47 yıl erkek şiddetine maruz kalan Efeoğulları: Utanmayın, susmayın

ANKARA- CHP İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, ‘25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’ kapsamında Adana’ya giderek erkek şiddetine ve tacizine maruz kalan kadınlarla ve aileleriyle buluştu.

CHP’li Biçer’in buluştuğu kadınlardan biri de kendisine şiddet uygulayan, bıçakla yaralayan eşi Osman Efeoğulları’nı kendini savunurken öldüren Öznur Efeoğulları oldu. Kozan Cezaevi’nde tutuklu bulunan Öznur Efeoğulları, kadınlar için 25 Kasım mesajını, el yazısıyla Gazete Duvar aracılığıyla duyurdu, “Utanmayın, susmayın” dedi.

‘SAKIN KORKMAYIN’

Öznur Efeoğulları, Kozan M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda tutuklu bulunuyor. Hakkında henüz iddianame hazırlanmayan Efeoğulları’nın meşru müdafaa kapsamında serbest bırakılması talep ediliyor. 

‘25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’ kapsamında el yazısıyla cezaevinden kadınlara seslenen Efeoğlulları, mesajında şu ifadelere yer verdi: “Sevgili kadınlar. 47 yıl süren evliliğim boyunca dayak yemeden bir gün geçirmedim. Ölüm tehditleri nedeniyle boşanamadım, korktum, etrafımdan utandım. Siz sakın korkmayın. Utanmayın, susmayın. Asıl utanması gerekenler siz değilsiniz. Utanması gerekenler, bizlere şiddeti, eziyeti yapanlardır. Ben bunu çok geç anladım. Tüm kadınları adalete olan inancımla selamlıyorum. Özgür günlerde görüşmek üzere."

‘BİZİM EVLADIMIZ EVLAT DEĞİL MİYDİ?’

Yine Adana'da Burhan Dursun isimli erkek 14 yıldır evli olduğu ve sistematik olarak şiddet uyguladığı Tuğba Dursun'u 22 Ekim tarihinde 2 çocuğunun önünde bıçaklayarak katletti.

CHP’li Gülizar Biçer Karaca, Adana’daki ziyaretleri kapsamında Dursun’un annesi Rukiye Çermikli’yi de evinde ziyaret etti. Tuğba Dursun’un ailesinin ciddi bir travma yaşadığını belirten Karaca, ailenin kendisini yalnız hissettiğini belirterek şunları aktardı: “Rukiye Hanım, kızının çok uzun zamandan beri şiddete ve baskıya maruz kaldığını söyledi. Katledilen Tuğba’nın üç buçuk ve beş yaşındaki çocuklarının gözü önünde cinayet işlenmiş. Anne Çermikli, ‘Bizi ziyarete bir tek siz geldiniz. Cumhurbaşkanı öldürülen Başak Cengiz kızımızın ailesine gitti.  Bizim evladımız evlat değil miydi? Bize kimse gelmedi’ dedi. Yalnız hissediyorlar.” 

‘ÇOCUKLARA YAŞATILAN ACI TARİFSİZ’

Ziyaret sırasında katledilen Tuğba Dursun’un kız kardeşinin anlattığı bir hikâyenin ardından gözyaşlarını tutamadığını belirten Karaca, Dursun’un çocuklarının yaşadığı travmanın çok büyük olduğunu ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü: "Tuğba Dursun’un öldürülmesinden bir süre sonra evde kız kardeşi, çocukların teyzesi evde süt kaynatıyormuş. Tencereye sütü boşaltırken lıkır lıkır bir ses çıkmış. Katledilen Tuğba’nın çocuğu birden çığlık atmış. ‘Ne oldu teyzem’ diye sorduğunda, ‘Annemin boynundan kan gelirken de bu ses geliyordu’ yanıtını vermiş. Çocuklara yaşatılan travma bu ve bu acı tarifsiz.”

‘MANEVİ YÜK O KADAR AĞIR Kİ ÜZERİMDE…’

Adana’da cinsel istismara maruz kalan bir lise öğrencisiyle de görüşen CHP’li Karaca, bir günlük ziyareti kapsamında yaşadıklarına dair ise şunları söyledi: “Manevi olarak yük o kadar ağır ki üzerimde… Cümleleri yan yana getiremiyorum. Biz hukukçu olarak bunları çok yaşadık ama çocukların bunları yaşamaları ve yaşayanların içinde bulunduğu duruma tanıklık etmek beni çok etkiledi. Tuğba’nın çocuklarının süt olayını öğrendikten sonra kendimi tutamadım, evden çıktım ve ağlayarak arabaya bindim."

‘İKTİDARIN İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’Nİ DERHAL YÜRÜRLÜĞE KOYMASI GEREKİYOR’

Hükümetin, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkma kararının erkek failleri çok daha cesaretlendirdiğini, kadınların şu an Türkiye’de kendilerini güvende hissetmediğini belirten Karaca sözlerini şöyle sürdürdü: “İktidar 2019 yılında Avrupa Konseyi’nden ve Avrupa Birliği’nden İstanbul Sözleşmesi’nin etkin uygulanabilmesi için hibe aldı. Bu hibenin bitim tarihi de Mayıs 2022. Yani Mart 2021’de İstanbul Sözleşmesi’nden çıkan iktidar, hala bu sözleşmeyi uygulamak için aldığı hibeyi kullanıyor. İktidarın İstanbul Sözleşmesi’nden kasti çıkma davranışında geri adım atması, İstanbul Sözleşmesi’ni derhal yürürlüğe geri koyması, koymakla kalmayıp sözleşmenin yükümlülüklerini harfiyen en kısa sürede uygulamaya geçirmesi gerekiyor.”