YAZARLAR

Rio Olimpiyat Düğün Salonu’na hoş geldiniz...

Çünkü sporcular ikiye ayrılır: Erkek sporcular ve erkek gibi koşan, yüzen, atlayan, hoplayan bazı kadın sporcular. Bu, bizim bakkal amca için de böyle, spor yorumcuları için de böyle.

Bakkalda durmuş, para üstü bekliyordum... Bizim bakkalın en önemli özelliği, bir gün birinin ona “Neyse, üstü kalsın, acelem var!” diyeceği umuduyla para üstü verme işini ağırdan almasıdır. İşte bu bekleme seanslarında, gözüm hep tepede asılı duran, mini televizyona takılır.

O gün televizyonda, Rio Olimpiyatları vardı.

Kadınlar atletizm 100 metre yarı finali. Bakkal amca da benimle birlikte koşuyu izledi ve göbeğini hoplatarak, “Erkek gibi koşuyorlar haa!” dedi.

Çünkü sporcular ikiye ayrılır: Erkek sporcular ve erkek gibi koşan, yüzen, atlayan, hoplayan bazı kadın sporcular.

Bu, bizim bakkal amca için de böyle, spor yorumcuları için de böyle.

Amerikalı jimnastikçi Simone Biles, asimetrik paralelde oradan oraya uçup hiç kemiği yokmuş gibi eğilip bükülürken, NBC yorumcusu, bu inanılmaz performansın, ne kadar inanılmaz olduğunu şöyle özetledi:

“Ay neredeyse, erkeklerden bile daha yükseğe atlayacak!”

(Cümleye “Ay!” diye başlamamış olabilir ama bu anlama gelecek bir coşkuyla başladı.)

Simon Biles için bu yorum, kazandığı altın madalyadan daha değerlidir. Çünkü bir kadın sporcu, “erkeklerden bile” daha yükseğe sıçramaktan başka ne isteyebilir?

Sonra birden, Macar yüzücü Katinka Hosszu, 400 metre yüzüp dünya rekoru kırdı. Olabilir… Gayet normal bir şey bu. İmkanı olan herkes kırar.

Nedir bu yeterli imkan? İyi bir hoca ve iyi bir koca. Şanslı Katinka, bu ikisini aynı kişide bulmuştu. Bu yüzden, kameramız havuzun kenarında dünya rekoru kırmanın haklı gururunu yaşayan kocasına döndü. NBC yorumcusu da “İşte bu başarıdan sorumlu olan insan!” diyerek, noktayı koydu.

Sonra birden, atıcılık trap kategorisinde, Amerikalı Corey Cogdell, bronz madalya kazandı. Chicago Tribune gazetesi de resmi twitter hesabından bu mutlu haberi şöyle duyurdu: “Bears’ın çizgi oyuncusunun karısı, bronz madalya kazandı.” Kim kazandı? Bizim Amerikan futbolu takımı Chicago Bears yok mu? İşte oradaki futbolcunun karısı kazandı.

Sonra birden, Amerikalı yüzücü “yeni anne” Dana Vollmer, altın madalya kazandı. Madalya neyse de 17 ay önce çocuk doğurmuştu bu kadın!

Her cümle “yeni anne”yle başladı, “17 ay önce yahu”yla bitti.

Sonra da onun ruju, bunun kocası, öbürünün “ten rengine uyumlu olmayan” mayo seçimi, o gencecik kızın hoplayan koca göbeği, çarpık bacaklının suratsızlığı, bizim kızın salonu aydınlatan beyaz dişleri derken; bu sene de olimpiyat yorumları, düğünlerdeki dedikoducu amcaların yorumlarını aratmadı.


Reyya Advan Kimdir?

Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden mezun oldu. 13 yıl, İstanbul’da çeşitli uluslararası reklam ajanslarında, reklam yazarlığı yaptı. Çocuk hikâyeleri ve masallar yazdı. İstanbul’un trafiğine ve nem oranına daha fazla dayanamayarak, Ankara’ya geri döndü. 2009’da, Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde öğretim görevlisi oldu. Reklamcılık, yazarlık, sunum teknikleri gibi alanlarda dersler veriyor. Kurbağalara olan abartılı ilgisi dışında, normal bir insan.