10 Ekim davası: IŞİD’li firari sanıklar reklam hizmeti almış

10 Ekim Ankara Katliamı davasının firari sanıklar yönünden devam eden davasının 14’üncü duruşması Ankara Adliyesi’nde görüldü. Mahkeme heyeti duruşmayı 12 Mayıs 2022 tarihine erteledi.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - ‘Emek, Barış ve Demokrasi’ sloganıyla 10 Ekim 2015 tarihinde Ankara’da düzenlenmek istenen mitinge yönelik IŞİD’in gerçekleştirdiği bombalı saldırının yargılamasına 14’üncü duruşmayla devam edildi. IŞİD’in 103 kişiyi katlettiği, yüzlerce kişiyi yaraladığı 10 Ekim Ankara Katliamı’nın firari sanıklar yönünden devam eden davasının 14’üncü duruşması Ankara 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Duruşmaya katliamda hayatını kaybedenlerin yakınları ve yaralananlar, demokratik kitle örgütü ve meslek örgütü temsilcileri ile CHP ve HDP Milletvekilleri katıldı. Katliama ilişkin 16 firari sanık ile insanlığa karşı suçtan yargılanan tek tutuklu sanık Erman Ekici ise duruşmaya (Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi) SEGBİS yöntemiyle bağlandı. Duruşma salonundaki sanık sandalyeleri ise boş kaldı.

TANIK OLARAK DİNLENMESİ BEKLENEN MAMMADOVA’YA ULAŞILAMADI

Dosyaya gelen bilgileri paylaşan mahkeme başkanı, 14’üncü duruşmada dinlenmesi beklenen IŞİD’in Adıyaman’daki yapılanmasının kurucusu Mustafa Dokumacı’nın eşi Ulkar Mammadova’ya adresinde ulaşılamadığını, bu nedenle SEGBİS bağlantısının sağlanamadığını söyledi.

10 Ekim Katliamı Davası Avukat Komisyonu’ndan Gülşah Kaya, IŞİD'in "Türkiye sorumlusu" olduğu iddia edilen Kasım Güler'in ifadelerinin bir kısmına eriştiklerini söyledi. MİT’in sınır dışı operasyonlar yaprak firari sanıkları Türkiye’ye getirebildiğini, yurt dışında olan 10 Ekim firari sanıklarının da MİT tarafından yurt dışından getirilebileceğini belirten Kaya, “MİT operasyonları dosya kapsamındaki sanıklar yönünden niye yapmıyor” diye sordu.

'KILIÇDAROĞLU VE İMAMOĞLU'NA SALDIRI HAZIRLIĞINDA OLDUKLARINI SÖYLÜYOR'

IŞİD’li Kasım Güler’in ifadeleriyle ilk kez örgüt şeması çizildiğini, Türkiye’de 2015 döneminde yaşanan katliamların ardından eylem hazırlığı içerisinde olduklarını itiraf ettiğini, Türkiye’nin her yerinde sakladıkları mühimmatlarının olduğunu söylediğini belirten Kaya, “Bu hücreler hala eylem yapma hazırlığı içerisinde. LGBT’leri hedef aldıklarını, Alevilerin araçlarını yaktıklarından, tehdit ettiklerinden, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na saldırı hazırlığı içerisinde olduklarını söylüyor. Firari sanıkların yakalanmasının önemini görüyoruz” diye konuştu. Dava kapsamına giren dosyalardan, 10 Ekim Katliamı davasında tutuklu sanıkların ailelerinin tamamına maddi yardım yapıldığını tespit ettiklerini belirten Avukat Kaya, Kasım Güler’in tam olarak dinlenmesi talebinde bulundu.

DOKUMACI HAKKINDA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNULMASI TALEBİ

Avukat Gamze Gökoğlu, dosya kapsamında yargılanması gereken bazı kişiler hakkında takipsizlik kararı verildiğini söyledi. 10 Ekim dosyasında sanık olarak yargılanmayan Mustafa Dokumacı’nın, IŞİD’in özellikle Adıyaman çevresinden sorumlu olduğunu, canlı bomba olarak kullanılan kişileri belirlediğini, örgüt içerisinde yükseldiğini belirten Gökoğlu, Mustafa Dokumacı hakkında suç duyurusunda bulunulması talebinde bulundu, “Mustafa Dokumacı hem örgüt yöneticisi olması hem de Ankara Katliamı’ndaki sorumluluğu nedenleriyle ek iddianameyle birlikte dosyamıza eklenip yargılanmasını istiyoruz” dedi.

