Budapeşte 2 günde nasıl gezilir?

Budapeşte bana göre İstanbul’dan sonra Avrupa’nın en güzel ikinci kenti… Yolculuk sadece 1,5 saat sürüyor, bu yüzden haftasonu kaçamağı için birebir… Sadece iki gün tüm şehri gezmeniz için yeterli!

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - 'Tuna’nın İncisi', 'Doğu’nun Paris’i gibi isimlerle anılan Budapeşte, mimarisi, etkileyici sokakları, müzeleri ve şahane köprüleriyle buram buram romantizm kokan bir şehir adeta… Şehrin tamamını sindirerek dolaşmak istiyorsanız daha uzun kalmanız gerekiyor ama kentin görülecek yerlerini gezmek için iki gün yeterli...

İLK GÜN BUDA

Buda ve Peşte olarak iki kısımdan oluşuyor aslında. Buda eski, Peşte yeni şehir demek...

Tarihi koklamayı sevenlerin şehrin eski kısmında kalmalarını öneriyorum. Tavsiyem direkt Balıkçı Tabyası’na gitmeniz… 1800’lerin sonunda yapılan Balıkçı Tabyası, ülkeyi kuran yedi kavimi temsil eden yedi kuleye sahip. Oradan hemen kalenin bulunduğu yere geçebilirsiniz. Kraliyet Sarayı olarak da bilinen Buda Kalesi, Avusturya-Macar İmparatorluğu döneminden kalma tarihi bir yer. Eski şehrin Tuna Nehri’nin cazibesinden kaynaklanan enfes bir manzarası var ve bu manzarayı daha da görkemli bir hale getiren Parlamento Binası’nı tüm ihtişamıyla kaleden izleyebiliyorsunuz.

Eğer sanat hayatınızda önemli bir yerdeyse günün yarısını geçirmekten çok keyif alacağınız ‘National Gallery’e gitmenizi tavsiye ediyorum. Macar ressamları ve heykeltıraşları, savaşın ve sonrasında komünizmin getirdiği ruh halleri, tarihleri hakkında iyi bir fikir sahibi olabilirsiniz. Eğer müzelere ve sanata çok meraklı değilseniz, buralara gitmenize gerek yok!

meydan

Kalenin kalbi sayılan Trinity Meydanı kesinlikle görmeniz gereken yerlerden biri. Burada bulunan Trinity Sütunu, 1700’lerde ortaya çıkan veba salgınından korunmak için yapılmış.

Tuna Nehri’nin hemen yanıbaşında bulunan Gellert Tepesi’deki kale, savaştan sonra şehri daha iyi kontrol etmek için yapılmış. Gerçekten de muhteşem bir panoramik manzarası var. Bu tepede bulunan Özgürlük Anıtı, Sovyet güçlerinin şehri Nazi işgalinden kurtarmasını simgeliyor.

Oradan Atatürk Caddesi’ne ve Gül Baba Türbesi’ne geçebilirsiniz. Türbe ille görülmesi gereken yerlerden değil ama hikayesinden dolayı uğramanızda fayda var. Gül Baba, Macarlar tarafından da çok sevilen, elinde tahta kılıcı, sarığında gülü eksik olmayan bir Bektaşi dervişi; Gül Baba ismini de bundan dolayı almış. Hatta Budapeşte'ye gülü getirenin de Gülbaba olduğu söyleniyor.

Eski Buda’nın arka sokaklarından geçerek, şehrin Central Park’ı olan ve içinde Açıkhava tiyatrosu da bulunan Margaret Island’a gidebilirsiniz. Burada ister romantik bir yürüyüş yapabilir, ister çift kişilik bisikletlere binebilirsiniz; ya da elinizde kitap ve kulağınızda Liszt ile Peşte’ye karşı piknik yaparak adanın keyfini çıkartabilirsiniz.

Avrupa'nın en iyi ışıklandırılmış şehri unvanına sahip bu şehir, gece daha da büyüleyici oluyor. Bu yüzden akşamki programınız zaten belli; Tuna Nehri üzerinde salınarak şehri daha da keyifli seyretmenizi sağlayan tekne turları… Turların hepsi çeşit, çeşit. Yemeklisi var, müziklisi, danslısı var, ya da sadece yolcu olarak da katılabiliyorsunuz. En ucuzu kişi başı 10 Euro.

