YAZARLAR

'Türkiye'yi tek kişi mi kumanda ediyor?'

EADaily ajansı Türkiye’nin darbe sonrası bir yılını değerlendirdi. Ajansa göre Ankara rejimi peşinde olduğu amaçlara varmış gibi. Ne Meclis’te ne ülke genelinde AK Parti'ye rakip kalmamış, resmi muhalefet “dağınık ve yolunu kaybetmiş” vaziyette. Öte yandan rejimin uyguladığı sert önlemlerin “ters tarafı” da var. Ajansın iddia ettiği gibi belirli kesimlerin memnuniyetsizliği artıyor, terör tehlikesi devam ediyor, ülkeyi saran siyasi istikrarsızlık ekonomiyi de olumsuz şekilde etkilemeye başladı.

Vzglyad.ru sitesinde çıkan yazıda Irina Alksnis 15 Temmuz darbe girişiminden sonraki Türkiye’nin durumunu yorumlarken “idam cezasını geri getirmeye hazırlanan ülkenin, Almanya ile krizi genişliyor. Recep Tayyip Erdoğan da Türkiye’nin toprak bütünlüğünü ve kişisel iktidarını korumakla meşgul” dedi.

Bununla birlikte son bir sene içinde, birçok delilin gösterdiği gibi darbenin arkasında duran Amerika ile var olan ilişkilerin büyük zarar görmemesi yazarın deyişiyle “komiktir”. Halbuki darbenin hemen ardından Avrupa ve özellikle Almanya ile çoktan beri bozulmaya başlayan arası, hızlı bir şekilde açıldı.

Öte yandan “dedikodulara kulak verirsek” darbe esnasında Erdoğan’a "kritik önem"de destek veren Rusya ile işbirliği yine ivme kazanmış durumda.

Alksnis, bu şartlarda ülke üzerine kontrolünü ve dolayısıyla iktidarını kaybetmemek için Erdoğan’ın “düşmanlarını ve genel olarak karşı çıkan herkesi bastırmak zorunda olduğunu” iddia etti. Şimdilik Türkiye Cumhurbaşkanı bunu becerebiliyor.

Yazara göre güçlü bir lider görünmeye çalışan Erdoğan, karşısına “medeni ve nazik davrandığından” sert bir karşılık vermeyecek Almanya’yı alıp halkına dünyanın önde gelen ülkelerin birine ne kadar sert davranabildiğini gösteriyor.

EADaily ajansı da Türkiye’nin darbe sonrası bir yılını değerlendirdi. Ajansa göre Ankara rejimi peşinde olduğu amaçlara varmış gibi. Ne Meclis’te ne ülke genelinde AK Parti'ye rakip kalmamış, resmi muhalefet “dağınık ve yolunu kaybetmiş” vaziyette.

Öte yandan rejimin uyguladığı sert önlemlerin “ters tarafı” da var. Ajansın iddia ettiği gibi belirli kesimlerin memnuniyetsizliği artıyor, terör tehlikesi devam ediyor, ülkeyi saran siyasi istikrarsızlık ekonomiyi de olumsuz şekilde etkilemeye başladı.

Dış politikada da “geri çekilme süreci gözle görülür”. Ülkenin, komşuları ve özellikle, Avrupa Birliği'yle arası açılmış. AB üyeliği artık gündemden kalkmış.

Bununla beraber geride bıraktığımız yıl “tamamen negatif” değil. Ajansa göre Suriye’ye “dikkatleri iç politikadan uzaklaştırmak maksadıyla” gönderilen TSK’nın elde ettiği mevzi, Rusya ve İran ile yapılan gizli anlaşmalarla resmiyet kazanmış durumda. Gene de “tek kişi tarafından kumanda ile” yönetilen devletten dış politikada ani bir hareket beklenebilir, Türkiye istikrarlı bir partner sayılmaz.

Ajansa göre bugüne kadar Erdoğan hem iç hem dış alanda başarılı bir siyasetçi olduğunu ispatladı. Bununla beraber EADaily, cumhurbaşkanının çevresinden gelecek bir “sessiz darbe” ihtimalini göz önünde bulundurmak gerektiğini öne sürdü.

REGNUM ajansı yorumcularından Sarkis Tsaturyan Ortadoğu’daki enerji konulu gelişmeleri değerlendirirken "ana süreç, Rusya’yı işin dışında bırakmak" dedi.