'NUSRET YILMAZ ÖRGÜT YÖNETİCİLİĞİNDEN YARGILANSIN' TALEBİ’

Avukat Eylem Sarıoğlu, dosyanın firari sanıklarından olan Nusret Yılmaz’a ilişkin beyanlarda bulundu. Nusret Yılmaz’ın “örgüt üyeliği” suçlaması yerine “örgüt yöneticiliği” suçlamasıyla yargılanması gerektiğini belirten Sarıoğlu, Yılmaz’ın bulunduğu faaliyetlere dair bilgiler verdi. Suriye’ye yapılan geçişlere izin veren kişinin Nusret Yılmaz olduğunu belirten Sarıoğlu, “Bu katliamın örgütlenmesinde bizzat sorumludur. Kasım Güler'in de ifadesinde detaylarıyla bahsettiği üzere 10 Ekim Katliamı firari sanığı Nusret Yılmaz, IŞİD'in önemli bir yöneticisidir. Katliamın diğer faillerinin de yöneticisi olan Yılmaz hakkında katliam sorumluluğundan suç duyurusunda bulunulmasını talep ediyoruz. Neden örgüt yöneticisi olarak yargılanmıyor? 2016 yılında IŞİD’in Türkiye valisi olan birinden bahsediyoruz. Bu nedenle hem yönetici olması hem de katliamdan haberdar olması ile vermiş olduğu talimatlar nedeniyle yöneticilikten yargılanması için insanlığa karşı suçtan ek iddianame düzenlenmesine dair savcılıktan suç duyurusunda bulunulmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.

‘TÜRKİYE, IŞİD’İN BÜYÜK FİNANSMANLAR AĞININ TAM ORTASINDA’

Avukat Senem Doğanoğlu, MASAK raporunun ve eklerinin dosyaya eklendiğini söyledi. Doğanoğlu, “IŞİD’in tüm mühimmat sevkiyatını ve ne yaptığını anlatan bir rapor geldi. MASAK raporunu teyit eden bilgiler var. Kasım Güler’in dijitallerinde ortaya çıkan bir kısım belge MASAK’ı teyit etmekte. 96 kişinin listelendiği bir Excel listesi var. Burada bir maaş listesi var. IŞİD'lilerin mal varlıklarına ilişkin dosyaya gelen MASAK raporlarında, kendi deyimleriyle ‘esir ve şehit aileleri’ne dönük yardımların ve örgütün mühimmat alımının nasıl finanse edildiği ve kamplarda bulunan IŞİD'li kadınlar için toplanan paralarla ilgili detaylı belgeler var” dedi.

Kasım Güler’in ifadesine göre gömülü silahlara ilişkin yüksek miktarda silahların gömülü olduğuna dair liste geldiğini belirten Doğanoğlu, “El Hol ve Roj kampında bulundan ‘esir ve şehit’ yakınlarına toplanan paralara dair bilgiler var. Hala faal olan bir örgütün çerçevesini çiziyor. MASAK raporu başka ülkelere giden paraların da Türkiye’den geçtiğini gösteriyor. Türkiye, IŞİD’in büyük finansmanlar ağının tam ortasında ve 2015’ten beri devam ediyor” diye konuştu.

MÜLKİYE MÜFETTİŞLERİ DİNLENSİN TALEBİ

Candan Dumrul Kadıyoranoğlu, Anayasa Mahkemesi’nin bir başvuruda, 10 Ekim Katliamı’nın ardından hazırlanan kapsamlı Mülkiye Müfettişi raporunu değerlendirerek bu konuda içtihat oluşturduğunu söyledi. Firari sanıklar yönünden devam eden mevcut davada Mülkiye Müfettişleri’nin dinlenmesi talebi olduklarını belirten Kadıyoranoğlu, “Mülkiye Müfettişleri’nin dinlenmesini istiyoruz” dedi.

‘DOSYADA ALTI YIL GEÇMESİNE RAĞMEN HÂLÂ TOPLANMAYAN ÇOK SAYIDA DELİL VAR’

Firari sanıkların yakalanması için uğraş içerisinde olduklarını belirten Avukat Erkan Sabri Ünüvar, “Bu dosyada sanık olarak gözükmeyen aslında katliamla bağlantılı olan çok sayıda kişi var ama dosyanızda henüz sanık olarak gözükmüyorlar. Bunların dosyanıza sanık olarak dahil edilmesini talep ediyoruz. Dosyada altı yıl geçmesine rağmen hala toplanmayan çok sayıda delil var. Bunların bir an önce toplanıp dosyaya eklenmesi gerekiyor” dedi.

