2022 yılının öne çıkan arkeolojik keşifleri
Arkeoloji haberleri sitesi Arkeofili, 2022 yılının dünyada öne çıkan 10 arkeolojik keşfini seçti.
DUVAR- 10- Dudak uçuğu öpüşme ile yaygınlaştı
Yaygın olarak dudak yaralarına neden olan ve şu anda dünyada yaklaşık 3,7 milyar insanı enfekte eden herpes virüsünün antik genomları ortaya çıkarıldı ve dizilendi. Cambridge Üniversitesi liderliğindeki bilim insanlarından oluşan ekibin araştırmalarına göre, bugün bilinen yüz uçuklarının ardındaki HSV-1 virüsü yaklaşık 5 bin yıl önce ortaya çıktı. Virüsün ortaya çıkış nedeninin Avrasya’nın bozkır otlaklarından Avrupa’ya yapılan büyük Tunç Çağı göçleri ve buna bağlı bulaşma oranlarını artıran ilişkili nüfus patlamaları olduğu belirtildi. Çalışmanın yazarları, antik DNA’da tespit edilen yüzdeki uçukların Neolitik gelişiminin, doğudan ithal edilen yeni bir kültürel uygulama olan romantik ve cinsel öpüşmenin çıkışıyla çakışmış olabileceğini söylüyor.
9- 107 yıl sonra bulundu: Shackleton’ın kayıp gemisi
1915’te buz kütlesinde sıkışan ve Antarktika’nın Weddell Denizi’nde batan Endurance adlı geminin enkazı bulundu. Gemi bulunduğunda, 3008 metre derinlikte ve geminin kaptanı Frank Worsley tarafından orijinal olarak kaydedilen konumdan 6,4 kilometre uzaktaydı. Endurance’ın fotoğrafları ve videosu, geminin oldukça iyi durumda olduğunu ve adının kıç tarafında açıkça görülebildiğini gösteriyor. Keşif, gemi 107 yıldır görülmediği için önemli bir arkeolojik başarı olarak adlandırılıyor. Imperial Trans-Antarctic Expedition 1914’ün sonlarında Antarktika’ya doğru yola çıktı. Ernest Shackleton liderliğindeki görevin amacı, Antarktika’nın ilk kara geçişini gerçekleştirmekti. Endurance, buz kütlesine sıkışıp kaldığı için Antarktika kıyılarına asla ulaşamadı.
8 - Erken dönem metropolü
Irak'ta yapılan yeni bir araştırma, dünyanın en eski şehir merkezlerinin kökeni ve gelişimi hakkında uzun süredir var olan fikirleri değiştirdi. Çekilen drone fotoğrafları, bataklık adalarından oluşan erken bir Mezopotamya kentini ortaya koydu. Kentsel yerleşimin ne bir şehir merkezi ne de yerleşmeyi çevreleyen bir savunma duvarı vardı. Bu erken metropolün sulu doğasını belirlemek, günümüz Irak’ının bulunduğu Dicle ve Fırat nehirleri arasında yaklaşık 5 bin yıl önce kentsel yaşamın nasıl geliştiği konusunda önemli çıkarımlara sahip. Uzaktan algılama verileri, Lagaş adlı geniş bir kentsel yerleşimin büyük ölçüde su yollarıyla birbirine bağlı dört bataklık adasından oluştuğunu gösteriyor. Bu bulgular, güney Mezopotamya şehirlerinin, geleneksel olarak düşünüldüğü gibi, tapınak ve idari bölgelerden dışarı doğru, tek bir surla çevrili sulanan tarım arazilerine doğru genişlemediği yönünde ortaya çıkan görüşe önemli ayrıntılar ekliyor.
7- Suriye'de Troya Savaşı'nı betimleyen mozaik
Suriye, Roma dönemine ait büyük bir bozulmamış mozaiği ortaya çıkararak, bunu ülkedeki savaşın 11 yıl önce başlamasından bu yana en önemli arkeolojik keşif olarak nitelendirdi. 120 metrekarelik mozaik, Suriye Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün kazı yaptığı eski bir yapıda bulundu. Mozaik tabandaki her panel, yaklaşık 1 cm ölçülerinde kare şeklinde, küçük renkli taşlarla doldurulmuş. Araştırmacılar, mozaik tabanın gösterdiği sahneler arasında, Roma mitolojisindeki Antik Amazon savaşçılarının ender bir tasviri olduğunu söylüyor.