Ne yaparsan aşkla yap!

1940'larda sinema sektörünü ve kadınların çalışma koşullarını anlatan Lissa Evans'ın romanından uyarlanan Aşkın Çekimi Lone Scherfig imzasını taşıyor. Film, hikayesini bir aşk üçgeninde anlatıyor.

21 Mayıs Pazar 2017 Saat: 07:00

Halihazırda kadınların iş yaşamındaki varlığı sorgu sual edilirken bu hafta vizyona giren Aşkın Çekimi / Their Finest bu sorguyu 1940'ların İngiltere'sine taşıyor. Kadın sinema yazarlarının azlığından ya da ön planda olmamasından bahsettiğimiz gündemi düşününce, film bizi bir parça daha kendine çekiyor. Tercihlerini çocuklarından ve ailelerinden yana yapan kadınların iş dünyasında atıl konumda kalmalarına, kadın ve erkek arasındaki doğal iş bölümü döngüsüne sıklıkla tanıklık ediyoruz.

Odağına çalışan kadını alan Aşkın Çekimi, işçi sınıfının dönem görüntüleriyle başlıyor. Ardından sinema dünyasında var olmaya çalışan kadınların dünyasına giriyoruz. Film her ne kadar Catrin, Tom ve Ellis arasındaki aşk üçgenini anlatsa da, aslında savaş döneminde sinema sektörünün nasıl etkilendiğini ve kadınların çalışma koşullarını resmediyor.

'ONLAR DÖNENE KADAR...'

Savaş çıkıp erkekler cephelere çağrıldığında "onlar dönene kadar" boşluklarını dolduracak olan kadınlar çalışma hayatına giriyor. "Onlar döndüğünde" yerini geri vermeye hazır olanların yanı sıra dişiyle tırnağıyla bulunduğu yere tutunan kadın çalışanları görüyoruz. Filmin başat iki kadın karakteri bu kadın tiplerinin temsili. Esas karakterimiz Catrin, beklemediği anda yer edindiği sinema dünyasında çekingen adımlarla yürürken, İstihbarat Birimi çalışanı Phyl Moore cesur, ayakları yere sağlam basan bir kadın, ancak bunu erkek üniformasını üzerine geçirerek yapabiliyor. Moore'un asıl ilginç yanı, bu dünyanın erkek sertliğine tam olarak ayak uydurmayıp içinde kadın duygusallığını da koruyor olması. Senaryo yazım süreci boyunca birlikte çalışacak olan Catrin ve senaryo şefi Tom Buckley arasındaki çekişme dönemin genel anlayışını temsil eder nitelikte.

Lissa Evans'ın romanından Gaby Chiappe tarafından uyarlanan, yönetmenliğini Lone Scherfig'in yaptığı Aşkın Çekimi bir aşk üçgeni anlatmasına karşın, asıl işaret ettiği hayatın çekim gücünün aşk olması.

Erkek dünyasında var olmaya çalışan fakat erkek üniformasını üzerine giymemiş bir kadın kahramanla tanıştırıyor bizi Lone Scherfig. Savaş ressamı sevgilisi Ellis ile kilisenin onaylamadığı bir ilişki sürdüren Catrin, bunu çevresinden gizliyor. Biriyle birlikte yaşamak dönemin İngiltere'si için bile kabul edilemez bir durumdur. Catrin, türlü toplumsal yaptırımlara karşı çıkan, yazmaya gönül vermiş, sevgilisinin himayesini kabul etmeyen, kendi kira parasını ödemek için yalnız kalmayı göze alabilecek kadar kendine inanan ve hırslı biri.

Ellis ise şansı yaver gitmeyen, sanatıyla hayatta kalmaya çalışan, bunu pek de başaramayan, sevgilisinin sorumluluğunu taşıyamayacağını düşününce onu tez elden geldiği yere göndermeye çalışan, sorumsuz bir sanatçı. Sanatçı kimliği olmasına rağmen genel kabul gören toplumsal rolleri aşamamış biri aynı zamanda. Londra'da kalmak için elinden geleni yapan ve kendini var etmeye çalışan Catrin, sevgilisinin himayesine gerek kalmadan kirasını ödemeyi başarır. Ekonomik gücün Catrin'e getirdiği güce itiraz hakkını yutkunarak hazmetmeye çalışır Ellis.

Catrin, santral operatörüyken savaşın getirdiği boşlukta kendini "lapa" diye tabir edilen nükteli, kısa diyalog yazarı olarak bulur. Yazdığı diyaloglar Tom'un ilgisini çekince Catrin kendini senaryo ekibinin içinde bulur. Ondan istenen, karamsar ruh halinden biraz olsun kurtulmak için gerçeği yumuşatarak aktaracak diyaloglar yazmasıdır. Toplumun ruhsal yapısını şekillendiren sinema için komedi, bir parça iyimserlik ve perdede gördükleri köpek iyi bir seçenektir. Gelişen olaylar ve Tom'un onu keşfetmesiyle kısa sürede parlak bir kariyere kavuşur.

İçinde saklı tuttuğu cevheri ortaya çıkarmak için sunulmuş bir armağandır bu iş onun için. O günlerde çokça konuşulan bir olayı araştırmak için görevlendirilir; iki kızkardeş Dunkirk'te tahliye edilmeyi bekleyen müttefik kuvvetlerinin tahliyesine yardım etmek için babalarının teknesini kaçırırlar. Kamuoyu tarafından büyük ilgi gören, alkolik babalarına karşı çıkarak kahramanlık örneği sergileyen iki kızkardeşin hikâyesi beyazperdeye aktarılacaktır. Bu iki kızkardeş sayesinde Catrin kadın kahramanlarını yaratır.

SİNEMA ŞARTLARI ELEŞTİRİLİYOR

Aşkın Çekimi her ne kadar bir aşk üçgenini anlatsa da dönemin sinema sektörünü, çalışma şartlarını yakınlaştırıyor izleyiciye. Savaşın en civcivli dönemlerinde klavyesinin başında kelimelerle hayatta kalmaya çalışan, işini savaşa rağmen aşkla yapan sinemaseverlere tanıklık ediyoruz. İşin aslı, aşk hikâyesinden çok sette geçen keyifli sahneler öne çıkıyor.

Filmin yan karakterleri ustalıkla yaratılmış. Bunlardan en doyurucu olanı savaş öncesi bir dedektiflik serisinin yıldızı olan Ambrose Hilliard. Hilliard'ın üçüncü sınıf bir rolünün nasıl güçlü bir karaktere evrildiğini görmek güzel. İstihbarat Birimi memuru Phyl Moore, kahraman Amerikalı pilotu izlemek oldukça keyifli. Filmin akılda kalan önemli karakterleri arasında kız kızkardeşlerin olduğunu da söylemeliyim. Onları gördüğümüz kısacık anda savaşın yarattığı tahribatı ve dönemin bastırılmış kadın profilini oldukça yerinde bir performansla aktarıyorlar.

Scherfig'in yakın plan çekimleri tercih ettiği Aşkın Çekimi yarattığı atmosfer ve kostümleriyle dönemi ve savaş ortamını duygusal bir dille anlatıyor. İzlemekten keyif alacağınıza inandığımız filmden duygusal olarak güçle çıkmanız kuvvetle muhtemel.