Kasım Güler’in ifadesine göre, firarilerin hala örgütsel çalışmalarına devam ettiğini ifade eden Ünüvar, “Davamızdaki firari sanıklardan olan Ömer Deniz Dündar altı yıldır yakalanmadığı için yükselmiş yükselmiş şu an IŞİD’in Avrasya bölgesinden sorumlu durumda. Firariler yakalanmadığı sürece bu faaliyetler devam ediyor. Türkiye’de eylem yapma çalışmasına devam ediyorlar. Biz ne yaptık? Talep ettik. Emniyet ne yapmış? 2015 yılındaki adreslerine gidip bakmış. Yapmamız gereken şeyler var. Her talebimizin dayanakları var ama reddediliyor. Biz bunları dosyada bulunsun diye yapmıyoruz. Firari sanıkların iletişimiyle ilgili karar veriyoruz. Bunu istememizin çok önemli bir sebebi var. Hala vergi mükellifi odluklarına dair bilgiler var. Hala resmi işler yapıyorlar. Hala firari sanıkların birbirleri arasında iletişimde bulunup bulunmadığını bilmiyoruz. Biz bunların tüm iletişimlerinin araştırılmasını talep ediyoruz. Firari sanıklarından bazılarının kullandığı telefon numaralarına dair hala toplanmış bir bilgi yok. Firari sanıkların son GSM numaraları ile şu anda kullandıkları iletişim bilgilerinin tespiti için MİT ve İstihbarat Daire Başkanlığı’na yazı yazılmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.

'MİT NEDEN BİLGİLERİ GÖNDERMİYOR?’

Verilen aranın ardından Avukat İlke Işık taleplerine dair konuştu. Kasım Güler’in anlatımlarından çıkan en somut şeyin örgütün faaliyetlerine devam ettiğinin anlaşıldığını beliren Işık, “Ömer Deniz Dündar Adıyaman’dan elini kolunu sallayarak çıkıyor ve şu an İŞİD’in önemli elemanı haline geldi. Defalarca ihbar edilmiş, yakalanamamış. Zamanında yakalansaydı bu yargılamayı yapmıyor olacaktık. Bu adam IŞİD’in en üst yetkililerinden biri. Hala dünya tehdit altında” dedi.

Işık, 14’üncü duruşmaya gelmeyen Mustafa Dokumacı'nın eşi Ulker Mamadova ve yakın zamanda firari sanıklılarla para alışverişi yaptığı tespit edilen Mehmet Berki Kanalp'in mahkemeye getirilmesini talep etti.

MİT’ten, Emniyet’ten mevcut davada yargılanan sanıklar hakkındaki tüm bilgilerin gönderilmesini talep ettiklerini belirten Işık, “MİT neden bu bilgileri göndermiyor? Bu bilgilerin gönderilmemesinin de anlamı var. Biz bunları da ilerleyen süreçte anlatacağız. Hala eylem örgütleyebilecek bir IŞİD var karşımızda. Hala insanlar tehdit altında” diye konuştu.

‘IŞİD’Lİ FİRARİ SANIKLAR REKLAM HİZMETİ ALMIŞ’

10 Ekim avukatlarının taleplerinin ardından tanık Mehmet Berkin Kanalp SEGBİS yöntemiyle duruşmaya katıldı. Firari sanıklarla para ilişkisinin olduğu belirtilen Kanalp’e dava kapsamında yargılanan firari sanıkları tanıyıp tanımadığı soruldu. Hiçbirini tanımadığını basından bir iki ismi bildiğini belirten tanık Kanalp, “İlhami Balı’yı basından duydum. Sanırım suikastı planlamıştı. Hiçbiriyle para ilişkim olmadı” dedi.

“Masak raporlarında ismin geçiyor” denilmesi üzerine Kanalp, “Ben de şaşırdım, nerede geçtiğini hatırlatır mısınız?” dedi.

Firari Muhammet Zana Alkan’ın 22 Ekim 2017 tarihinde 3 bin 100 lira, sonrasında da farklı tutarlarda parayı hesabına yatırıldığının tespit edildiğinin söylenmesi üzerine tanık Kanalp şunu söyledi:

“Google'a reklam hizmeti veriyorum. Kendi şirketim. Dijital pazarlama hizmeti veriyorum. 2017’de şahıs şirketiydi, kendi adımdaydı. Dijital ajansız biz. Eğer ki firma ismi olursa kim olduklarını ortaya çıkartabiliriz. Şahıs ya da firma bizi arayıp reklam vermek istiyor. Biz de peşin parayı alıp reklam yapıyoruz. Google’da reklamlarını üste çıkarıyoruz. Son yıllarda kurumsal firmalarla çalışıyoruz. Ama dediğiniz tarihlerde şahıslarla da çalıştık. Bursa’da Google’nın tek partneriyiz."

