesciller, 2007 yılında kesinleşti. Böylece tanıklıkla hak sahibi olamayan bölge halkının yer mücadelesi başladı.

Kızılarık halkı, 3 kuşaktır yaşadıkları bölgedeki mülkiyet sorununun çözülmesi için bugüne kadar defalarca eylem yaptı. 

KİM HAK SAHİBİ, KİM İŞGALCİ?

Ermenek ve Varsak arasında kalan bölgeyi kapsayan Kızılarık Mahallesi’nde, ‘kim hak sahibi, kim işgalci’ tartışması, kayıp haritanın üzerinden neredeyse bir asır geçmesine rağmen devam ediyor. 3 kuşaktır yaşadıkları arazilerin Vakıflar Müdürlüğü’ne kaydedildiğini öğrenenler, bunların atadan kalma topraklar olduğunu kanıtlamak için yıllardır devlet kurumlarının kapısını aşındırıyor.

Ortak mücadele için bir platform, kurumlarla görümeler için de bir heyet kuran bölge halkı, ya astronomik ecrimisiller ödemeye ya da doğup büyüdükleri yerleri terk etmeye zorlandıklarını belirterek çözüm istiyor. Çözüm için Vakıflar Bölge Müdürlüğü ve Hazine’nin takas edilecek arazi arayışı gündeme gelirken, vakıflar ve ilgili belediyeler arasında da alternatif bir formül için görüşmeler yapılıyor.

Avukat Polat Balkan
'BURASI KASABA DEĞİL'

Konunun Vakıflar Müdürlüğü ve Antalya Büyükşehir Belediyesi arasında kapalı kapılar ardında görüşmeler yapılmasını eleştiren Antalya Barosu eski Başkanı Polat Balkan, Kızılarık’ta hak sahiplerinin mülkiyet sorunu ile ilgili tesadüfen bilgi alabildiklerini söyledi.

Balkan, “Kızılarık, Antalya’nın en eski mahallelerinden biri. Kadimden beri bu bölgede yaşayan insanların talebi, ayrımcılık değil, eşit işlem yapılması. Hak sahiplerine kolaylık sağlayan 4706 sayılı kanun, Kızılarık’tan sonra kurulan yerlerde uygulanmışken, Kızılarık sakinlerine de uygulansın. Mahallelileye geçen yıl gelen ilk tebligatlar, yıkım tebligatıydı. O sırada yükselen tepki üzerine Kızılarık Mahallesi Barınma Platformu kuruldu. Bu kez buradaki evler ve arsalar için satış fiyatı seviyesinde yüksek ecrimisil bedelleri açıklandı. Bu bedelleri bölge halkının her yıl ödemesini isteyen Vakıflar yetkililerine, devlet ciddiyetini hatırlatmak gerekiyor. Burası kasaba değil” dedi.

'2 YILDA 200 KAT ARTIŞ'

Kızılarık Mahallesi Barınma Platformu Sözcüsü, avukat Engin Akbaba, bölge halkının içinde bulunduğu durumu şöyle anlattı: “Muratpaşa Vakfı, şimdiki adıyla Sadrazam Kuyucu Muratpaşa Bin Abdüsselam Vakfı, 15-20 gündür hak sahibi komşularımıza ecrimisil ve tahliye ihbarnamesi göndermeye başladı. Tebligatları aldığımızda gördüğümüz rakamlar bizi şoke etti. Talep edilen ecrimissil miktarları, 2 yıl öncesine göre 200 kat artmış. Yüzde 200 değil 200 kat artıştan bahsediyoruz. Böyle bir şey mümkün mü? Arsa satış bedeline denk bu rakamların her yıl ecrimisil olarak isteneceğini öğrenince, amacın ecrimisil toplamak olmadığına emin olduk. Bu akıl dışı hesaplamanın vicdana ve hukuka aykırı olduğunu, bu bedelleri mahallelinin ödeyemeyeceğini söylediğimizde, ‘Ödemezseniz çıkın arazilerden' denildi. Geçmişi 150 yıla dayanan mahallemiz bu astronomik taleplerle elimizden alınmak isteniyor. Bu gerçekleşirse Kızılarık, üzerindeki 332 haneyle yıkılıp yok edilecek, 3 kuşaktır burada yaşayan insanlar sokağa atılacak.”

Avukat Engin Akbaba
35 BİN TL’DEN, 2 MİLYON 400 BİN TL’YE...

Bölgedeki ev ve arsalar için belirlenen ecrimisil bedellerine örnek veren Akbaba, “Bir komşumuzun 90 metrekare arazideki müstakil evi için iki yıl önce 1800 lira olan ecrimisil bedeli, bu sene 350 bin TL olarak belirlendi. Yine 660 metrekare olan bir arsaya iki yıl önce 35 bin TL ecrimisil ödenirken, gelen son tebligatla 2 milyon 400 bin TL isteniyor. Mahallelinin bu tutarları ödeyecek gücü yok. Kendi elleri, kendi emekleri ile yaptıkları evlerinden 2 bin 400 TL ecrimisil gelen kişiden, aylık 200 bin TL ecrimisil bedeli isteniyor. Bu yaklaşım, konut yapıp mahalleliye satma projesini zorla kabul ettirme planının bir parçası. Bunu asla kabul etmeyeceğiz. Rant için değil halk için bir çözüm istiyoruz” dedi.

‘4706 SAYILI YASA UYGULANMIYOR’

Kızılarık Barınma Platformu kurulduğundan beri kamu kurumlarından belediyelere, çalmadık kapı bırakmadıklarını belirten avukat Akbaba, şöyle konuştu: “Bu halkın toprağı da, köyü de burası. Dedelerinin mezarları bile burada. Buradan başka gidecek ne bir toprakları ne de başka bir köyleri var. Her yıl satış bedeli kadar ecrimisil istenen arsalar, kadimden beri mahallelinin olan ama tapusu 60 yıl süren davaların sonucunda haksız bir şekilde vakıfların üzerine geçirilmiş topraklar. Bu platformu kurduğumuzda 4706 sayılı yasanın işletilmesini talep ettik. Bu yasa gereği, Vakıflar ve Hazine halka satılacak taşınmazları trampa ediyor, trampa edilen taşınmazlar Hazine’ye geçiyor ve Hazine de onları hak sahiplerine 5 yıl taksitle satıyor. Bu yasa Türkiye’nin her yerinde uygulandı. Hatta 500 metre kuzeyimizdeki Kepez’de 850 hak sahibi için de uygulandı. Antalya’da 10-15 yıl geçmişi olmayan mahalleler bu yasadan yararlanarak arazilerine kavuştu. Ama Kızılarık’ta nedense ısrarla uygulanmıyor.”

‘MAHALLELİ ADINA PAZARLIK YAPILIYOR’

Akbaba, sözlerini şöyle sürdürdü: “Nihayet Vakıflar, 2024’ün nisan ayında 4706 sayılı yasa gereği Hazine’ye trampa teklifinde bulundu. Hazine’nin de şu anda trampa edilecek bir taşınmaz araştırması yaptığını öğrendik. İkinci bir çözüm yolu bulma çalışması ise Vakıflar ile belediye arasında gerçekleşti. Ancak yapılan görüşmede, Vakıflar’ın mahalleliye 65-70 metrekare daire satma teklifini duyunca itiraz ettik. Mahallelinin olmadığı masada, mahalleli adına pazarlıklar yapılıp kararlar alınmasına heyetimiz karşı çıktı. Gelen ihbarnamelere karşı mücadelemiz sürecek. Kızılarık halkı, toprağından vazgeçmeyecek.”