YAZARLAR

6-7 Kasım’da darbe mi olacakmış?

Emekli askerler, ‘istihbarat kaynakları’ ve hükümet yanlısı medyanın, birbiriyle örtüşecek şekilde '6-7 Kasım’da yeni kalkışma riski'ne işaret etmesi elbette dikkat çekici. Ama ‘satır arası’ bir detay daha ilginç: “HDP'li vekillerin 6 ve 7 Kasım tarihinde ifadeye çağrılacağı ve bir tutuklama kararı çıkarsa…”

İlk fitili “Öcalan’ı sorgulayan komutan” olarak tanına emekli albay Hasan Atilla Uğur ateşledi. Uğur, Yeni Şafak gazetesinde 25 Eylül günü yayınlanan söyleşisinde “İkinci kalkışmaya hazır olun. Ve çok yakın bir zamanda. Çok net bilgi olarak söylüyorum: İkincisi daha kanlı olacak” iddiasında bulunuyordu. Uğur, bir ‘kaos ve darbe planı’ da aktardığı ve dahası ‘tarih’ de verdiği için iddiası büyük yankı uyandırdı.

“Güneydoğu'da her zaman yaptıkları gibi HDP'lilerin de çağrısıyla bir nümayiş, gösteri yapılacak. Polisin, askerin içinde tespit edilmemiş FETÖ'cüler gaz sıkmak yerine, halkın üzerine ateş açacaklar. (…) Burada 15-20 kişi ölecek. (…) Batı'da ise fitili, 4-5 noktada sansasyon yaratacak büyük patlamalarla ateşleyecekler” diyordu Uğur, ve “Eğer biz bu oyunu bozmazsak” diye şerh düşse de bir tarih de veriyordu: “Kasım ayını geçmez."

(Burada araya küçük bir ‘not’la girmek zarureti doğuyor. “Güneydoğu’da halkın üzerine ateş açılması”nı, bir kaos planı senaryosunun adımlarından biri olarak kabul edebilirdik; eğer bu daha önce defalarca yapılmamış, 92 Newrozunda olduğu gibi, “15-20”nin de çok üstünde insan ölmemiş ve takip eden yıllarda da her iktidar tarafından tekrarlanmamış olsaydı.)

Hasan Atilla Uğur’un sözleri o kadar etkili oldu ki, hükümet sözcüsü Numan Kurtulmuş, ertesi gün gazetecilere “Halkı böyle söylentilerle paniğe sevk etmeye gerek yok” demek zorunda kaldı. Hükümet sözcüsü, “kasım ayında yeni bir darbe kalkışması olacağı yönünde istihbarat raporu bulunmadığını” söylüyor ama ‘tedbiri’ de elden bırakmıyordu: “yine de darbeciler uyumaz. Boş duracağını düşünmeyelim…”

Ama hükümet sözcüsünün bu ‘tedbirli yalanlama’sı, hükümet destekçisi bazı yayınları yatıştırmadı.

Yine bir gün sonra, 27 Eylül’de Yeni Asır gazetesi “FETÖ’den kalleş taktikler” başlığıyla bir haber yayınladı. Hükümet destekçisi pek çok başka yayın organı tarafından da kullanılan, Fatih Şendil imzalı bu haberde, “istihbarat birimleri”ne ve “İzmir FETÖ soruşturmasında ulaşılan bilgilere” dayandırılarak, “6-7 ve 8 Kasım tarihlerinde yeni bir hareketlenme, kalkışma” beklendiği iddia ediliyordu. Yeni Asır da emekli albay Uğur gibi ‘Güneydoğu’yu işaret ediyordu: “HDP'li vekillerin 6 ve 7 Kasım tarihinde ifadeye çağrılacağı ve bu süreçte bir tutuklama kararı çıkarsa FETÖ’nün Doğu'da bir hareketlilik çıkararak halkı ayaklandırmaya çalışacağı ileri sürüldü.”

Emekli askeri savcı Ahmet Zeki Üçok, aynı gün, kendi twitter hesabından şöyle yazdı:

“18.943 askeri öğrenci

4.600 subay, astsubay

38.744 polis

90.000 özel güvenlik görevlisi

48.000 öğretmen

200.000 eğitimli FETÖ militanı aramızda”

Üçok, önceki gece CNN Türk ekranında bu sayısal dökümü tekrar etti ve Hasan Atilla Uğur’un iddiaları ve Yeni Asır’ın “istihbarat kaynaklı” haberiyle benzer şekilde 6-7 Kasım tarihlerine işaret etti. Üçok, 8 Kasım’daki ABD seçimlerini de hatırlatarak, 6-7 Kasım’da Güneydoğu’da ayaklanmalar çıkabileceğini, batıda ise darbe hücrelerinin “Meclis’i yeniden bombalamak gibi” sansasyonel eylemlere kalkışabileceğini öne sürüyordu.

Emekli askerler, ‘istihbarat kaynakları’ ve bu kaynakları haberleştiren hükümet yanlısı medyanın, birbiriyle örtüşecek şekilde aynı tarihlere işaret etmesi elbette dikkat çekici. Ama ‘satır arasında kalmış’ gibi görünen, oysa açıkça ‘satır başı’ olan bir detay daha ilgi çekici görünüyor. Ne diyor Yeni Asır’a bilgi veren ‘istihbarat ve yargı kaynakları’: “HDP'li vekillerin 6 ve 7 Kasım tarihinde ifadeye çağrılacağı ve bu süreçte bir tutuklama kararı çıkarsa…”

Bazı HDP’li vekillerin tutuklanacağı yönündeki duyum, tahmin ve yorumlar, HDP lideri Selahattin Demirtaş da dahil olmak üzere pek çok kişi tarafından bir süredir dile getiriliyordu zaten. Buna, 6 milyon HDP seçmeni başta olmak üzere, hala demokrasiye inanan tüm yurttaşların göstereceği tepkiler de ilgili herkes tarafından ‘öngörülebilir’ durumda.

Bu koşullarda 6-7 ve 8 Kasım’ın “bir darbe kalkışması olabilir” diyerek çerçevelenmesi, olası tutuklamaların ardından mevcut OHAL’in “sıkıyönetim dozunda” uygulanması ve sokağın tekinsizleştirilmesi açısından ne kadar ‘işlevli’ olduğunu söylemek abartılı mı olur?

Hayatın Sesi, İMC, Yön Radyo gibi yayınların, hatta çizgi film yayınlayan kanalların kapısına sorgusuz sualsiz mühür vurulduğu günlerde, sanki demokrasi rayına oturmuş da “yeni darbe”den korkarmış gibi yapılmasını inandırıcı mı bulalım yoksa?


Hasan Atilla Uğur’un söyleşisi:

http://www.yenisafak.com/gundem/ikinci-kalkisma-cok-yakinda-2536600

Numan Kurtulmuş’un darbe iddiasına yanıtı:

https://www.gazeteduvar.com.tr/politika/2016/09/26/kurtulmus-kasimda-darbe-raporu-yok/

Yeni Asır’ın haberi

http://www.yeniasir.com.tr/surmanset/2016/09/27/fetoden-kalles-taktikler

Ahmet Zeki Üçok’un tweet'i

https://twitter.com/ahmetzekiucok/status/780566449714765825


Hakkı Özdal Kimdir?

1975 yılında doğdu. İTÜ Malzeme ve Metalurji Mühendisliği'nden mezun oldu. 1996'dan itibaren, Evrensel Kültür dergisinde, Evrensel, Referans ve Radikal gazetelerinde editörlük ve yazarlık yaptı. Halen Yeni E dergisinin yazı işleri müdürlüğünü yapıyor.