Hakimin, “Bunlar IŞİD üyesi olduğu iddia edilen insanlar, ne gibi reklam faaliyeti yapıldı” sorusu üzerine tanık Kanalp, “Kimlere reklam hizmeti verdiğimizi söyleyeyim. Oto kiralama, halı yıkama, kiralık ev gibi şirket olmayan şahıslara hizmet veriyoruz. Belirtilen tarihteki olayda İnegöl'den iki arkadaşım öldü. Ben bilsem onlarla bırakın iş yapmayı kendime bunu yediremem. Biz siyasi taraftan bize gelen işleri kabul etmiyoruz. Bu paraların hepsi faturasız iş ve reklam bütçedir” diye konuştu.

Avukatlar, 8 Eylül- 10 Kasım 2017 tarihleri arasında birden fazla firari sanığın Kanalp’ın hesabına para yatırdığını, bunların detayının ne olduğunu, hangi amaçla yatırıldığını mahkemeyle paylaşmasını talep etti.

SANIK EKİCİ TAHLİYESİNİ TALEP ETTİ

Avukatların talepleri ve tanık ifadesinin ardından sanık Erman Ekici konuştu. Kendisine maddi yardım yapılmadığını savunan Ekici,
"Avukatlar benim aileme kira yardımı yapıldığını söyledi. Benim ailem kirada oturmuyordu. Kayınvalidemle oturuyorduk. Bana kira yapılması imkansız” dedi ve tahliyesini talep etti.

15’İNCİ DURUŞMA 12 MAYIS’A ERTELENDİ

Mahkeme ara kararında firari sanıklar yönünden yakalama kararının devamına, Kasım Güler’in ifadeleriyle ilgili bilgilerin ve belgelerin istenmesine karar verdi. Mahkeme heyeti avukatların, 10 Ekim Katliamı’nın faillerinden olan Ahmet Güneş’in eşi Esra Güneş’in dinlenmesi talebini ise reddetti. Mahkeme heyeti duruşmayı 12 Mayıs 2022 tarihine erteledi.

‘IŞİD’LİLER ELİNİ KOLUNU SALLAYARAK DOLAŞMAYA DEVAM EDİYOR’

Duruşmanın ardından 10 Ekim aileleri ve avukatlar Ankara Adliyesi önünde açıklama yaptı. 10 Ekim Barış Derneği Başkanı Mehtap Sakinci Coşgun yaptığı açıklamada, "Yine salonlarda boş sandalyelerde bizim bir takım taleplerimizin reddedildiği duruşmayı geride bırakıyoruz. Hiçbir şekilde eksilmeden bu süreçte hakkımızı talep etmeye devam ediyoruz. Artık katliamlardan sonra insanlar hak talep etmekten vazgeçmeyecekler. Gerçek adalet diyoruz. Önümüze koyulan bir grup IŞİD’linin yargılandığı ama yeni itirafçıların olduğu, hâlâ IŞİD’le mücadelede bir adım öteye gidilmediğini görüyoruz. Biz her zaman şu tedirginliğini yaşıyoruz. IŞİD’liler elini kokunu sallayarak yaşamaya devam ediyor. Çok rahat hareket edebildiklerini, internetlerden reklam verdiğini görüyoruz. Hangi vicdan bize susun oturun diyebilir? Hâlâ elini kolunu sallayan IŞİD’liler varsa biz haklıyız. Demek ki bize gerçek adalet gelmemiş. Biz başka insanlar bedel ödemesin diye adalet mücadelemizi yürüteceğiz" ifadelerini kullandı.


Avukat Erkan Ünüvar ise, "Buradan emniyete, yargıya çağrıda bulunuyoruz. Firari sanıkları yakalatın. Hepimiz tehdit altındayız. Acun Ilıcalı’ya Kemal Kılıçdaroğlu’na suikast planlandığını öğreniyoruz. Bunların isimleri 2015’ten beri bilindiği halde faaliyetlerde bulunuyor. Herkesin görevini yerine getirmesi gerekiyor. Taleplerimiz ısrarla reddediliyor. Dosyanın üzeri kapatılarak IŞİD’e karşı koruma tutumu devam ediyor. Söylediğimiz her şey bu yargılamanın geliştirilmesi için. Sürekli bir duvara çarpıyor gibi oluyoruz. Yargının tutumunu değiştirmesi lazım ki IŞİD’liler yargılansın ve cezalarını çeksinler" diye konuştu.