YAZARLAR

CHP'nin 'alkış'lı göçmen politikası!

Ne oldu da, sosyal demokrat bir vizyonla Suriyeliler için entegrasyon politikaları oluşturmaktan bahseden CHP, Suriyeli mültecilerle Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını karşılaştırıp tehlikeli bir sınıflandırma yapan bu noktaya geldi? 

Ne sık okur olduk, “Tehlikeli gerginlik”, “Suriyelilere tepki” haberlerini. Daha dün yeni bir örneği Şanlıurfa’da yaşadık. İddialara göre Suriyelilerin eğitim aldığı Halk Eğitim Merkezi bahçesinde bir kadın 2 Suriyeli yetişkin tarafından dövüldü. Olayın duyulması üzerine okula gelen yaklaşık 100 veli 'Suriyelileri istemiyoruz' sloganı attı. Tırmanan gerilim okula gelen polisin kursiyer Suriyelileri tahliye etmesiyle sona erdi.

Her şey Nisan 2011’de başladı. Ülkelerindeki çatışmalardan kaçan küçük bir grup Hatay Cilvegözü sınır kapısından Türkiye’ye giriş yaptı. “Yüzbin kişilik” kırmızı çizgiler aşılalı yıllar oldu. Ardı arkası kesilmeyen 6 yıllık göç hikayesinde bugün Türkiye’deki Suriyeli göçmen sayısı 3.5 milyonu buldu. Ülke nüfusunun yüzde 5’ine ulaşan Suriyelilerle birlikte artık bizim de yakıcı bir “göçmen sorunu”muz var.

“Neden”ler “ne için”ler ayrı tartışma konusu ama yapılan araştırmalar Suriyelilerin 4’te 3’ünün yakın bir gelecekte ülkelerine dönmek istemediklerini gösteriyor. Bu durumda göçmen sorunu da birlikte yaşam koşullarının ele alınacağı gerçek bir soruna dönüşüyor.

CHP'NİN GÖÇ KOMİSYONU

Bu yazıda konumuz iktidar değil ana muhalefet. Türkiye’nin tüm sorunlarına çözüm üretme sorumluluğu var ana muhalefetin de iktidar olabilmek için. Onlar da el attılar bu soruna. Talimat CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan geldi. Parti bünyesinde 2 Genel Başkan Yardımcısı, Veli Ağbaba ve Zeynep Altıok’un aralarında bulunduğu 10 kişilik bir komisyon kuruldu.

“CHP Mülteci ve Sığınmacıların Sorunlarını İnceleme Komisyonu” 7 Eylül 2015’te çalışmaya başladı. 10 aylık çalışmanın sonunda “Sınırlar Arasında- İnsanlık Dramından İnsanlık Sınavına” adıyla kitap haline getirilen bir mülteci raporu çıkarıldı. Geliri mülteci çocukların eğitimi için kullanılacak kitapta AKP’nin Suriyeli sığınmacılara yaklaşımının hak temelli ve çağdaş bir yaklaşım olmadığı, sığınmacıların çok yoğun insan hakkı ihlallerine maruz kaldığı ifade edildi. Verilen örnekler içinde kamplarda ve dışarıda tecavüze uğrayan çocuk ve kadınlar, 12-13 yaşındaki kızların ikinci eş olarak satılıp fuhuşa zorlanması, Suriyelilerin güvencesiz, kölelik düzenine yakın şartlarda çalıştırılması, çocukların ucuz işçi olarak kullanılması, eğitimden mahrum olmaları dolayısıyla 400 bine yakın çocuğunun kayıp kuşak tehlikesi altında olduğu anlatıldı. Suriyeli mültecilerin büyük bir kısmının Türkiye’de kalıcı olduklarının kabul edilmesi gerektiği belirtilen raporda entegrasyon politikaları geliştirilmesi istendi, “Göç ve Uyum Bakanlığı” kurulması istendi.

CHP Göç Komisyonu’nun temmuz ayında yaptığı açıklamada da Suriyelilere dönük olumsuz algı ve bunun yaşatabileceği tehlikeler vardı. Suriyeli mültecilere yönelik ihlallerin yaygınlaşmaya ve sistematik bir hal almaya başladığını belirten Komisyon AK Parti iktidarını uyardı:

“Ülkemizdeki mülteciler sizin tebaanız ve kirli pazarlık aracınız değil, evrensel insan haklarıyla donatılmış öznelerdir. Savaş ve diğer zorlayıcı nedenlerle ülkelerini terk etmek zorunda kalan başta Suriyeliler olmak üzere bütün mülteciler, ülkemizdeki mülteci sorununun kaynağı değil mağdurlarıdırlar. Türkiye’nin eşitlikçi, insan odaklı ve sosyal adaleti önceleyen bir mülteci politikasına acil olarak ihtiyacı vardır. Ülkemizdeki Suriyelilere mülteci statüsü bir an önce verilmeli, halkları karşı karşıya getirebilecek ayrımcı politikalardan vazgeçilmeli, önyargıları ve şiddeti derinleştirmekten başka işe yaramayan nefret söylemleriyle mücadele edilmelidir.”

'ENTEGRASYON' DERKEN...

Artan yabancı düşmanlığı ve ırkçılık karşısında CHP’nin tespitleri ve uyarıları büyük önem taşırken CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Giresun’daki fındık mitinginde yaptığı konuşma kafaları karıştırdı. Kılıçdaroğlu’nun sözlerini CHP’nin resmi sitesinden aynen aktaralım:

“Çiftçiye para yok, Suriyelilere kaç lira para harcadılar biliyor musunuz? 30 milyar dolar. Onlar oldu birinci sınıf vatandaş, Karadenizlinin fındık üreticisi oldu ikinci sınıf vatandaş. Bunun hesabını soracaksınız. Ben değil siz hesabını soracaksınız… Bizim alın terimizin karşılığını vermiyorsun, çalışmayan Suriyeliye 30 milyar dolar para harcıyorsun. Bunun hesabını herhalde Karadenizli sormak zorunda. Soracak mısınız? Söz mü?!”

Peki ne oldu da, sosyal demokrat bir vizyonla Suriyeliler için entegrasyon politikaları oluşturmaktan bahseden CHP, Suriyeli mültecilerle Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını karşılaştırıp tehlikeli bir sınıflandırma yapan bu noktaya geldi?

Bu değişimin nedenini kimi CHP yöneticileri ile göçmen raporuna imza atan üyelere sorduk. Birçok isim genel başkanlarının sözlerini yorumlamanın doğru olmayacağını söyledi. İsim vermeyen kimi partililer ise Türkiye’deki Suriyeliler algısı üzerine yapılan kamuoyu araştırmalarına dikkat çekti.

Bahsedilen o anketlerin neredeyse tamamı Suriyelilere dönük ciddi tepkiyi yansıtıyor. Öyle ki Suriyelilerle karşılaşmaktan rahatsız olanların oranı yüzde 70’in üzerinde. Suriyeliler yüzünden iş bulamadığını düşünenlerin oranı yüzde 90’larda. Bunları uzatmak mümkün ama eğer Suriyelilere dönük toplumun tepkisinden alkış toplanmak isteniyorsa bunun sonuçları alkış değil sıkılı yumrukların harekete geçmesine katkı yapmak olabilir. Siyasetçiler her sözün ağırlığını 2 kez tartıp konuşmak zorunda.