83 yaşındaki ağır hasta tutuklu Özkan’ın avukatı: İşkenceye dönüştü

Ağır hasta tutuklu Mehmet Emin Özkan’ın tahliye edilmemesinin hukukla izah edilmeyeceğini söyleyen avukat Serdar Çelebi, ATK’ye yapılan başvuruların da işkenceye dönüştüğünü söyledi. 

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan 83 yaşındaki ağır hasta tutuklu Mehmet Emin Özkan, yaşadığı birçok sağlık sorununa karşın tahliye edilmiyor. Özkan, fenalaşması üzerine 17, 18, 19, 20 ve 24 Mayıs tarihlerinde 5 kez Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Hastanede yapılan testler sonucunda Özkan'ın sağlık durumu ağır olmasına rağmen tekrar cezaevine götürüldü. 25 Mayıs’ta 6’ncı kez kelepçeli olarak getirildiği hastanede tedavi altına alındı. Yatışı yapılan oda da yatağa kelepçelenen Özkan, üçüncü günün sonunda tekrar cezaevine götürüldü.

25 yıldır tutuklu bulunan ve bugüne kadar 5 kez kalp krizi geçiren, 4 defa da anjiyo olan Özkan’ın, kalp, tansiyon, zehirli guatr, kemik erimesi, böbrek ve bağırsak bozuklukları, aşırı derecede kilo kaybı, duyma-görme eksikliği, hafıza kaybı gibi birçok sağlık sorunu bulunuyor. İhtiyaçlarını tek başına karşılayamayan Özkan’a, aynı koğuşta yer alan Ahmet Güneş refakat ediyor. 

DOSYA İKİNCİ KEZ AÇILDI

Özkan, 1996 yılında Mersin’de gözaltına alınarak, Diyarbakır’ın Lice ilçesinde 22 Ekim 1993’te tuğgeneral Bahtiyar Aydın’ın ölümünden sorumlu tutuldu. Özkan’a, açılan dava kapsamında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. 

2013 yılında Bahtiyar Aydın davasının zaman aşımına uğramasına bir gün kala, dava dosyasını yeniden açan Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, Aydın’a yapılan suikastın JİTEM tarafından yapıldığı ve dönemin Diyarbakır Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Eşref Hatipoğlu ile Üsteğmen Tünay Yanardağ hakkında “Taammüden öldürme”, “Halkı isyana ve birbirini öldürmeye teşvik”, “Cürüm işlemek üzere teşekkül oluşturma” suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis ve 24 yıla kadar hapis cezası istendi. Buna istinaden Özkan’ın avukatları, kapatılan Devlet Güvenlik Mahkemeleri’nin (DGM) yerine bakan Adana 7’nci Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurarak, yargılamanın yenilenmesini, infazın durdurularak Özkan’ın tahliyesini talep etti. Talebi kabul eden mahkeme, infazın durdurulması için İzmir 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Lice Davası’nın sonucunun beklenmesine karar verdi. 7 Aralık 2018'de İzmir 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın karar duruşmasında, mahkeme heyeti yaşamını yitiren sanık Üsteğmen Tunay Yanardağ hayatta olmadığı için dosyadan çıkarılırken, davanın tek sanığı dönemin Diyarbakır Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Eşref Hatipoğlu’nun da beraatine karar verdi.

SAĞLIK KURULU RAPORLARI

Dava devam ederken yaşadığı ağır sağlık sorunları nedeniyle defalarca hastaneye kaldırılan Özkan’ın infazı durdurulmadı. 2015 yılında Gazi Yaşargil Eğitim Araştırma Hastanesi Sağlık Kurulu tarafından hazırlanan raporda, vücut fonksiyonunun yüzde 87’sinin işlevsiz olduğu tespit edilen Özkan’a, “Cezaevinde kalamaz” raporu verildi. Sağlık sorunları devam eden ve rahatsızlanması nedeniyle birçok kez hastaneye kaldırılan Özkan tahliye edilmezken, 2019 yılında tekrar aynı hastanede Sağlık Kurulu’na başvuruda bulundu. Hastane, bu kez Özkan'a, “Cezaevinde kalabilir” raporu verdi. HDP Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel’in, 10 Aralık 2020’de Meclis Başkanlığı’na soru önergesi vermesi üzerine Adalet Bakanlığı, Özkan’ın sağlık durumuna dair rapor talep etti. Talep üzerine Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi götürülen Özkan’a, birçok hastalık teşhisi konuldu. Sağlık Kurulu, hazırladığı raporda birçok hastalığa yer verirken, Özkan’ın tek başına cezaevinde kalmasında bir sakınca olmadığı ileri sürüldü. Raporun sonuç kısmında ise Özkan’ın taşıdığı hastalıkların vücut fonksiyon kaybına yüzde sıfır engel teşkil ettiği notu düşüldü. 

Özkan’ın sağlık sorunlarına ilişkin bugüne kadar Adli Tıp Kurumu’ndan (ATK) 6 kez rapor talep edildi. Hazırlanan 6 raporda da Özkan’ın tek başına cezaevinde kalabilmesinde sakınca olmadığı savunuldu.

AVUKAT: İZAHI YOK

Özkan’ın tahliye edilmemesini hukukla izah edilemeyeceğini belirten avukatı Serdar Çelebi, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yeniden açılan dava dosyasında Özkan’ın suikastla ilgisinin olmadığına dair iddianame düzenlendiğini ve mahkemece kabul edildiğine dikkat çekti. Ancak sonrasında delillerin doğru olmadığına dair başka bir mahkeme kararı çıkarıldığını ifade eden Çelebi, “Türkiye tarihinde birçok karanlık nokta var ve bunlar aydınlatılmamış. Özkan’ı cezaevinde tutacak bir delil durumu yok. Bunu herkes iyi biliyor ancak nedense tahliye edilmiyor” dedi.

‘VİCDANLARI SIZLATTI’ 

Özkan’ın sanal medyada çıkan elleri kelepçeli bir şekilde hastaneye götürüldüğü ana dair görüntülerin vicdanları sızlattığını dile getiren Çelebi, “Dava dosyası, ATK raporları bir yana bırakılsın, yaşı ve sağlık sorunları nedeniyle Özkan’ın cezaevinden çıkarılması gerekir. Bu da şu şekilde yapılabilir: Birincisi, yeniden yargılamasının yapıldığı dosya Adana 7’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nin elinde ve dosya açık durumda.  Burada da mahkemenin vereceği infazın durdurulması kararı ile anında serbest bırakılabilir. İkincisi ise Cumhurbaşkanın ‘özel af yetkisi’ var” diye belirtti. 

Özkan’ın tahliye edilmesi yönünde birçok kez ATK’ye başvuru yapılmasına rağmen tahliye edilmediğini belirten Çelebi, “Özkan için ATK başvuruları işkenceye dönüştü, bu sebeple bir daha ATK'ye başvurmak istemiyor. Özkan'ın tahliyesine ilişkin birçok kez Adana 7’inci Ceza Mahkeme’sine de başvuruda bulunduk ancak tüm taleplerimiz reddedildi” ifadelerine kullandı. (MA)