YAZARLAR

2020, 2021, 2022: Nefes alamıyoruz!

2021’den daha kolay geçeceğini savunmanın zor olduğu, ama her şeye rağmen birçok umudumuzu bağladığımız 2022’de ne kadar rahat nefes alabileceğimizi bilemiyoruz. Demokratik hakların daha da sınırlanması tehlikesi hiç de az değil. Yasaklardan zamlara kadar bir dizi enstrüman yavaş yavaş nefesimizi kesebilir.

Maske!..

İki yıl öncesine kadar hayatımızda pek bir yeri yoktu maskenin. Bir oyun unsuru olarak belki… "Maskeli balo" ve onun sahte yüzlerinde… Yüzyılı aşkındır efsanevi kahraman Zorro’da… Star Wars, Batman, Hannibal ve diğerlerinin de hatırı kalmasın tabii. Ha, bir de soyguncular maske takardı. Ve bazen doktorlar…

Şimdi hepimiz takıyoruz. Zorunlu olarak. Virüse karşı temel ittifakımız oldu maske. Bize hatırı sayılır yardımı olmasına karşın doğrusu onu pek sevemedik. Kimimiz burun altına, kimimiz koluna takarak kaytarıyor. Kurallara göre taktığımızda kısa süre içinde bizi hafiften boğmaya çalıştığı, nefesimize engel olduğu hissine kapıldığımız oluyor.

İki seferdir yeni yıldan beklentilerimiz arasında Covid belasından kurtulmak ön sırada geliyor. Ondan kurtulduğumuz anda maskeden de kurtulacağız. Ve onu yine Zorro’ya, Batman’e bırakacağız.

Covid ve maskeden kurtulma dileğimiz, rahat nefes alma ihtiyacımızı yansıtıyor.

*             *             *

"Nefes alamıyorum!"

Bu cümleyi hatırlıyor musunuz?

25 Mayıs 2020'de buradan çok uzaklarda, ABD’de telaffuz edilmişti. Hem de defalarca. Sonra onu telaffuz eden kişi nefessizlikten ölmüştü.

46 yaşındaki George Floyd’u yaklaşık 9 dakika boyunca diziyle boynuna basarak nefessiz bırakan polis memuru Derek Chauvin bu cümleye hiç aldırış etmemişti.

Minnesota'nın Minneapolis kentinde, sadece sigara alırken kullanılan 20 dolarlık bir sahte banknot iddiası katili böyle tahrik etmişti. Kim bilir, belki de kurbanın esmer derisiydi onu bu kadar kendinden geçiren.

Aylarca birçok kentte protestolar düzenlenmişti. 2020 sonunda katil suçunu itiraf etmiş ve 22.5 yıl hapse çarptırılmıştı.

"Nefes alamıyorum!"

Geçen yıl haziran ayı sonlarında Taksim’de AFP'nin Türkiye foto muhabiri Bülent Kılıç, polisin sert müdahalesi karşısında aynı cümleyi telaffuz ediyordu. Çünkü onu ters kelepçe ile gözaltına alan polis bir taraftan da boğazına bastırıyordu.

*             *             *

İnsanların nefes almasını engellemenin, onları nefessiz bırakmanın türlü türlü yolları var. Siyaset, hukuk, ekonomi, medya ve başka araçlar boyunlara dayanan dizler gibi nefes borusunu daraltabilir.

"Nefes alamıyorum!" diye bağırsanız da kâr etmez bazen. Ama en beteri, nefes alamadığınızı uzun süre hissetmemeniz, boynunuza dayanan dize karşı direnmemenizdir.

2021’den daha kolay geçeceğini savunmanın zor olduğu, ama her şeye rağmen birçok umudumuzu bağladığımız 2022’de ne kadar rahat nefes alabileceğimizi bilemiyoruz. Demokratik hakların daha da sınırlanması tehlikesi hiç de az değil. Yasaklardan zamlara kadar bir dizi enstrüman yavaş yavaş nefesimizi kesebilir.

Yılın ilk dakikalarından itibaren elektriğe, doğalgaza, akaryakıta, köprü ve otoyol geçişlerine, emlak ve motorlu taşıtlar vergilerine, trafik cezalarına, ehliyet ve pasaport harçlarına, noter işlemlerine zamlar geldi. Henüz cebe girmeyen asgari ücret yılın ilk gününde eriyiverdi.

Bu arada geçen yıl Türkiye'deki milyoner sayısının yüzde 65 arttığını, yardıma muhtaçların ise iki katına çıktığını öğrendik.

Nasıl? Hâlâ rahat nefes alabiliyor musunuz?

*             *             *

2021 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde Türkiye, 180 ülke arasında 153’üncü sırada gelebildi. Uluslararası Hukukun Üstünlüğü Endeksi’nde 139 ülke arasında 117’nci basamaktayız. Dünya Demokrasi Endeksi’ndeki yerimiz ise 167 ülke arasında 110’unculuk.

Bu şartlar gazetecilik açısından iki şeyi gösteriyor: Birincisi, işimiz zor ve muhtemelen daha da zorlaşacak. İkincisi, işimizi çok daha iyi yapmak, çok daha enerjik ve yaratıcı olmak zorundayız. Birçok medya kurumu gibi Gazete Duvar da bu sorumlulukla karşı karşıyadır.

Geçen yılın son iki ayında gazetemizde birçok değişiklik yaşandı. Kasım ortalarında Duvar çalışanlarının sorunları ve önerileri yönetim tarafından ayrıntılı görüşmelerle saptandı. Kasım ayı sonunda Türkiye Gazeteciler Sendikası ile yapılan toplu iş sözleşmesi görüşmeleri, çalışanların bir dizi talebinin karşılanması ile sonuçlandı.

Aralık ayında Gazete Duvar önce Ankara, sonra İstanbul ofislerini daha iyi yerlere taşıdı. Atılacak yeni adımların altyapısı üzerine çalışmalarımız hızlandı.

Bu arada yıllardır Duvar’a emek vermiş ve vermeye devam eden değerli köşe yazarlarımızın yanı sıra, yazılarıyla, video yorumlarıyla, sözlü ve yazılı söyleşileriyle gazetemize destek veren yeni arkadaşlarımızla gücümüzü pekiştirdik. Bu ay içinde yeni katılımlarla saflarımızı daha da sıklaştıracağız.

Daha iyi, daha kaliteli, daha renkli haber ve analizlerle yolumuza devam edeceğiz.

Çünkü halkın daha rahat nefes alması biraz da bize, gazetecilere bağlı…


Hakan Aksay Kimdir?

Leningrad Üniversitesi Gazetecilik Fakültesi’nden mezun oldu. Moskova’da uzun süre Cumhuriyet ve NTV, kısa sürelerle de diğer gazete ve televizyon kanallarının temsilcisi olarak çalıştı. Rusya ve Türkiye-Rusya ilişkileri konusunda birçok projede yer aldı. Rus-Türk Araştırmaları Merkezi’nin kurucu başkanıydı. Moskova’da uzun yıllar Nâzım Hikmet’i anma etkinliklerinin organizatörlüğünü yaptı. Türkçe ve Rusça dört kitap yazdı. 2009 sonunda Türkiye’ye döndü. 11 yıl T24’te köşe yazarı ve programcı olarak çalıştı. Tele1 ve Artı TV’de programlar yaptı. 8 Kasım 2021 - 16 Mart 2022 tarihleri arasında Gazete Duvar Genel Yayın Yönetmenliği yaptı.