Tsaturyan'a göre yıllardır bir “enerji merkezi” konumuna gelmeye çalışan Türkiye adım adım hedefine ulaşıyor. TANAP, Bakü-Tiflis-Ceyhan ve Bakü-Tiflis-Erzurum hatları Anadolu’dan geçecek.

İstanbul Petrol Forumu'nda İlham Aliyev’in dediği gibi “Güney Gaz Koridoru” projesini yürüten Azerbaycan, Gürcistan, Türkiye, Bulgaristan, Yunanistan, Arnavutluk ve İtalya’ya “üç Balkan ülkesi” daha katılabilir. “Güney Gaz Koridoru”, Rusya’nın aleyhine olduğu için, ABD Dışişleri Bakanı Tillerson, projeye destek vermeyi vaat etti.

2012’de Bulgaristan üzerinden geçmesi tasarlanan 'Güney Akım' hattı teklifinde bulunan Rusya, iki sene sonra “Brüksel’in yapıcı olmayan politikası yüzünden” projeden vazgeçince “Güney Akım”ın yerini “Türk Akımı” aldı. Ne var ki Tsaturyan’ın deyişiyle “NATO müttefikleriyle beraber Türkiye Gazprom’a Avrupa yolunu açmak niyetinde değildi”. Nihayet Haziran 2017’de inşaatı başlayan “Türk Akımı”nın, Amerika’nın uygulamaya koyduğu yeni yaptırımlara takılma ihtimali ortaya çıktı.

Yazara göre o arada İsrail enerji bakanı Türkiye ile gaz boru hattı inşasını açıklayarak dolaylı olarak TANAP’a ilgi duyduğunu dile getirdi. İsrail’in, gazı Avrupa’ya pompalamak için Türkiye’nin yanında yer almaktan başka seçeneği yok. Türkiye ile serbest ticaret anlaşmasını imzalamaya hazırlanan İran da aynı durumda. “Güney Gaz Koridoru” gerçeklik kazandıkça Avrupa pazarı Rusya’dan adım adım uzaklaşıyor ve Moskova’nın durumu ele alma zamanı gelmiş.

Moskovskiy Komsomolets gazetesi yorumcusu Ivan Starodubtsev, ekseriyetle Rus kadını ve Türk erkeği şeklinde kurulan Türk-Rus evliliklerini ele aldı. Uzmanın vardığı sonuçlar şöyle:

Türk erkeklerinin Rus kadınlarını tercih etmesinin üç esas sebebi var. Bir, Rus kadınları güzel olur; iki, önce ailesini düşünür ve aile reisi olma arzuları yok; üç, evin dışında reislik oynamaktan ve sağa sola hava atmaktan hoşlanan kocalarının arkasında kalırlar.

Kadınları Türk erkeklerine çeken başlıca unsurlar ise onların, Rusya’da “gerçek” erkeklik belirtisi olarak algılanan "esmer"likleri ve kadının kalbini kazanmaya çalışan Rus erkeği sevgilisine “sana gökten bir yıldız indireceğim” derken Türk erkeğinin “hemen bir galaksi” armağan edeceğini vadetmesi.

Starodubtsev bu sonuçların ardından, ne var ki Doğulu toplumlarda zaman dilimlerinin çok soyut olduğunu ve “hemen”in sık sık çok uzun sürdüğünü dile getirdi.

Ayrıca ortalama olarak az içki kullanan Türkler, Rus kadınlarının gözünde kadına özen gösterir ve sorumluluk alır. Bununla beraber Starodubtsev, Türkiye genelinde senede 600 bin evlilik karşısında 130 bin boşanma olduğunu, istatistiklere göre boşanma sebepleri arasında kocanın özensizliği ve sorumsuzluğunun önde gelen nedenler arasında olduğunu yazdı.


Andrey İsaev Kimdir?

Moskova Devlet Üniversitesi Türkoloji Bölümü'nden mezun. Rusya Bilim Akademisi Şarkiyat Enstitüsü ile Kazan Devlet Üniversitesi'nde çalıştı. Toplam 17 yıl çeşitli görevlerde Türkiye’de bulundu, Çin ve Hindistan’da çalıştı. Gazetecilik, araştırmacılık ve çevirmenlik yapıyor. RS FM radyosu kurucularından ve ilk genel müdürü.“Eski Çağ Türkiye tarihi” ve “Hint-Avrupa Mitolojisi: bir inceleme denemesi” adlı kitapları var.