İKİNCİ GÜN PEŞTE

İsmini vatansever Macar bir şairden alan Vörösmarty Meydanı ve buradaki aslanlı çeşme Budapeşte gezisi için en ideal başlangıç noktası... Buradan Peşte’nin hemen her yerine kolaylıkla ulaşabiliyorsunuz.

cesme

Birbirinden renkli kafeleri, restoranları ve dükkanlarıyla şehrin en kalabalık ve popüler sokağı Vaci Utca da bu meydanın hemen köşesinde… Sabah kahvaltınızı yaptıktan sonra kahvenizi meydanda bulunan, eski zamanlardan kalma bir balo salonuna benzeyen pastaları ve kahveleri ile ünlü Gerbeaud Pastanesi‘nde içebilirsiniz. Pastanenin tam karşısında da Türklerin inşa ettiği Avrupa’nın ilk metrosu bulunuyor. Bu metro ile Budapeşte’nin meşhur bit pazarlarına gidebilirsiniz. Bit pazarları ve bu pazarlarda satılan teneke ve tahtadan yapılma antika oyuncaklar bu şehrin en önemli özelliklerinden bazıları... Genelde sabah saat 07.00’den öğleden sonra 14.00’de kadar açıklar. Burada 2’inci Dünya Savaşı’ndan ve öncesinden kalma aletler, eşyalar, takılar, madalyonlar, plaklar, kitaplar hatta kıyafetler bile bulabiliyorsunuz.

Eğer bit pazarları dikkatinizi çekmiyorsa, kahvenizi içtikten sonra direkt şehrin en havalı caddesi olan Andrassy Bulvarı’nda yürüyüş yapabilirsiniz. Geçmişi 1876’ya kadar uzanan cadde, tarihi özellikleri, mimarisi ve güzel binalarıyla UNESCO Dünya Mirası listesinde… Bulvarın sonunda yer alan Kahramanlar Meydanı da UNESCO tarafından Dünya Mirası olarak koruma altına alınmış.

Budapeşte‘nin en popüler alışveriş noktalarından birisi olan Büyük Market’te taze meyve ve sebzeden, tekstil ve hediyelik eşyalara kadar pek çok ürün bulunuyor. Halk pazarlarını seviyorsanız burası kesinlikle kaçırmamanız gereken yerler arasında.

bazilika

Market sonrası direkt St. Stephen Bazilikası’nı ziyaret edebilirsiniz. Burası Budapeşte’nin en büyük kilisesi… Adını Macaristan'ın ilk kralından alan kilisenin 96 metrelik kubbesi, Peşte'nin en yüksek seyir noktası… Buradan direkt meşhur Parlamento Binası’nın bulunduğu yere geçebilirsiniz. Koridorlarının toplam uzunluğu 20 km’nin üzerinde olan 691 odalı bu devasa binada Macar kraliyet mücevherlerinden, Macar kültürüne kadar pek çok nadide parça yer alıyor. Binayı gezmenin minimum 2 saatinizi alacağını bilmeniz gerekiyor.

Bu kadar yürüyüşten sonra çok yorulacağınız için gezinin en keyifli tarafını sona sakladım. Budapeşte’nin en karakteristik özelliklerinden birisi de kaplıcaları… Bünyesinde bulunan 18 havuzu ile Avrupa’nın en büyük spa’sı sayılan Szechenyi Kaplıcaları’nın doğal kaynak suları tam 27 derece, dolayısıyla bu ziyaretçilere kışın bile açık havada yüzme şansı tanıyor.

opera

Budapeşte’ye gelip de meşhur Opera Binası’na gitmemek olmaz tabii. Bu son akşamınızda eğer opera seviyorsanız mutlaka operaya gitmenizi tavsiye ediyorum. Eğer operaya gidemezseniz, hemen her hafta çoğu kilisede verilen klasik müzik konserlerine mutlaka gitmelisiniz. Benim favorim ise yine St. Stephen Bazilikası…

Kışın Budapeşte’ye gitmek için 7 neden

-Kaplıcaları

-Avrupa'nın en güzel opera binasında opera izlemek

-Peri masalı ortamında, City Ice Rink'de buz pateni yapmak

-Kışa özel baharatlı şarapları (forralt bor)

-Kayak fırsatı

-Efsanevi kafeleri

-Bir pazarları