YAZARLAR

Felaketler ve vay başıma gelenler

Bütün herkesin aklını başına alması ve kaprislerini uygun bir yere bırakması ve safını iyi belirlemesi, ezberlerini değiştirmesi gerekiyor. Yoksa vay başımıza gelenler.

FELAKETLER KISMI

O da ne? İnsan hakları ve demokrasi ABidesi çöküyor. Malumunuz, İngiltere AB’den çekiliyor. İstatistiklerine baktınız mı? Bildiğiniz ihtiyarlar vermiş bu kararı. İçi geçmiş ihtiyarlar. Hayatlarında parıldayan neredeyse sadece TV ekranlarının pikselleri kalmış umutsuz, nemrut, eski kafalı ihtiyarlar. O ihtiyarlar gençlerin hayatını kaydırmaya karar verdiler. Şimdi sağcı partilere gün doğdu: “Biz de çıkalım biz de çıkalım.”

Hoş ABide dediğin kendine demokrat. Ruanda’ya soykırımcı, Türkiye’ye insan pazarlıkçısı, Suudi katillerin kankası. Aç Afrika’ya çakma yardım programları desteklerken onların önündeki balığı on binlerce kilometre öteden gelip dev gemilerle hunharca emen Avrupa.

Trump’ı gördünüz mü? Adam resmen göçmenlere, eşcinsellere, çevrecilere, kadınlara küfür ede ede başkan oldu. Adam şaka gibi, yaptığı işi de oyun sanıyor. Yılışık sırıtması ve ahmak görüntüsü dışında bir kişilik özelliği de yok görünen. Kendi kampanya bütçesini dolandırdı diyorlar. Yok artık.

Çipras nasıl fos çıktı. Gitti komşuyu paketledi verdi Merkel’e.

Mısır ne çok benziyormuş Türkiye’ye. Hep yukarıdan yukarıdan bakmasına nispet eder gibi hepsi 166 santimlik Sisi var ya, Müslüman Kardeşler’in hiçbir dini örgütlenmesine ilişmemiş. Onları ruhani ruhani sisteme bağlamakla meşgulmüş. AKP de anlaştı anlaşacak. Epeydir izci selamına benzer 4 kılık değiştirdi. Tek bayrak, tek kedi, üç çocuk.

Suriye’de bütün bir orta sınıf yok, kalanları perişan edildi. Artık seçim yapsan ne olur? Rakka’ya iki gün oldu girdiler, düştü düşecek lafları doluyor. Yahu bu kadar kolaydı o müsibet IŞİD’i niye bu kadar yaşattınız?

Libya, Suudi’ler, LePen, Mustafa Ceceli, ne acayip şeyler var dünyada.

Ya Türkiye?

Sosyal demokratların “bu son şansımız” diye tanımladığı son seçimin de bitmesiyle seçim sezonu bir müddetliğine kapandı. Memleketin en az yarısı AKP’den kurtulmak istiyor ama gidecek yer boş küme. Herkesin bir manisi var. Baksanıza memleketin buluşma noktası, birleştirici unsuru olabilecek zeytin gibi hassas, netameli (ve görkemli) bir konuda bile muhalefet üretemeyen bir ana muhalefet partisi var. CHP gibi bir şey olabilir mi?

Dün bir emlakçı bahçesini satmaya çalışan bir arkadaşıma şöyle dedi: “Ooo, Seydikemer’de olması daha iyi. Seydikemer çok yükseliyor. Maalesef o yeni ilçeyi AKP aldı ama çalışıyorlar, herkes çok memnun. Kolay satarız.”

Seydikemer kıyıya yakın. Siz CHP’nin kalelerinde oturanların belediyelerini severek oy verdiklerini mi düşünüyorsunuz? Bu ne kadar sürebilir? HSYK, insan hakları derken böyle muhalefetsizlik sürerse hop bakmışsınız kıyılar da gidiyor.

Böyle bir şey olabilir mi? Olabilir. Gidecek yer boş kümeyse, muhalefet kokmuş, muhalifler Ali Nesin’le uğraşıyorsa o ülkede her şey olabilir.

VAY BAŞIMA GELENLER KISMI

grafik

Sayfada gördüğünüz görseli İsveç komünist parti lideri RT'lemiş. Üstüne de ''Korkulacak şeylerden korkun'' yazmış. Ben uzundur merakla takip ettiğim @5Posta hesabında gördüm. 5Posta, “Tipik sol liberal kafa” diye kızmış. Ne kadar haklı.

Hakikaten adam barbarlardan korkmamaya teşvik etmek için pürsentaj vermiş. Aklınca mücadeleyi analitik bir zemine oturtuyor. Diyor ki kalp krizinden öleceksin terörden niye korkuyorsun? Halbuki analitik zemin bu değil. Analitik zemin şu: O listede bütün kalbiyle ikinci olan kanser de bir vakitler miniminnacık bir yerindeydi listenin. Modern tıp zırvalarını, plastik yiyeceklerden filan korkmaya korkmaya ikinci sıraya zıpladı. Tek rakibi kalp krizi şimdi. Kalp krizinin sebepleri de müşterek üstelik.

“Komünist” partinin cesaret zerk etmeye bu şekil teşebbüs ettiği bir dünyada başımıza gelenler az bile. Daha düne kadar beher diktatör başına on milyonlarca insan ölüsü düşüyordu. Dünyada ne felaketler olabileceğini tahmin etmek çok mu zor? Bu abiler hadi dayak yememişler, YouTube erişimleri bile yok mu? Bu cool’luk ne iş?

Kendisi dışında herkesi hor görenler iktidara gelmeye devam ederse biz ne yapacağız?

Bıdı bıdı “Gezi ruhu” diyenlere bir bakın Allasen. Gezi’nin suyunu çıkarmadan, geçmiş retoriklerine bulanmadan önlerine bakmayı deneseler keşke.

Allah'ım bu kadar geçmişini seven bir muhalif modeli kaç ülkede olabilir? Sanırsın burası Güney Amerika. Geçmişi zaferlerle dolu. Ben hafızamı zorluyorum, acılar, işkenceler, kayıplar, zulümler görüyorum sadece. Gezi dışında zafer denebilecek bir şey göremiyorum. Gezi’yi yapanlar da bugün Gezi retoriğine abananlar değildi hiç kuşkusuz.

Dün Abdullah Gül’ün seçilmemesi için hukuku hunharca eğip bükenler bugün Abdullah Gül başkanlığı için kampanya yapabilir durumdalar. Yarın da bugünü aratmaz umarım.

Bütün herkesin aklını başına alması ve kaprislerini uygun bir yere bırakması ve safını iyi belirlemesi, ezberlerini değiştirmesi gerekiyor. Yoksa vay başımıza gelenler.


Metin Solmaz Kimdir?

1969′da doğdu, Ankara’da büyüdü. İstanbul, Fethiye, Lapta, Lefkoşa ve Bodrum’da yaşadı. 1990 yılından bu yana yazılı basında ve muhtelif internet sitelerine yazıyor. siberalem.com, idefix.com, Overteam ltd ve Ağaçkakan Yayınları kurucularındandır. Kitapları: Kenardaki Milyonerler (1992, Korsan), Rock Sözlüğü (1994, Pan) Türkiye’de Pop Müzik (1996, Pan), Türkiye’ye Ait 100 Büyük Yanılgı (2015, Ağaçkakan), Erken Adam Hikayeleri (2016, Pan), 100 Ne Olacak Bu Memleketin Hali (Hazırlayan, 2016, Ağaçkakan) Facebook: MetSolmaz | Twitter: @metinsolmaz